Hükümet gayri meşru güçleri muhatap alıyor

Yazık değil mi ya! Kim bu Barzani? Koskoca Türkiye Cumhuriyeti bu adamı nasıl muhatap alır? Aldı işte! İdam mahkûmu teröristi (Apo’yu) muhatap alan siyasi irade onun “ağabeyi” Barzani’yi de muhatap aldı.
Almalı mıydı? Bence asla. Atalarımızın sözleri hep bir tecrübe eleğinden geçmiş sözlerdir. “Körle yatan şaşı kalkar”, “Dostunu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim”.
Irak’ta bir Kürt devleti kuruldu. Bu zaten BOP’un, Büyük İsrail hedefinin bir parçası idi. Şimdi Suriye’de ikinci bir Kürt devletinin temelleri atıldı, bayrağı asıldı. Barzani’nin üç devletten toprak istediği haberleri medyada yer aldı. İkisi belli olan bu ülkelerin üçüncüsü kim dersiniz?
Barzani yönetimindeki, Kürt yönetimini tanıyan, ekonomik, siyasi ve sosyal ilişkiler kuran AKP hükümeti, Suriye’de Barzani’nin adamları tarafından oluşturulan siyasi yapıya tepki koydu?
Neden? Gerek PKK’yı besleyen, gerek Irak’ın meşru yönetimini hiç sayıp, kafasına göre takılan, Suriye’deki Kürtleri silah olarak, para olarak, sayı olarak destekleyen bu anlayışı kim büyüttü? Kim kırmızı halılarla karşıladı, kim bu şahıslarla fasıllar eşliğinde coştu? Kim?..
Türkiye’nin toprak bütünlüğü ne kadar kutsalsa, Irak’ın da, Suriye’nin de kısaca her ülkenin toprak bütünlüğü o kadar kutsaldır. Bir Müslüman kendisine yapılmasını istemediği aldatmaları, kötülükleri kardeşine yapması veya yapılmasını nasıl ister, hoş görür. Bu mantık devlet içinde geçerlidir.
Birileri kalkıp, seni muhatap almak yerine, Osman Baydemir ile Zana ile veya başka bir isimle oturup, harita çizseler, kendi kafalarına göre ithalat, ihracat yapsalar sen devlet olarak, hükümet olarak rahatsız olmaz mısın? Gerçi bu tablo kısmen de olsa ülkemizde yaşanıyor. Teröristlerin sözcüleri: Dükkânlar bugün açılmayacak, diyor ve açılmıyor. Hadi çözüm getirsene!
Hükümet ve Dışişleri Bakanımız, Suriye’nin meşru hükümetini yok saydığı gibi Irak’ın da meşru hükümetini yok saydı ve “ağabeyim” dediği peşmerge başının ayağına gitti. Neden? Çünkü hükümet gelişmelerden rahatsızlık duyuyormuş. İyide bu ateşi siz yaktınız…  
Davutoğlu, Barzani ile buluştu. Konu belliydi. Barzani, endişe edilecek bir durum yok. Her şey kontrol altında mesajı verirken, Davutoğlu şu açıklamayı yaptı;
“Türkiye’nin beklentilerini çok açık bir şekilde Barzani yönetimine ilettik… Türkiye’nin beklentileri çok açık. Kendileriyle bölgeyle ilgili hem vizyonumuzu hem de kaygılarımızı açık bir şekilde paylaştık. Birlikte atılacak adımlar üzerine anlayış birliğimiz var. Ayrıca gelecekle ilgili kaygılarımızı da paylaştık. Bölgesel yönetim mesajımızı aldı.”
Davutoğlu’na; Barzani’yi o bölgede kim yönetici yaptı? Türkiye’nin bölgedeki kaygıları nelerdir? Türkiye’nin bölgedeki misyonu nedir ve kim belirlenmiştir? Gelecekle ilgili kaygılarınız nelerdir?
Diğer yandan PKK’nın dağdaki başı Karayılan; “Eğer Türkiye, Batı Kürdistan’a yani Suriye Kürdistan’ına herhangi bir biçimde müdahale ederse, bu artık Kürt halkı için tahammül sınırlarını aşan bir durum olur” diyor ve Kürt halkının Türk devletine savaş açacağını dile getiriyor.
Irak Dışişleri Bakanlığı ise ülkesinde kafasına göre takılan bizim Dışişleri Bakanı hakkında; “Türkiye çok açık bir biçimde Irak’ın işlerine karışıyor, T.C. Büyükelçiliği kapatılmalı, Davutoğlu’nu tutuklama hakkımız var” açıklaması yapıyor.
Barzani’ye Karayılan’a cevap vermeyen hükümet sözcüsü Hüseyin Çelik, Irak’ın meşru hükümetine anında cevap veriyor. Hem de Twitter üzerinden…
Yalnız Hüseyin Çelik yine aynaya bakmadan konuştu. Ne mi demek istiyorum? Sayın Çelik diyor ki; “Amerikalıların yıllarca Irak’ı işgal etmesinden ve arkasında yüz binlerce dul ve yetim bırakmasından rahatsızlık duymayan Malikî zihniyeti, her nasılsa Sayın Davutoğlu’nun Kerkük’e yapmış olduğu son derece barışçı ve iyi niyetli ziyaretinden rahatsız oluyor…”
Irak işgali, katliamlar, işkenceler, tecavüzler, dul ve yetimler. Bunları kim gerçekleştirdi? Cevap; ABD.
İkinci soru; Kimin desteğiyle? Cevabı ABD Savunma Bakan yardımcısı Paul Wolfowitz veriyor; “Biz Irak’a müdahale konusunda tereddüt ediyorduk, Tayyip Erdoğan bize cesaret verdi.” (Irak işgalinden üç ay önceki Türkiye ziyareti esnasında yaptığı açıklamadan.) Sayın Çelik! Siz Irak’taki katliamlardan rahatsızlık duydunuz mu?