Hz. Fatıma (a.s.) annemiz

Prof. Dr. Haydar Baş'ın dünya tarihinde ilk ve tek olan Ehl-i Beyt Külliyatı'nın en önemli eserlerinden birisi Hz. Fatıma (a.s.)'dır.

Bu kitabı bir defa okumak yetmez, defalarca altını çizerek, anlatılanları özümseyerek okumamız, öğrendiklerimizi yaşamaya çalışmamız ve herkese anlatmamız lazım.

Ehl-i Beyt'in ve özellikle de Fatıma annemizin faziletini anlatmaya ne güç yeter ne de sayfalar… Biz Hz. Fatıma kitabından öğrendiklerimizi özetle sizlere aktarmaya çalışalım.

Hz. Fatıma, Ahzab suresi 33'üncü ayette (Tathir ayeti) Cenab-ı Hakk'ın, "her türlü günahtan, haramdan, fenalıktan çirkinlikten ve basitlikten uzaklaştırdığı, tertemiz kıldığı" Ehl-i Beyt'in 5 ferdinden biridir. 

Hz. Fatıma'nın tertemiz olduğuna bizzat Allah şahittir.

Hz. Fatıma, Şura suresi 23'üncü ayette (Meveddet ayeti) Cenab-ı Hakk'ın, sevilmesini farz kıldığı Ehl-i Beyt'in 5 ferdinden biridir. Hz. Peygamber (s.a.v.) bir gün Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin'in ellerinden tuttu ve şöyle buyurdu: 

"Bir kimse Beni severse ve şu ikisini (Hasan ve Hüseyin) bir de bunların anasını (Hz. Fatıma) ve babasını (İmam Ali) severse, kıyamet gününde dereceleri Benimle beraber olur." (Tirmizi, Sünen, Menakıb, 31)

Hz. Fatıma, Necranlı Hıristiyanlara karşı gerçekleşen Mübahale olayı için Ali İmran suresi 61'inci ayette Cenab-ı Hakk'ın bizzat seçtiği 5 kişiden biridir.

Hz. Fatıma, İnsan suresi 8'inci ayette (Ebrar ayeti) Cenab-ı Hakk'ın methettiği ve örnek gösterdiği, "ihtiyaçları olduğu ve kendi canları çektiği halde Allah rızası için yiyeceklerini yoksula, yetime ve esire yediren" dört kişiden birisidir. 

Hz. Fatıma, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) Ümmü Seleme annemizin evinde abasının altına alarak "Bunlar Ehl-i beyt'imdir" dediği 5 kişiden biridir. (Müsned, İbn Hanbel, 6.cüz, s.323)

Prof. Dr. Baş, Hz. Fatıma annemizi şöyle anlatmaktadır: "Ehl-i Beyt, İslam'ın yaşanan hali ise, bu halkanın tek kadın neferi Hz. Fatıma (a.s.) Annemiz bizce temeldir. Hz. Hüseyin'in soyundan gelen pak ve masum imamların annesidir. Hz. Peygamber'in buyurduğu şekliyle o, gelmiş ve gelecek kadınların en üstünüdür. Hz. Fatıma, ahireti dünyaya tercih etmenin canlı örneğidir. Attığı her adımda Allah'ın rızasını arayan bir âşıktır. Resulullah'ın döneminde ve rihletinden sonra İslam'ı anlatma ve muhafaza rolünü üstlenen büyük mürşidedir."

Hz. Peygamber'e, "Ya Resulullah! Fatıma sadece kendi asrının mı üstünüdür?" dediklerinde şöyle buyurdular: "Kendi asrının üstünü olan Meryem'dir. Kızım Fatıma gelmiş ve gelecek kadınların en üstünüdür." Hz. Fatıma, Hz. Resulullah'a çok benzerdi, O, Hz. Peygamber'den bir parçaydı.

Hz. Fatıma çocukluk günlerinden itibaren Allah Resulü'nün hamisi olmaya çalışmış, o küçücük elleriyle düşmanların saldırıları karşısında babasına siper olmuş, babasının bütün hüzün ve kederlerinde onun en fedakâr ortağı olmuştur.

Babası Hz. Peygamber için adeta annelik yapıyordu; bundan dolayı Resulullah (s.a.v.) O'na, "Ümmü Ebîha" (Babasının annesi) lakabını vermiştir.  Hz. Fatıma, Peygamber efendimizin ifadesiyle, "Paygamber dalından bir meyvedir."

İmam Ali'yi eş olarak Hz. Fatıma'ya bizzat Cenab-ı Hak seçmiştir. Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Eğer Ali olmasaydı, Âdem'den kıyamete kadar yeryüzünde Fatıma için layık bir eş bulunmazdı."

Hz. Fatıma mükemmel bir eşti. Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Yoğun bir koşuşturmanın ardından eve gelip Fatıma'ya baktığımda bütün gam ve üzüntülerim yok olup gidiyordu."

Yine Hz. Ali şöyle buyurmuştur: "Andolsun Allah'a ki ben, kesinlikle Fatıma'yı öfkelendirecek bir iş yapmadım, Fatıma da hiçbir zaman beni öfkelendirmedi."

Hz. Fatıma, eşi İmam Ali'nin en zor zamanlarında hep yanında olmuş, haksızlığa uğradığında da O'nun hakkını tek başına savunmuştur.

Prof. Dr. Baş, eserinde şunları ifade etmektedir: "Hz. Fatıma, 'Allah kızım Fatıma'nın kalbini ve azalarını öyle imanla doldurmuştur ki, Allah'ın itaati için kendisini bütün meşguliyetlerden uzak tutmaktadır' methiyesine mazhar olmuş doruk noktada bir kul, mükemmel bir evlat, hayırlı bir eş, şefkat abidesi bir anne, ümmetin kadınlarına İslam mürebbiyesidir."

Hz. Fatıma, cennet kadınlarının hanımefendisidir.

Erkek evladı olmayan Hz. Peygamber'in soyu O'ndan devam etmektedir. Hz. Peygamber'in erkek evlatları vefat ettiğinde, müşrikler, "ebter (soyu kesik)" diyerek alay etmişlerdi. Bunun üzerine Cenab-ı Hak, Kevser suresini indirdi: "Şüphesiz biz sana bol hayır (bereketli nesil) vermişiz. Öyleyse Rabbin için namaz kıl ve kurban kes. Doğrusu asıl ebter (soyu kesik) olan sana kin duyandır." Buradaki Kevser, Hz. Fatıma'dır.

Hz. Peygamber'in ifadesiyle, "O, insan şeklinde olan bir huridir."

Hz. Fatıma'nın doğumunda Cenab-ı Hak, insanlık tarihinin seçilmiş dört büyük kadınını, Hz. Sare, Hz. Asiye, Hz. Meryem ve Hz. Gülsüm'ü, Hz. Hatice'nin yanına gönderdi.

Hz. Fatıma, doğar doğmaz kelime-i şehadeti getirmiş ve Allah'ın doğuma yardımcı olması için gönderdiği bu dört kadına isimleri ile selam vermiştir.

Hz. Fatıma, dini gerçek manada sindirmiş ve hayatına doruk noktada geçirmiş büyük bir kadındır. Hz. Fatıma, Hz. Peygamberin, "Benim ruhum ve canımdır" dediği kişidir.

Hz. Fatıma (a.s) evlat yetiştirmede tüm zamanların örneğidir. Beş çocuk sahibi olmuştur, onların isimleri şöyledir: Hasan, Hüseyin, Zeynep, Ümmü Gülsüm ve Muhsin. Beşinci evladı olan Muhsin, henüz dünyaya gelmeden anne karnında şehit olmuştur. Diğer dört çocuğu kıyamete kadar tüm insanlara örnek, sevilmiş ve seçilmiş şahsiyetlerdir.

Hz. Peygamber, Hz. Fatıma için şöyle buyurmuştur: 

"Allah senin gazabınla gazap eder, senin hoşnutluğunla da hoşnut olur."

"Kim kızım Fatıma'yı severse cennette benimle birlikte olur; kim de O'na düşman olursa ateşe (cehenneme) atılır."

"Eğer iyilik ve güzellik bir şahıs olmak isteseydi, o mutlaka Fatıma olurdu; oysa Fatıma ondan daha üstündür. Kızım Fatıma soy, yücelik, keramet ve bağış bakımından yeryüzündeki insanların en üstünüdür."

"Kızım Fatıma'nın 'Fatıma' adlandırılmasının sebebi, Allah'ın O'nu ve dostlarını cehennem ateşinden ayırmış ve uzaklaştırmış olduğu içindir."

Allah şefaatlerinden mahrum eylemesin.