"Sonra manevi kirlerini gidersinler, adaklarını yerine getirsinler ve Beyt-i Atik'i (Kâbe'yi) tavaf etsinler." (Hac: 29)
Tavafın kelime manası dönmek, dolanmaktır. Evrende maddenin en küçük parçası olan atomdan galaksilere kadar her şey tavaf halindedir. Yasin suresi 40. ayet-i kerimede yıldız ve galaksilerin hareketleri ile ilgili: "Her biri bir yörüngede seyretmektedir" buyuruyor yüce Rabbimiz.
Tavaf ederken manevi hazzı alabilmek için hacı, kendini yörüngeye bırakır. Geriye bakmadan döner, döner... Sıcak bir iklimde dört mevsimi yaşar adeta, gönül âleminde ne varsa dilinden de o dökülür. Kimi kışı yaşar, kimi yazı, kimi ilkbaharı, kimi sonbaharı… Kimi hatadan döner, kimi hataya döner, kimi Hakk'a döner, kimi Hak'tan döner; kimi derdinden, kimi aşkından döner pervane misali… Bünyesinde barındırdıklarını birer birer döker meydana. Edeple, tazimle, tesbihle, tahmidle, tehlille, tekbirle, tevhitle, duayla. Beyt'in sahibiyle konuşursun, içini dökersin, dökemediğin ne varsa Rabbine dökersin, ondan ister, ona sığınırsın, evin sahibiyle ilgilenirsin, onun dışındaki her şeyi uzaklaştırırsın kalbinden.
Güzel bir eve gittiğinizi düşünün, ev sahibi orada ama sizin gözünüz evin avizesinde, halısında, koltuğunda… Ev sahibiyle ilgilenmiyorsunuz, evle ilgileniyorsunuz! Ev sahibi bu durumdan ne kadar rahatsız oluyorsa Allah'ın evinde yapılan hürmetsizlik ve saygısızlıktan da Allah razı olmayacaktır.
Hz. Hüseyin efendimizi ve yarenlerini şehit edenler soluğu Kâbe'de almışlardı. Allah'ın sevip seçtiği, sevmeyi farz kıldığı Peygamber Efendimizin, "onları seven beni sevmiştir" dediği cennet gençleri, Hz. Fatıma annemizin güllerini solduranlar da Kâbe'de dönmüşler. Onun için kimi için yazdır, kimi için kış.
Dönerken Kâbe'yi solumuza alırız bunun manası kalbinle Allah ile beraber ol. Yine tavaf ederken geriye gitmeden sürekli önüne bakarak tavaf edersin, geriye gitmek tavafı bozar. Hanefi mezhebinde hem tavafı iade, hem de dem (kurban kesmek) cezası vardır.
Enteresan bir nükte var; mikat sınırını ihramsız geçtiğinde geriye mikat mahalline sınırı aştığın noktaya giderken; tavafta ise geriye gitmek tavafı bozup ceza gerektiriyor. Mikatte Allah sınırlarını öğretiyor, tavafta ise Allah için olan hayat yolculuğunda geriye dönme, yoluna devam et, durma, takılma diyor. İmtihan için yaratılmış kula yol gösteriyor. Sağında, solunda, arkanda ne yaşarsan yaşa, sen Allah'ın rızasını kazanmak için, emirlerine uymak, yasaklarından Allah için kaçtığın müddetçe hiçbir şeye takılmadan yürü diyor.
Tavaf başlangıçtır, sondur, sonsuzluktur. Hacerü'l-esved taşını istilam ederek başlangıç yaparsın, aynı noktaya geldiğinde sonlandırırsın. Hayat gibi doğarsın ve ölürsün. Dairesel hareketler ebedi ahireti hatırlatır. Farkındalıkla yapılan hac, umre, tavaflarla; gönül penceresinden farklı farklı pencereler açılır. Madde yok olur, mana var olur. Mananın olduğu yerde de güzellikleri seyre dalarsın. "Ben" yok olur "sen" olursun.
Zilhicce ayının ikisiydi Kâbe'de akşam ezanı okunuyor, bir kadın ezanla birlikte çantasından küçük bir pakette içinde dört tane hurma çıkardı önce bana birini ve yanımda bulunan iki Afrikalı bayana da ikisini ikram etti. Sonra bir hurmayı da kendisi yedi. Arkasından akşam namazını eda ettikten sonra çantasını karıştırdı, bir şeyler aradı bulamadı. Kıyafetlerinden nereli olduğunu çıkaramadım. Kolundaki bağa baktım, nereli olduğunu anlamak için. Daha bakmadan Mağribli olduğunu söyledi Arapça. Sordum oruç muydun? Evet, dedi kısaca. Ehl-i Beyt ahlakını gördüm kadında. "Madde" yok olmuştu, "ben" yok olmuştu kadında.
Aklıma Hz. Ali ve Hz Fatıma annemiz geldi. Adaklarından dolayı üç gün oruç tutup yiyeceklerinin hepsini yoksula, yetime, esire veren, İnsan suresinde cennetle müjdelenen yüce insanlar. İnsan suresi 12.ayette, "Sabretmelerine karşılık onları cennetle ve ipekli giysilerle ödüllendirir" buyrulur. Hz Ali, Hz Fatıma ve çocukları Hz. Hasan ve Hüseyin efendimiz için nazil olmuştur.
Hz. İbrahim aklıma geldi. Melekler Allah'a, "Sen İbrahim'e Halil (dost) diyorsun ama mal, mülk, saltanat içerisinde bu nasıl Halillik ey Rabbimiz" derler. Allah meleklerine, "Onu imtihandan geçirelim de onun nasıl bir Halil olduğunu siz de görün" der. Melek insan kılığında Hz. İbrahim'in yanına gelir bir koyun ister. Hz. İbrahim tamam vereceğim koyunu ama ben seni tanımıyorum hele bir Allah'ı an da seni tanıyayım der. Melek, "Subbuhun kuddusun rabbuna ve rabbül melaiketü verruh" (Münezzehsin, mukaddessin, meleklerin ve Ruh'un Rabbisin) der. Hz. İbrahim duyduğu bu söz karşısında: "Bu sürüler rabbimindir, üçte biri senin olsun" der. Ama bu tespihi tekrar söylemesini ister melekten. İkinci kere söylediğinde malının üçte ikisini verir. Üçüncü kere tekrar etmesini söyler malının tamamını melek olduğunu bilmediği insan kılığında karşısına çıkana bağışlar. Ben seni imtihan için geldim, ben meleğim, bu malları alamam der. İbrahim (a.s) da: "Ben de Allah için verdiğimi geri alamam der ve bütün malını hibe eder.
İlahi bir söz karşılığında her şeyden vazgeçer. "Manayı bulan, maddenin esiri olmaz, maddeyi esir alır" der saygı değer Prof. Dr. Haydar Baş hocam. Bize öyle şeyler öğretti ki, ne hakkını ödeyebilirim, ne de minnetimi bitirebilirim. Allah ondan razı olsun.
- Hac Arafat’tır -2- / 08.07.2022
- Hac Arafat’tır / 30.06.2022
- Hac Arafat’tır / 30.05.2022
- Baş hocamın anısına / 11.04.2022
- Gülistanda yetişen gençlik ‘İCMAL’ -4- / 06.02.2022
- Gülistanda yetişen gençlik, ‘İcmal’ -3- / 28.01.2022
- Gülistanda yetişen gençlik, ‘İcmal’ -2- / 25.01.2022
- Gülistanda yetişen gençlik, ‘İcmal’ / 24.01.2022
- İslam’da kadın hakları -5- / 09.12.2021