"Kim Allah'ın nişanelerine, kurbanlıklarına saygı gösterirse şüphesiz o kalplerin takvasındandır."
İhrama giren hacı adayı mikat sınırından önce niyet edip telbiye getirerek ihrama girer öyle ya ülkelerin sınırları var, insanların sınırları var, Allah'ın da koyduğu sınırlar var. Sınırları aşmamayı burada öğrenirsin. Mikat bu sınırın sembolik adıdır.
Saç kesmemenin, tıraş olmamanın, koku sürünmemenin, hayvanlara zarar vermemenin, bitkileri koparmamanın, cinsel ilişki, kavga, günah gibi davranışlardan uzak durmanın başladığı zaman dilimidir ihram...
Mikat sınırını ihramsız geçen hacının önce ceza olarak dem (kurban) kesmesi gerekir. Sonra mikat sınırına gidip yeniden niyet edip telbiye getirerek ihrama girer. Sayısız hikmeti olan haccın buradaki hikmetlerinden bir tanesi de Allah, kullarına sınırlarını öğretiyor adeta. Bu sınırlar ihlal edildiğinde önce mali bir ceza akabinde de hata yaptığı noktaya dönmesini oradan tekrar başlamasını istiyor kurbanı kes yoluna devam et demiyor, kul hatasını iyice anlasın ki, bir daha aynı hatayı yapmasın istiyor, kısacası şuurlanmasını istiyor, samimiyet bekliyor, kendisi için malından ve canından fedakârlık bekliyor.
Mikat Allah ile kulun kavuşma, buluşma zamanın geldiğinin habercisidir. Hz. Adem (a.s) ve Hz. Havva annemize hitaben Allah: "Her şeyden yiyin, için yalnız şu ağaca yaklaşmayın" dedi. Sınırına riayet etmedikleri için cennetten dünyaya gönderildiler. Arafat Dağı'ndaki Cebeli Rahme'de gözyaşı dökerek:
"Rabbimiz, biz kendimize zulmettik. Bizi bağışlamaz ve merhamet etmezsen hüsrana uğrayanlardan oluruz." (A'raf suresi 23) dediler.
A'raf bilme, Arafat bilme yeri demek. Tövbelerinin, dualarının kabul edildiği mekândır Arafat. Suçunu, günahını, hatasını kabul edip bilme yeri... Yıllarca ağladılar hatalarından dolayı, farklı mekânlarda pişmanlıkla bir hayat sürdüler. Kur'an'ı Kerim'de Allah "Adem Rabbinden birtakım kelimeler aldı bunun üzerine Allah da tövbesini kabul etti. Şüphesiz o tövbeleri çokça kabul edendir, esirgeyendir." Âlimler ayeti tefsir ederken "Birtakım kelimeleri" Cennetin kapısında ismi yazılan Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) ve Ehl-i Beyt'i olarak ifade etmişlerdir. Şuurlu bir tövbe ile kul Rabbinin divanında, kapısında bulur kendini. Mali ceza ödemesinin yanında kulu ile ilişkiye bulunduğu yerden değil sınırı aştığı yeri göstererek oradan başlamasını istiyor. İnsanî ilişkilerde de bu samimiyeti aramaz mıyız?.. Hata etmiş biri yanımıza gelip kusurunu söyleyip özür dilediğinde samimiyetine olan inancımız artmaz mı, affetmez miyiz? Affederiz...
İşte mikat, Allah'ın sınırlarına, emirlerine, yasaklarına şuurlandığımız mekânlardır. İnsan bazen maddeden manaya yürür, bazen de manadan maddeye yürür. Burada manadan maddeye yürümek vardır bilene, bilmek isteyene.
İhramlıyken çiçek koparamazsın, böcek öldüremezsin bütün yaratılmışlara, canlılara şefkati, merhameti öğrenirsin insana ihram önce zararsız olmayı sonra da faydalı olmayı öğretir, kısacası insan olmayı...
Mekke ve Medine sesin yükseltilmemesi gereken mekânlardır. Hucurat süresinde buyurduğu gibi yüce Allah'ın "Ey iman edenler! Seslerinizi peygamberin sesinden fazla çıkarmayın, birbirinize bağırdığınız gibi ona bağırmayın; sonra farkında olmadan amelleriniz boşa gider." (Hucurat 2. ayet)
Allah ve Resulünün yanında seslerini kısanlar var ya işte onlar Allah'ın gönüllerini takva yönünden denemeye tabi tuttuğu kimselerdir. Onlar için bağışlanma ve büyük ödül vardır. Gerçek ve mana anlamında sesi yükseltmemeyi bu özel, güzel mekânda öğrenirsin. Allah'ın kitabında, resulün sünnetinde ve Ehl-i Beyt'in uygulamasında, yaşantısında var olan hükümler karşısında, onun bunun sözünün arkasından giderek seslerinizi Allah'ın ve Resulünün sesinin üzerine ne kendi sesinizi ne de başkasının sesini yükseltmesini istemezsiniz. Amellerinizi delik çuvalın içinde muhafaza edemezsiniz, bir yandan doldururken öbür taraftan boşaltırsınız Allah muhafaza.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamın bu mekânlara sevdasını içeren duygu yüklü mısralar; kutsal mekânları ve zamanları içeren hac ibadetinin önemini en güzel şekilde dile getirmektedir:
"Öyle güzel mekân ki, âlem üstü âlemdir,
O mekânı sevmemek ıstıraptır elemdir,
Can Allah, canan Allah, canlar sana kurban Allah,
Hay kalbim Beytullah, lailahe illallah.
Öyle güzel mekân ki, toprakları öpülür,
O mekânda günahlar, sonsuz olsa dökülür,
Can Allah, canan Allah, canlar sana kurban Allah,
Hay kalbim Beytullah, lailahe illallah."
Kurban olmak… Bu mekânda Hz. İbrahim gibi kurban etmek, Hz. İsmail gibi kurban olmak, Hz. Hacer gibi kurbanını feda etmek var...
- Hac Arafat’tır -2- / 08.07.2022
- Hac Arafat’tır / 30.06.2022
- Hac Arafat’tır / 30.05.2022
- Baş hocamın anısına / 11.04.2022
- Gülistanda yetişen gençlik ‘İCMAL’ -4- / 06.02.2022
- Gülistanda yetişen gençlik, ‘İcmal’ -3- / 28.01.2022
- Gülistanda yetişen gençlik, ‘İcmal’ -2- / 25.01.2022
- Gülistanda yetişen gençlik, ‘İcmal’ / 24.01.2022
- İslam’da kadın hakları -5- / 09.12.2021