Damar tıkanıklığı, ilerleyen yaşlarda ortaya çıkan tehlikeli bir hastalıktır. Vücudumuzda aldığımız oksijenden yediğimiz yemeklere kadar her şey kana karışıp dolaşım sistemi adını verdiğimiz binlerce damardan oluşan ağ tarafından hücrelere aktarılır.
40 bin kilometre kılcal damarlar ve 60 bin kilometre büyük damarlar olmak üzere yaklaşık 100 bin kilometre uzunluğunda damar yapımız vardır. Normalde damar içi pürüzsüz kaygan bir şekildedir ve hiçbir şey damar çeperine takılmadan birikmeden giderek hedef organlara ya da bölgelere gitmektedir. Ancak damar yapısını bozan çeşitli hastalıklar sayesinde damar içi endotel tabakası bozulur ve gözle gözükmeyen yırtıklar, hasarlar oluşur. Hareketsizlik, sağlıksız beslenme, obezite, sigara, alkol gibi zararlı maddeler sayesinde kolesterol, yağlar, kalsiyum gibi mineraller bu hasarlı bölgelerde birikmeye, damarları tıkamaya ve ateroskleroz dediğimiz damar sertleşmesi olmaya başlar. Normalde damar içinden salgılanan ve damarların elastikiyetini ve gerektiğinde genişlemesini sağlayan nitrik oksit üretimi de damar yapısının bozulmasıyla beraber azalmaya başlar.
Bütün bu olumsuz şartlarda oluşan plakların ve kalıntıların arterleri tıkaması sonucu kalp ve damar tıkanıklığı dediğimiz hastalıklar oluşmaya başlar. İnsan sağlığı açısından oldukça ciddi ve tehlikeli sonuçları olan hastalıklarda, söz konusu plaklar ve diğer kalıntılar, damarların sertleşmesine ya da daralmasına, kan dolaşımını yavaşlatıp buna bağlı olarak iç organlara yeterli oksijenin gitmemesine, kalp ya da beyne giden damarlarda kan pıhtılaşmasına sebep olup kan akışının durmasına neden olabilir.
Damar tıkanıklığı, genellikle uzun süre fark edilemez. Ancak yüzde 60-70 oranında bir tıkanıklık seviyesine gelindiğinde şikâyetler belirginleşir ki, tıkanıklığın ilerlemesi halinde kalp krizi ya da inme gibi insan hayatı açısından oldukça tehlikeli durumlar beklenmedik anlarda ortaya çıkabilir. Yavaş yavaş oluşan bu hastalık çoğunlukla 50 yaş üstü bireylerde belirti vermektedir. Çok az da olsa çocuk ve gençlerde de görülür. Damar tıkanıklığı belirtileri noktasında dikkatli olmak ve sağlıklı bir yaşam tarzını seçmek bu hastalığa yakalanmamak için en önemli faktördür.
Kalıtım, içki ve sigara kullanımı, yanlış beslenme, hareketsizlik ve obezitenin baş tetikleyicisi olduğu damar tıkanıklığı, ağır ağır ilerleyen tehlikeli bir sağlık sorunudur. Öyle ki ülkemizde şuanda en önemli sağlık sorunu kalp damar hastalığıdır. Ölüm nedenleri arasında yüzde 36 oranıyla kalp-damar hastalığı birinci sıradadır. Yani tüm hastaların üçte birinden fazlası kalp-damar hastasıdır. Ülkemizde bir yılda vefat eden 435 bin kişinin 150 bin kişisi kalp-damar hastalığından vefat etmektedir ve bunun da çoğunluğu kalp krizinden dolayı olmaktadır. Şuanda en önemli gündem maddemiz olan koronadan bile ölüm sayısı günde 200-300 kişi iken kalp-damar hastalığından günde 400 kişiden fazladır. Kısacası ülkemizin en önemli sağlık problemi ve ölüm sebebi kalp- damar hastalığı olduğundan bu hastalıklarla özellikle mücadele edilmelidir. Mesele hastaları tedavi etmek değil, öncelikle hastalığın oluşmamasını sağlamaktır. 2020 yılında SGK tarafından sadece ilaca harcanan para 50 milyar lira olmuştur ki bu toplumumuzun sağlığını kaybettiğini göstermektedir. Halbuki gelişmiş toplumlarda daha çok koruyucu hekimlik ön plandadır ve asıl amaç sağlıklı toplumu oluşturabilmektir. Biz hastalarımızı tedavi etsek de mevcut hastalıklar ortadan kalkmamakta, hatta günden güne artarak devam etmektedir. Şuanda neredeyse erişkinlerin üçte birisi hipertansiyon hastası, 10 kişiden birisi diyabet hastasıdır. Ülkemizde obezite oranı yüzde 20'den fazla ve bu oranla dünyada ilk sıralardayız. 35-45 yaş arası erkeklerin yarısı ve kadınların yüzde 20'si sigara içmektedir ve bu insanların 10-15 yıl sonrası kalp-damar hastalıklarıyla yaşama olasılığı çok yüksektir. Çünkü damar yapısını en çok bozan ve tıkanıklığı için zemin hazırlayan en önemli faktörlerden birisi sigaradır. Bugünden itibaren damarlarımızı korumak, tıkanmaya başlamışsa onları eski haline getirmek için harekete geçmeliyiz. Damarlar ancak yüzde 60-70 oranında tıkanınca haber verdiği için ve o zaman bazı şeyler için geç olduğu için, şikâyetlerin olmasını beklemeden harekete geçmek ve damarlarımızı pırıl pırıl yapmak zorundayız. Yoksa yaşamak zevkli ve heyecanlı olmaktan çıkıp sıkıntılı hale gelecek, ilaçlara ve hastanelere bağımlı olan birisi haline dönüşeceğiz.
- Sahur şifadır / 12.04.2023
- Teravih şifadır / 07.04.2023
- Oruç şifadır / 31.03.2023
- Ramazan şifadır / 29.03.2023
- Selamlaşmak şifadır / 20.01.2023
- Mutluluk şifadır / 13.12.2022
- Okumak şifadır / 29.11.2022
- Hasta ziyareti şifadır / 15.11.2022
- Dua şifadır -2- / 22.10.2022