Hükümet makamı, ülke problemlerine çözüm ve krizleri bitirme makamı iken; AKP hükümeti, maalesef problem çıkartma ve kriz üretme merkezi haline gelmiştir.Son günlerin "yüzde 10'luk adaletsiz baraj", Osmanlıca dersleri ve terörle müzakere sürecine şöyle bir göz atın; hükümeti, hepsini krize dönüştürüyor. Türkiye, bindirilmiş bir alamete, gidiyor kıyamete; AKP hükümeti ise "üç maymun"u oynuyor. Sadece üç maymunu oynamıyor; aynı zamanda ateşle oynuyorlar. Ahmet Davutoğlu, içeride güya İmralı, Kandil ve vekilleriyle pazarlık yürütüyor; dışarıda ise akacak kanın hesabını Selahattin Demirtaş'a kesiyor.En üst düzeyden seslendirilen böylesi "kanlı" ifadeler, hiç ama hiç hayra alamet değildir.AKP hükümeti, attığı taş ve adımların nereye vardığını ve varacağını görmüyor.Küresel ve bölgesel dalgaların herkesin boyunu çoktan aştığı alabora ortamda devlet gemisi böyle yürümez, yürütülemez.Bu bağlamda Anayasa Mahkemesi'nin "seçim barajı adaletsizliği"ni ortadan kaldırma gündemi, Türkiye ve AKP hükümeti için büyük bir rahmettir, nefes aldırmaktır? AKP bunu da göremiyor.Türkiye'nin içine sürüklendiği şu süreçte seçim barajını istemek veya yüzde 1 bile olsa barajda ısrarcı olmak, ülkenin bölünmeye sürüklenmesine evet demektir.Türk milleti, hiçbir engel ve siyasi entrikaya tabi tutulmadan iradesinin Meclis'te temsil edilmesini, görüşlerinin TBMM'de seslendirilmesini, yani "temsilde adalet"i istemektedir.Millet iradesi ve demokrasinin kalbi Meclis'tir. İşte bu kalbe, "yüzde 10 baraj engeli" saplamış vaziyette iç kanama sürmektedir. Devlet ve millet harap ve bîtap düşmüş vaziyettedir.Ülkede huzur yok olmuştur.Adaletsiz temsil ve haksız düzenin sağladığı varsayılan "sanal istikrar", olsa olsa o adaletsizlikten nemalanan iktidar yandaşı bir avuç kesime belki rant sağlar, devlet ve millete fayda getirmez. Son on-on beş yılda yaşanan budur.Bu yüzden toplumda çok büyük bir gaz sıkışması, iç tazyik ve ayrışma yaşanmaktadır.Yolsuzluk, yasak ve yoksulluğun adeta merkezi haline gelmiş AKP hükümeti, artık "yönetimde istikrar" bahanesine sığınamaz? Yolun sonu görünmüştür.Bu bağlamda hükümet, demokrasinin kalbine saplanmış "baraj hançeri"ni çekip alarak yaraları saracak, devlete-millete demokratik bir nefes aldıracak olan AYM'ne müteşekkir olmalıdır.Nitekim Bağımsız Türkiye Partisi'nin hafta sonu İstanbul'da yapılan toplantısında Av. Yücel Parlak, Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Ünal Emiroğlu ve Genel Başkan Prof. Dr. Haydar Baş, AYM'nin barajı sonlandırma gündeminin, Türk milletinin bütünlüğü ve devletin selameti bakımında hayati olduğuna dikkat çektiler.Temsilde adaleti engelleyen barajlı seçim sistemi, iradesini Meclis'e yansıtamayan toplum kesimlerini demokrasi dışı yollara sürüklemektedir. Türkiye üzerinde bölücü hesapları olan küresel güçlerin ve BOP'çuların, uzun zamandan beri Güneydoğumuzda operasyonlarını yürüttükleri de sağır sultanların malumudur. Maalesef AKP hükümeti de, içtenlik ve çözümden yoksun, samimiyetsiz, günübirlik, alengirli, ilkesiz ve kapalı kapılar ardında yürüttüğü açılım-pazarlık süreciyle milletimizin değil, başkalarının ekmeğine yağ sürmektedir. AKP'nin yürüttüğü süreç, milleti birlik ve kardeşlik içinde birleştirip bütünleştirmek yerine; daha çok ayrıştırmakta, bölme ve bölünme heveslisi küresel ve yerel odakların iştahını kabartmaktadır. Seçim barajı engeliyle süregelen haksız düzen ve adaletsiz temsil, bu bölücü ve ayrıştırıcı yapıların ellerini güçlendirmektedir.Güneydoğu bölgemizde ilçeler ölçeğine kadar yayılan özerklik ilanları, anlayan için çok önemli sinyallerdir. Davutoğlu'nun böyle anlı-şanlı ve kanlı söylemleri sürerse, o işler orada durmaz.Hatırlayın, MHP'nin içinde bulunduğu hükümet, AB'nin Türk milletine "36 etnik parça" diye dayattığı ülkemizdeki halklara kendi kaderlerini ve kendi geleceklerini kendilerinin tayin etme hakkını veren İkiz Yasaları onayladı. Güneydoğumuz başta olmak üzere barajlı seçimlerdeki adaletsiz temsil ve haksız düzen yüzünden iradeleri Meclis'e yansımayan kesimler, açılım süreciyle bir kısmı dışa vuran bu özerklik heveslerini, İkiz Yasaların kendilerine tanıdığı farklı seçim ve ilana dönüştürürlerse; ne yapacak AKP hükümeti? AKP'nin stepnesi gibi barajlı seçimde ısrar eden MHP ne yapacak?AYM, Bağımsız Türkiye Partisi lideri ve kurmaylarının dikkat çektiği devlet ve millete oynanan bu baraj oyununu bozmalıdır. Hükümet, kaostan medet umuyor; yanlış? Kaostan hayır çıkmaz.Hükümetin, bunca vahim gidişatına, Osmanlıca yaygarasını setr-i avret yapma çabası boşunadır? İmam Ali'nin karşısında Muaviye'nin kılıçlarına geçirdiği Kur'an yaprakları kendisini kurtarmadığı gibi, Osmanlıca goygoyculuğu da AKP'yi kurtarmayacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019