Bireyler ve toplumların başarılarında, hedeflerine varmalarında yatan bir takım önemli etkenler vardır. Yine milletleri ayakta ve dinamik tutan bir takım nedenler vardır. Yaşadığımız çağa baktığımız ve bu çağı tahlil ettiğimiz kadar genel de gençlik bir boşluk ve bocalama girdabı, bunalımı ile içinde olup pusulasını şaşırmış durumdadır. Gençliği bocalama ve bunalım bataklığına atan ise ruh ve mana eğitiminin olmaması, yanlış sistemlerin gençler üzerinde uygulanması ve gençliğin kendisini tamamen maddeye özdeşleştirmesinden kaynaklanmaktadır. Gençlik bunalım girdabına düştüğü zaman ister istemez pusulasını da şaşırmış olur. Şuurlu, bilinçli, akıllı, inançlı bir gencin yön ve ciheti Müslüman düşmanları, Siyonistler, emperyalistler asla olamaz.
İnançların, düşüncelerin aktarılmaya başlandığı ve gençler için pusulaların belirginleştiği en önemli gençlik dönemini gençler için çok dikkatli okumamız gerekmektedir. Manevi ve ahlaki değerler ışığında kişilerin kimliğinin, karakterlerinin ve kişiliklerinin oturması bu döneme rastlamaktadır. Gençlerimize hem maddi alanda hem de manevi alanda vermemiz gereken birçok önemli hususlar mevcuttur. Manevi hayatlarının gelişmesinde ilk başta vermemiz gereken en önemli sorumlulukların başında inanç gelmektedir. Bu manada Allah'ı, Peygamberimizi, Peygamberimizin Ehl-i Beyt'ini, Kitabımızı ve Dinimizi tanımanın kalbe yerleşeceği çağ gençlik çağıdır. İman alanında bireyin sağlam bir inançla donatılması gelecekte hatalara düşmesini engelleyecekken, inanç problemlerinin en çok yaşandığı gençlik döneminde bu problemler bitirilmezse hayatın kalan kısmında dünya ve ahiret açısından sıkıntılar getirecek bir hayat yaşanmaya başlanacaktır. Bu sebeple gençlerimize kazandıracağımız en önemli değerlerin başında iman ve inanç hususları gelmektedir. Toplumun her bir ferdi, özellikle kanaat önderleri, âlimler, şuurlu insanlar, derdi olanlar çok iyi bilmelidirler ki, gençliği olmayan bir toplum adası olmayan göller ülkesine benzer. Zira genç nesiller bir toplumun dinamikleri ve nizamiyesi konumundadır. Elbette gençlerin bir takım konularda hata yapmalarını hoş karşılamak ve hata yaptıkları zaman tek kalemde onların üzerini çizmemek gerekir.
Nitelikli, eğitimli, basiretli, şuurlu, kadrolarına, birbirlerine, milli ve dini değerlerine bağlı olan İcmal gençliğinin sağlam bir kale gibi anti değerlere taviz vermeden ayakta durduklarını müşahade etmekteyiz. Ben bunu onlarla karşılaştığımda onlarda gördüğüm ışıklı gözlerde ve canlı ruhlarda gördüm. Bu ışıklı gözlerin, dini ve milli değerlerine bağlı olan ve batıla taviz vermeyen bu canlı ruhların çoğalması ve her geçen gün ilerlemesi ve yakın zamanda Rahmani amaca ulaşması için bu günkü İcmal gençliğine düşen bir takım görevler ve yapmaları gereken bir takım sorumluluklar vardır.
Öncelikle İcmal gençliği güneş gibi olmalıdır. Şöyle ki, güneş doğduğu zaman bulut engelini aşıp yer küresine ulaşmak ister. İcmal gençliği de engellere karşı güneş gibi olmalıdır. Güneş doğduğu zaman her mahlûka eşit olarak yansır, İcmal gençliği de etraflarına karşı eşit mesafede olmalı ve güneş enerjisi gibi bir birlerine sıkı sıkı kenetlenmelidirler.
Sonrasında İcmal gençliği toprak gibi olmalıdır. Toprak bereket ve tevazu kaynağıdır. Toprak kendisindekini örter. İcmal gençliği de toprak misali bereket kaynağı ve mütevazı olmalı ve birbirlerin de görmüş oldukları kusur ve hataları toprak misali örtmelidirler.
Ve yine İcmal gençliği nehir gibi olmalıdır. Nehir kendisinden açılan kanallarla arazilere, ölü topraklara hayat kaynağı olmaktadır Nehir cömertliği bol olan bir kaynaktır. İcmal gençliği de nehir gibi araziye açılmalı ve ölü ruhlara hayat kaynağı olmalıdır ve bunları yaparken nehir gibi cömertliği de ihmal etmemelidirler. Nehrin suyu hayat ve hayata ümit kaynağıdır. İcmal gençliği öncelikle kendi içlerinde, kadroları arasında ve sonrasında çevrelerine ve ülkelerine ve ülke insanına su gibi hayat ve ümit mayası olmalıdır. Yine su gibi kalıcı olmak için projeler üretmeli ve çalışmalar yapmalıdırlar. Zira su kalıcıdır ancak su üzerindeki köpük ise gidicidir.
Ve yine İcmal gençliği ölü gibi olmalıdır. Yani gassala (cenaze yıkayan) teslim olan ölü gibi olmalıdır. Ölmüş insan kendisine cenaze guslü veren kişiye karşı tamamen mutlak olarak teslimdir. İcmal gençliği de her şeyden önce Allah'ın kanun ve emirlerine ve sonrasında başındaki liderine, teşkilat içerisindeki prensiplere ve kadroları içerisindeki kanaat önderlerine, verilen görevlere karşı ölünün ğessala teslim olduğu gibi teslim olmalıdırlar. İcmal gençliği bunları yaparken bireyleri ve toplumları hedefe ve başarıya götürecek olan şu etkenleri de asla unutmamalıdırlar. O etkenler bir evet iki hayır'dan ibarettir.
Evet: Sıkıntılara, zorluklara, engellere karşı mücadele etmeye, koşuşturmaya, yılmadan çalışmaya, ins ve cinden olan hannaslara karşı mücadele etmeye… Evet!..
Hayır: Tereddüte, şüpheye, düşünce girdabında bocalamaya, müzebzebin (gel-git) olmaya… Hayır!..
Hayır: Ümitsizliğe hayır!...
İcmal gençliği güneş, toprak, nehir ve ölü gibi olup insan ve toplumları başarıya götüren bir evet ve iki hayır'a göre yaşadığında ve bunları ilke edindiği de ülkemiz ve bölgemiz sulh, barış ve bereket dolu bir hayata kavuşacaktır.
İnançların, düşüncelerin aktarılmaya başlandığı ve gençler için pusulaların belirginleştiği en önemli gençlik dönemini gençler için çok dikkatli okumamız gerekmektedir. Manevi ve ahlaki değerler ışığında kişilerin kimliğinin, karakterlerinin ve kişiliklerinin oturması bu döneme rastlamaktadır. Gençlerimize hem maddi alanda hem de manevi alanda vermemiz gereken birçok önemli hususlar mevcuttur. Manevi hayatlarının gelişmesinde ilk başta vermemiz gereken en önemli sorumlulukların başında inanç gelmektedir. Bu manada Allah'ı, Peygamberimizi, Peygamberimizin Ehl-i Beyt'ini, Kitabımızı ve Dinimizi tanımanın kalbe yerleşeceği çağ gençlik çağıdır. İman alanında bireyin sağlam bir inançla donatılması gelecekte hatalara düşmesini engelleyecekken, inanç problemlerinin en çok yaşandığı gençlik döneminde bu problemler bitirilmezse hayatın kalan kısmında dünya ve ahiret açısından sıkıntılar getirecek bir hayat yaşanmaya başlanacaktır. Bu sebeple gençlerimize kazandıracağımız en önemli değerlerin başında iman ve inanç hususları gelmektedir. Toplumun her bir ferdi, özellikle kanaat önderleri, âlimler, şuurlu insanlar, derdi olanlar çok iyi bilmelidirler ki, gençliği olmayan bir toplum adası olmayan göller ülkesine benzer. Zira genç nesiller bir toplumun dinamikleri ve nizamiyesi konumundadır. Elbette gençlerin bir takım konularda hata yapmalarını hoş karşılamak ve hata yaptıkları zaman tek kalemde onların üzerini çizmemek gerekir.
Nitelikli, eğitimli, basiretli, şuurlu, kadrolarına, birbirlerine, milli ve dini değerlerine bağlı olan İcmal gençliğinin sağlam bir kale gibi anti değerlere taviz vermeden ayakta durduklarını müşahade etmekteyiz. Ben bunu onlarla karşılaştığımda onlarda gördüğüm ışıklı gözlerde ve canlı ruhlarda gördüm. Bu ışıklı gözlerin, dini ve milli değerlerine bağlı olan ve batıla taviz vermeyen bu canlı ruhların çoğalması ve her geçen gün ilerlemesi ve yakın zamanda Rahmani amaca ulaşması için bu günkü İcmal gençliğine düşen bir takım görevler ve yapmaları gereken bir takım sorumluluklar vardır.
Öncelikle İcmal gençliği güneş gibi olmalıdır. Şöyle ki, güneş doğduğu zaman bulut engelini aşıp yer küresine ulaşmak ister. İcmal gençliği de engellere karşı güneş gibi olmalıdır. Güneş doğduğu zaman her mahlûka eşit olarak yansır, İcmal gençliği de etraflarına karşı eşit mesafede olmalı ve güneş enerjisi gibi bir birlerine sıkı sıkı kenetlenmelidirler.
Sonrasında İcmal gençliği toprak gibi olmalıdır. Toprak bereket ve tevazu kaynağıdır. Toprak kendisindekini örter. İcmal gençliği de toprak misali bereket kaynağı ve mütevazı olmalı ve birbirlerin de görmüş oldukları kusur ve hataları toprak misali örtmelidirler.
Ve yine İcmal gençliği nehir gibi olmalıdır. Nehir kendisinden açılan kanallarla arazilere, ölü topraklara hayat kaynağı olmaktadır Nehir cömertliği bol olan bir kaynaktır. İcmal gençliği de nehir gibi araziye açılmalı ve ölü ruhlara hayat kaynağı olmalıdır ve bunları yaparken nehir gibi cömertliği de ihmal etmemelidirler. Nehrin suyu hayat ve hayata ümit kaynağıdır. İcmal gençliği öncelikle kendi içlerinde, kadroları arasında ve sonrasında çevrelerine ve ülkelerine ve ülke insanına su gibi hayat ve ümit mayası olmalıdır. Yine su gibi kalıcı olmak için projeler üretmeli ve çalışmalar yapmalıdırlar. Zira su kalıcıdır ancak su üzerindeki köpük ise gidicidir.
Ve yine İcmal gençliği ölü gibi olmalıdır. Yani gassala (cenaze yıkayan) teslim olan ölü gibi olmalıdır. Ölmüş insan kendisine cenaze guslü veren kişiye karşı tamamen mutlak olarak teslimdir. İcmal gençliği de her şeyden önce Allah'ın kanun ve emirlerine ve sonrasında başındaki liderine, teşkilat içerisindeki prensiplere ve kadroları içerisindeki kanaat önderlerine, verilen görevlere karşı ölünün ğessala teslim olduğu gibi teslim olmalıdırlar. İcmal gençliği bunları yaparken bireyleri ve toplumları hedefe ve başarıya götürecek olan şu etkenleri de asla unutmamalıdırlar. O etkenler bir evet iki hayır'dan ibarettir.
Evet: Sıkıntılara, zorluklara, engellere karşı mücadele etmeye, koşuşturmaya, yılmadan çalışmaya, ins ve cinden olan hannaslara karşı mücadele etmeye… Evet!..
Hayır: Tereddüte, şüpheye, düşünce girdabında bocalamaya, müzebzebin (gel-git) olmaya… Hayır!..
Hayır: Ümitsizliğe hayır!...
İcmal gençliği güneş, toprak, nehir ve ölü gibi olup insan ve toplumları başarıya götüren bir evet ve iki hayır'a göre yaşadığında ve bunları ilke edindiği de ülkemiz ve bölgemiz sulh, barış ve bereket dolu bir hayata kavuşacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mehdi Aksu / diğer yazıları
- Eleştiri nedir ve nasıl olmalıdır? / 03.12.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012