logo
08 NİSAN 2025

Gerçekler görülüyor, ama icraat negatif

21.07.2005 00:00:00
20. yüzyılın başlarında fırsatlar ülkesi olarak görüldü. Yoğun bir yabancı sermaye aldı. 1994'te 9.3 milyar dolarlık yabancı sermaye çekerken, bu rakamın 3.1 milyar dolarını doğrudan yabancı sermaye yatırımları oluşturuyordu. 1994-95'te gelen dış şokla  krize girdi. Yabancı yatırımlar ve ihracat 1996 ve 1997'de artarken, ekonomi aynı yıllarda yüzde 6.1 ve 8.2 oranlarında büyüdü. 1998'de tekrar şiddetli bir durgunluk içine girdi. Bankalar, milli petrol şirketleri, ulaştırma, madencilik gibi pek çok alanda yabancı sermaye yatırımları gerçekleşirken, 2001 yılında 141 milyar dolarlık borcunu ödeyemeyeceğini açıkladıHala fırsatlar ülkesi olarak, yani gerçek ifadesiyle "Yağma Hasan'ın böreği ülkesi" olarak görülmeye devam ediyor.Bu bahsettiğim ülke -yanlış anlaşılmasın- Türkiye değil, ama nasihatlerini aynı kaynaktan alan Arjantin.Benzerliklere dikkat edin:1) Fırsatlar ülkesi olarak lanse ediliyor. Yıllarca ülkemiz için de benzer ifadeler kullanılıyor. (Ama yağmalama fırsatı olduğu ifade edilmiyor.)2) Yabancı sermaye akın ediyor ve çoğunluğu spekülatif, yani parayla para kazanma amaçlı, doğrudan yatırım oranı az.3) Dış şoklara karşı oldukça duyarlı. Hemen nem kapabiliyor. (Dalgalı kur, yabancıların kurlar üzerindeki belirleyiciliği, yabancı sermaye hegemonyası ve de borcu borçla kapatmaya çalışma mantığı, ülkemizin ekonomisini korunmasız hale getiriyor. Kontrol elden gidiyor.)4) Hem ihracat artıyor, hem büyüme var, ama aynı anda durgunluk da yaşanıyor. (Türkiye'de olduğu gibi maliyet enflasyonunun yaşandığı bir ortamda talep enflasyonu varmış gibi planlama yapılırsa ve talep daraltılırsa, bu tür çarpık sonuçların çıkması gayet normaldir. Hem büyüme var görünür, ama ülke vatandaşları bu hormonlu büyümeden nasibini alamaz.)5) Stratejik kuruluşlarını özelleştirmiş: Bankalar, milli petrol şirketleri, ulaştırma, madencilik vs.( Bizler de bu konuda emin adımlarla hızla ilerliyoruz)6) Sonuç olarak, borçlar ödenemeyecek noktaya geliyor. (IMF ve AB baskılı mevcut ekonomi politikalarıyla bizim borçlarımızın da ödenmesi mümkün değil. Adamlar faiziyle geçinebilecekleri bir kapı bulmuşlar hiç bırakırlar mı? Sömürebildikleri kadar sömürecekler. Nasıl olsa borç ödenmese bile, onun karşılığı olarak, el koyabilecekleri ve asırlardır hayalini kurdukları bir Türkiye coğrafyası var.) Bu kadar yanlış politikalardan sonra, Arjantin'in borcunu ödeyebilecek noktaya gelebileceğini ummuyordunuz herhalde. Türkiye de aynı yolda.Bu noktada, ülkemizde son zamanlarda yabancı sermaye tartışmalarının yoğunlaşmasına sebep olan Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Abdullatif Şener'in açıklamalarına yer verelim. Şener, "Yabancı sermayenin 'yurtiçinde gelir yaratan' sektörlere yönelmesinin, Türkiye'yi krizler ülkesi Arjantin'e benzeteceğini" ifade etmişti.Tabii, sonradan IMF programında ısrarlı hareket eden hükümetin diğer yetkilileri hemen devreye girmiş ve Şener gördüğü doğruları bir anda yutuvermişti.Hatta hükümet yetkilileri "Şener şunu kastetti, bunu kastetmedi" gibi yorumlar yaparak gündemi dağıtıvermişlerdi. Ne de olsa IMF ağabey kızardı, kulak çekerdi.Esasen Hükümet bu modeli de stratejik ortak ABD'den almış olabilir. Yani kendi muhalefetini oluştur ki, vatandaşın gazı alınmış olsun kabilinden. ABD bunu hep yapıyor. Sözde Bush karşıtlığı artıyor gibi gösteriliyor, ama esasen Bush karşıtı olarak gözükenler de Bush'a en  büyük katkıyı yapıyor. ABD seçimleri bunun en bariz göstergesi.Geçtiğimiz aylarda stratejik ortağın da tavsiyesiyle iktidar, Türkiye'deki eğilimleri de hesaba katarak bir takım yapılanma faaliyetlerine girmişti.Parti içinden, bu eğilimlerin hassasiyetlerine göre zaman zaman "aykırı" açıklamalar yapılıyor, fakat sonuç hiç değişmiyor. Yine IMF , AB ve ABD'nin dediği oluyor. Millet ise sadece ücretsiz bir tiyatro seyretme imkanına sahip olabiliyor. Neticede Şener bir açıklama yaptı, ama telekom-iletişim, bankacılık, elektrik, maden özelleştirmelerinde geri adım atılmadı. IMF ve AB ne istediyse o doğrultuda devam edildi, ediliyor.Bakın, Bakan Şener hangi gerçeklerin altını çiziyordu: "Yabancı sermaye, grossmarket - perakende, elektrik üretim - dağıtımı, bankacılık ve telekom - iletişim gibi gelirin yurtiçinde yaratıldığı dört sektörde yoğunlaşma eğilimindedir. Bu sektörlerin ortak özelliği, yaratılan gelir ya da tasarrufların yurtiçinde üretiliyor olmasıdır. Ne bankacılık, ne enerji, ne de söz konusu ettiğimiz diğer sektörlerde dış âlemden sağlanan ihracat geliri yoktur. Teknoloji ve sabit sermaye transferi de söz konusu değildir. Yapı değişmezse yabancılar yurtiçinde üretilen gelir ya da tasarrufu alarak kendi merkezlerine aktaracaktır. Bu durumda cari açık da ilelebet kapatılamaz. Arjantin'de yaşanan ekonomik krizler de bu yolla ortaya çıktı."İktidarın içinden böyle bir sesin çıkmasına ve de bu gerçeklerin bilinmesine rağmen, hala özellikle bahsedilen sektörlerdeki özelleştirme gayretleri nedendir?Sayın Şener, bir muhalefet partisi yetkilisi olsaydınız sizi ayakta alkışlardım, ama siz iktidardasınız. Yani Başkanımızın ifadesiyle "çözüm merciinde".Sizden sonuç bekleniyor, şikayet değil. Gerçekleri görmeniz yetmiyor, gerçekleri uygulamanız bekleniyor.Bu millet görmüş geçirmiş bir millettir, artık doğru da olsa sözlere değil, icraatlara bakmaktadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Murat Çabas / diğer yazıları
Siyasette üçüncü yol şart mı?
Milletimizin AKP ve CHP’den başka şıkkı yok mu?
Beşiktaş son dakika penaltısı ile 1 puanı kaptı
Kasımpaşa -1- Beşiktaş -1-
Erken seçim ve cunta açıklaması
Bahçeli'den yazılı bir açıklama daha
'3. bir yola ihtiyaç var'
Hüseyin Baş'tan çarpıcı açıklamalar
İcra dosyası sayısı patladı
Keçiler ve oğlaklar da haczedildi
CHP'nin olağanüstü kurultayı sonrası
BTP lideri Özgür Özel'i kutladı
Biri hamile iki kişi öldürüldü
Şişli'de silahlı saldırı
Hamas’tan İsrail’e roket yağmuru
‘Demir Kubbe’ çaresiz kaldı
Ara tatil sona erdi
İlk ders zili çaldı
İşte Özgür Özel'in yeni ekibi.
PM ve YDK üyeleri belli oldu
'Orta Doğu'da susturulması gereken çok şey oluyor'
Trump: 7 Ekim İran yüzünden oldu
ABD'den İsrail'e hava savunma desteği
İran hazırlığı mı yapılıyor?
İBB soruşturmasında yeni gelişme
Kaan Ketenci de tutuklandı
BUDO deniz otobüsünde yangın çıktı
BUDO'da yaşanan can pazarı kamerada
Kadıköy'de Talisca şov
Galatasaray ile puan farkı 3'e indi
Siyasette üçüncü yol şart mı?
Milletimizin AKP ve CHP’den başka şıkkı yok mu?
Beşiktaş son dakika penaltısı ile 1 puanı kaptı
Kasımpaşa -1- Beşiktaş -1-
Erken seçim ve cunta açıklaması
Bahçeli'den yazılı bir açıklama daha
'3. bir yola ihtiyaç var'
Hüseyin Baş'tan çarpıcı açıklamalar
İcra dosyası sayısı patladı
Keçiler ve oğlaklar da haczedildi
CHP'nin olağanüstü kurultayı sonrası
BTP lideri Özgür Özel'i kutladı
Biri hamile iki kişi öldürüldü
Şişli'de silahlı saldırı
Hamas’tan İsrail’e roket yağmuru
‘Demir Kubbe’ çaresiz kaldı
Ara tatil sona erdi
İlk ders zili çaldı
İşte Özgür Özel'in yeni ekibi.
PM ve YDK üyeleri belli oldu
'Orta Doğu'da susturulması gereken çok şey oluyor'
Trump: 7 Ekim İran yüzünden oldu
ABD'den İsrail'e hava savunma desteği
İran hazırlığı mı yapılıyor?
İBB soruşturmasında yeni gelişme
Kaan Ketenci de tutuklandı
BUDO deniz otobüsünde yangın çıktı
BUDO'da yaşanan can pazarı kamerada
Kadıköy'de Talisca şov
Galatasaray ile puan farkı 3'e indi
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.