Dün FETÖ elebaşı Gülen'le her ortamda aynı fotoğraf karesinde yer almaya çalışanlar, ona övgüler dizenler, ona ne istediyse verenler, ona devletin kapılarını sonuna kadar açanlar, bugün FETÖ'yle mücadele ettiklerini söylüyorlar, ona demediklerini bırakmıyorlar.
1997 yılından bu yana FETÖ'yle, sırf dini değerlerin korunması ve de vatanın ve milletin geleceği için büyük fedakarlıklarla mücadele eden tek lider ve kadro Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosuydu.
Hatta bu noktada, kendisine iktidar tarafından her türlü devlet imkanı sunulan FETÖ, elde ettiği bu güçle Sayın Baş'ın ve kurumlarının üzerine hukuksuzca gitti, sudan bahanelerle kurumlarına cezalar kesti, önünü kesmeye çalıştı.
Ama Prof. Dr. Baş ve kadrosu bir milim hukuktan sapma göstermeden, açılan 30 bin sayfalık dava dosyasına hukukla cevap verdi, bütün davalardan beraat etti ve bu vatan ve millet düşmanlarına her sahada tokat gibi cevaplar vermeye devam etti, asla yılmadı.
Bugün FETÖ'yle sözde mücadele edenler, bu 19 yıldır Prof. Dr. Baş ve kadrosunun ortaya koyduğu büyük mücadele sanki hiç yapılmamış gibi O'nu ve kadrosunu görmezden gelmeye, bu mücadeleyi gizlemeye gayret ediyor.
Tek dertleri de, Türk milletinin; tehlikeleri yıllar öncesinden gören, gerçek çözümler sunan, modeliyle, çözümleriyle ülkeleri bataktan kurtarıp zirveye ulaştıran, tam bağımsız bir karaktere sahip olan, icazetini okyanus ötelerinde aramayan, milli olan, milletine ait olan, aidiyet duygusuna sahip olan ve peşinden gidildiğinde Türkiye'yi dünyanın en güçlü ülkesi yapacak olan tek lider Prof. Dr. Haydar Baş'la buluşmasını engellemek?
Ödleri kopuyor, Türk milletinin ikinci Atatürk, Prof. Dr Baş'la buluşmasından?
Ama korktukları bir gün mutlaka başlarına gelecek, çünkü Prof. Dr. Baş tüm dünyayı modeliyle, çözümleriyle aydınlatan bir güneştir, onu balçıkla asla sıvayamazsın.
O'nun modelinden bugün BRICS ülkeleri kapsamında 4 milyar insan istifade etmektedir, bu sayede karnını doyurabilmekte, sırtını giydirebilmektedir, iş bulabilmekte, sağlıklı bir tüketim yapabilmektedir.
Bunun dışında Batı ülkelerinde liderlerinin sömürü politikalarından bıkmış olan halklar ise, Rusya'nın uyguladığı Milli Ekonomi Modeli'ni "vatansever model" olarak görmekte, kendilerine sunulan MEM projelerine hızla koşmaktadır.
Dünyada milyarlarca insan Milli Ekonomi Modeli'ne, Prof. Dr. Baş'ın çözüm projelerine doğru koşarken, MEM'i uygulayan ülkeler, MEM Bloğu her açıdan göz kamaştırırken, Prof. Dr. Baş güneşi dünyanın her yerini aydınlatırken, Türkiye'deki çözümsüzlükle sürünen 78 milyon insan buna kayıtsız kalabilecek mi?
Türkiye'nin siyasileri, "aman millet Haydar Baş'ı görmesin" diye her türlü örtüyü milletin üzerine örterken, dünyanın bir ucunda, Şili'de dahi, Sibirya'da dahi Haydar Hoca'ya modelinden dolayı duacı olan halkların sesi bir gün duyulmayacak mı?
Sayın Baş'ın da altını çizdiği gibi, nereye giderlerse gitsinler, nereye kaçarlarsa kaçsınlar, nereye bakarlarsa baksınlar kaderi ilahi onları her yerde Haydar Hoca'nın projeleriyle, çözümleriyle ve dolayısıyla ismiyle karşılaştırıyor.
Bugün FETÖ'yle mücadele ettiklerini söyleyenler eğer gerçekten bu mücadelelerinde samimilerse, ilk yapmaları gereken Prof. Dr. Baş ve kadrosunun 19 yıllık FETÖ ile mücadelesini takdir etmeleridir. Tabi sadece takdir etmeleri yetmez.
15 yıldır FETÖ ile kol kola olanların, muktedir olmayan FETÖ'ye, istedikleri her türlü imkanı vererek, devletin bütün kurumlarını ele geçirmelerine fırsat vererek muktedir hale getiren, 15 Temmuz'da darbe yapacak noktaya taşıyanların FETÖ tehlikesini bertaraf edebilmesi mümkün değildir.
FETÖ sadece bir tetikçidir. Ülkemiz üzerinde işgal hesabı olan küresel iradelerin, asıl faillerin kullandığı bir piyondur. Adamlar bu piyonu şimdilik deliğe süpürür, aynı misyonu farklı bir isimle yeniden devreye sokar. Piyonlar değişir, misyon devam eder.
O halde asıl olması gereken; Türk milletinin, Türkiye'yi piyonlarla meşgul edenlerle değil, gerçek bir çözümle, milli bir çözümle, Rusya'yı, BRICS ülkelerini şaha kaldıran, 4 milyar insanı gelir adaletiyle buluşturan o eşsiz çözümle Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ile buluşmasıdır.
Yine Türk milletinin, Türkiye'de ve Ortadoğu'da bugün terör örgütlerini kendilerine vatan açmak için ortaya koyan küresel iradelerden, yani terörün asıl faillerinden, hala akıl almakta ısrar eden siyasilerin kısırdöngü politikalarıyla asla bir çözüme ulaşılmayacağını fark etmesidir.
1997 yılından bu yana FETÖ'yle, sırf dini değerlerin korunması ve de vatanın ve milletin geleceği için büyük fedakarlıklarla mücadele eden tek lider ve kadro Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosuydu.
Hatta bu noktada, kendisine iktidar tarafından her türlü devlet imkanı sunulan FETÖ, elde ettiği bu güçle Sayın Baş'ın ve kurumlarının üzerine hukuksuzca gitti, sudan bahanelerle kurumlarına cezalar kesti, önünü kesmeye çalıştı.
Ama Prof. Dr. Baş ve kadrosu bir milim hukuktan sapma göstermeden, açılan 30 bin sayfalık dava dosyasına hukukla cevap verdi, bütün davalardan beraat etti ve bu vatan ve millet düşmanlarına her sahada tokat gibi cevaplar vermeye devam etti, asla yılmadı.
Bugün FETÖ'yle sözde mücadele edenler, bu 19 yıldır Prof. Dr. Baş ve kadrosunun ortaya koyduğu büyük mücadele sanki hiç yapılmamış gibi O'nu ve kadrosunu görmezden gelmeye, bu mücadeleyi gizlemeye gayret ediyor.
Tek dertleri de, Türk milletinin; tehlikeleri yıllar öncesinden gören, gerçek çözümler sunan, modeliyle, çözümleriyle ülkeleri bataktan kurtarıp zirveye ulaştıran, tam bağımsız bir karaktere sahip olan, icazetini okyanus ötelerinde aramayan, milli olan, milletine ait olan, aidiyet duygusuna sahip olan ve peşinden gidildiğinde Türkiye'yi dünyanın en güçlü ülkesi yapacak olan tek lider Prof. Dr. Haydar Baş'la buluşmasını engellemek?
Ödleri kopuyor, Türk milletinin ikinci Atatürk, Prof. Dr Baş'la buluşmasından?
Ama korktukları bir gün mutlaka başlarına gelecek, çünkü Prof. Dr. Baş tüm dünyayı modeliyle, çözümleriyle aydınlatan bir güneştir, onu balçıkla asla sıvayamazsın.
O'nun modelinden bugün BRICS ülkeleri kapsamında 4 milyar insan istifade etmektedir, bu sayede karnını doyurabilmekte, sırtını giydirebilmektedir, iş bulabilmekte, sağlıklı bir tüketim yapabilmektedir.
Bunun dışında Batı ülkelerinde liderlerinin sömürü politikalarından bıkmış olan halklar ise, Rusya'nın uyguladığı Milli Ekonomi Modeli'ni "vatansever model" olarak görmekte, kendilerine sunulan MEM projelerine hızla koşmaktadır.
Dünyada milyarlarca insan Milli Ekonomi Modeli'ne, Prof. Dr. Baş'ın çözüm projelerine doğru koşarken, MEM'i uygulayan ülkeler, MEM Bloğu her açıdan göz kamaştırırken, Prof. Dr. Baş güneşi dünyanın her yerini aydınlatırken, Türkiye'deki çözümsüzlükle sürünen 78 milyon insan buna kayıtsız kalabilecek mi?
Türkiye'nin siyasileri, "aman millet Haydar Baş'ı görmesin" diye her türlü örtüyü milletin üzerine örterken, dünyanın bir ucunda, Şili'de dahi, Sibirya'da dahi Haydar Hoca'ya modelinden dolayı duacı olan halkların sesi bir gün duyulmayacak mı?
Sayın Baş'ın da altını çizdiği gibi, nereye giderlerse gitsinler, nereye kaçarlarsa kaçsınlar, nereye bakarlarsa baksınlar kaderi ilahi onları her yerde Haydar Hoca'nın projeleriyle, çözümleriyle ve dolayısıyla ismiyle karşılaştırıyor.
Bugün FETÖ'yle mücadele ettiklerini söyleyenler eğer gerçekten bu mücadelelerinde samimilerse, ilk yapmaları gereken Prof. Dr. Baş ve kadrosunun 19 yıllık FETÖ ile mücadelesini takdir etmeleridir. Tabi sadece takdir etmeleri yetmez.
15 yıldır FETÖ ile kol kola olanların, muktedir olmayan FETÖ'ye, istedikleri her türlü imkanı vererek, devletin bütün kurumlarını ele geçirmelerine fırsat vererek muktedir hale getiren, 15 Temmuz'da darbe yapacak noktaya taşıyanların FETÖ tehlikesini bertaraf edebilmesi mümkün değildir.
FETÖ sadece bir tetikçidir. Ülkemiz üzerinde işgal hesabı olan küresel iradelerin, asıl faillerin kullandığı bir piyondur. Adamlar bu piyonu şimdilik deliğe süpürür, aynı misyonu farklı bir isimle yeniden devreye sokar. Piyonlar değişir, misyon devam eder.
O halde asıl olması gereken; Türk milletinin, Türkiye'yi piyonlarla meşgul edenlerle değil, gerçek bir çözümle, milli bir çözümle, Rusya'yı, BRICS ülkelerini şaha kaldıran, 4 milyar insanı gelir adaletiyle buluşturan o eşsiz çözümle Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ile buluşmasıdır.
Yine Türk milletinin, Türkiye'de ve Ortadoğu'da bugün terör örgütlerini kendilerine vatan açmak için ortaya koyan küresel iradelerden, yani terörün asıl faillerinden, hala akıl almakta ısrar eden siyasilerin kısırdöngü politikalarıyla asla bir çözüme ulaşılmayacağını fark etmesidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025