Tüm dünyada obezite ve ona bağlı hastalıklar artıyor. Milyonlarca kişi kilo vermek için çeşitli diyet reçetelerinin peşinde koşarken, her gün yeni beslenme modelleri de ortaya çıkıyor. Bunlardan biri de popülerliği artan 'aralıklı oruç-intermitteng fasting' tarzı beslenme (16 saat aç kal-8 saat ye gibi). Genel olarak uzun süreli açlığa dayanan bu beslenme modelini pek çok uzman tavsiye ediyor. Araştırma sonuçları bu tarz bir beslenmenin başta obezite olmak üzere kiloya bağlı birçok hastalık üzerinde olumlu sonuçlar verdiğini gösteriyor. Açlığın etkileri yemekten 10-12 saat sonra enerji sağlamak için kandaki mevcut glikozun tümü kullanıldıktan, karaciğer ile kas hücrelerinde depo edilen glikojen glikoza çevrildikten sonra başlıyor.
Daha sonra vücutta depolanmış yağlar parçalanmaya başlar. Açlıkta kanda insülin seviyeleri düşer, Uzun süreli açlıkla gençlik genleri olan 'sirtuin'ler uyarılıyor, 12 saat açlıktan sonra vücudu yenileyen büyüme hormonu seviyeleri yükseliyor. Uzun süren açlık yaşlanma sürecini hızlandıran 3-IGF1 hormonunu azaltır. Hücrelerimizin içinde lizozomlar denen çöpçüler var, hücre içindeki eskimiş proteinleri yiyip temizler, yerine taze genç hücreler gelir bu olaya 'otofaji' denir. Otofajinin başlayabilmesi için vücutta glikojen depolarının tüketilmesi ve yağ yakma moduna geçilmesi gerekir. Bu da uzun süreli açlıkla mümkün olmaktadır. Uzun süre açlık vücutta enerji için kan şekeri yerine yağ asitlerinin parçalanmasına neden olmaktadır. Hücrelerin yağ asidini parçalamasıyla da kök hücrelerin fonksiyonlarını önemli ölçüde artırmakta, kendini yenileme, aktive etme kapasitelerini ikiye katlamaktadır. 16 saat aç kaldığımızda hücrelerimizdeki enerji kaynağı olan mitokondrilerin fonksiyonu uyarılmakta ve yenilenme hormonları en üst düzeye çıkmaktadır.
Belli zaman aralıklarında vücudun aç bırakılmasıyla yaratılan kalori açığı kilo verilmesini sağlamakta, kilo verilmesiyle birlikte de başta insülin direnci olmak üzere birçok rahatsızlığın ortadan kalkmasına dolaylı olarak etkisi bulunmaktadır. Aç kalmak, kanser hücrelerinin de aç kalmasına ve onların savunmasız hale gelmesine sebep olmaktadır.
ABD'de yürütülen araştırmada açlığın ağrı algısını azalttığı tespit edildi. Fareler üzerinde yapılan çalışmalarda aralıklı açlığın farelerde MS (multiple skleroz) hastalığını iyileştirdiği görüldü. Kısacası uzun süren açlık bağışıklığı düzenler, stres direncini artırır, genel enflamasyonu azaltır, vücut enerjisinin daha verimli kullanılmasını sağlar.
Japon hücre biyoloğu Yoshinori Ohsumi, 2016 yılında uzun süren açlığın hücrelerin içeriğinde nasıl geri dönüşüm ve yenileme yaptığını ve otofaji (aç kalan hücrenin yaşlanmış ve bozulmuş yapılarını kendi kendisinin sindirmesi) adı verilen bir süreci tespit ederek Nobel Tıp Ödülünü kazandı.
Tüm bu bilimsel veriler ışığında bir nevi aralıklı aç kalmak olan ve aynı zamanda büyük bir ibadet olan oruç tutmanın insan vücudu için eşsiz bir nimet olduğunu görmekteyiz.
Peygamberimiz buyurmuştur ki, "Oruç tutasınız ki sıhhat bulasınız", "Açlık idraki, anlayışı artırır, zekâyı açar", "İnsan kalbi tarladaki ekin, yemek ise yağmur gibidir. Fazla su ekini kuruttuğu gibi, fazla gıda da kalbi öldürür", "Çok yemek, hastalıkların başı, az yemek ilaçların başıdır", "Dünyada insanların en çok doymuş olanları, kıyamet günü en çok aç kalacak olanlardır." Benzeri hadis-i şeriflerle peygamberimiz orucun maddi faydalarına dikkat çekmiştir.
Oruç devam eden birkaç gün sonrasında, kanda endorfinler salınarak daha iyi bir uyanıklık ve genel zihinsel rahatlık hissine yol açar. Bu etki kanda dolaşan insülin seviyesi ve düzenleyici hormonların, glikozun fizyolojik dengesini sağlaması yoluyla oluşmaktadır. Orucun vücutta meydana getirdiği olumlu etkilerden birisi de zehirlerden kurtulmak manasına gelen detoks etkisidir.
Vücudumuz bünyesine giren zararlı kimyasalları yağ kütlesi içinde depolamaktadır. Örneğin tarımsal bir zehir olan DDT vücudumuzdaki yağların içinde bulunmaktadır. Oruç sürecinde vücut gerekli enerjiyi sağlamak için önce glikoz depolarını harcamakta sonrasında gerekli enerjiyi temin etmek için yağları yakmaktadır. Böylece vücutta uzun süredir bulunan zararlı kimyasallar oruç sayesinde vücuttan atılabilmektedir. Yapılan bir deneyde oruçludan alınan ter ve idrar örneklerinde zehirli madde DDT'nin atıldığı tespit edilmiştir. Oruç sırasında vücudumuz sindirime harcayacağı tüm enerjisini metabolizma ve bağışıklık sistemi üzerinde yoğunlaştırmaktadır.
Yapılan bilimsel çalışmalar 3 gün süreyle oruç tutmanın vücudun bağışıklık sistemini yenilediğini ispatlamıştır. Ayrıca orucun kalp sağlığına olumlu etkileri bulunmaktadır. Uzun süreli aç kalmak yüksek tansiyonu düşürmekte, iyi kolesterol olan HDL'yi arttırmakta ve bozulan insülin direncini düşürmektedir. İnsüline direnç belki de günümüzde birçok hastalığın temel sebeplerinden birisidir. Bunlar kalp hastalıkları, kanser, şeker hastalığı, polikistik over hastalığı ve Alzheimer (bunama) hastalığıdır.
Oruç, tabiri caizse vücudu servise-bakıma sokmaktır.
Bilimsel araştırmalarda oruç sırasında büyüme hormonu seviyesinin üçe katlandığı bulunmuştur. Orucun faydaları saymakla bitmez..
Oruç tutan bünye, âdeta bakıma girer, iç organları saran yağlar erir, vücudun zindeliği artar, direnme gücü kazanır, mide, böbrek, şeker, kalp ve karaciğer hastalıklarına karşı mukavemeti artar...
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
Sakın tıka basa yemeyin ki kalbinizdeki hikmetin nuru sönmesin!"
Açlık, sinirleri uyanık ve zinde tutar. Fazla tokluk ahmaklığa yol açar. Peygamber efendimiz, "Kalplerinizi az gülmek ve az yemekle diriltin, açlıkla temizleyin. Bu sayede kalpleriniz saflaşır ve incelir" buyurmuştur.
"Açlık, Allah'ın bir hazinesidir"
"Oruç tutun ki sağlığa kavuşun" hadis-i şerifleri gösteriyor ki, vücut oruç, açlık ve az yemekle hastalıklardan kurtulup sağlığa kavuşur...
"Çok yiyip içeni Allah-ü Teâlâ sevmez." (İ.Gazali)
"Az yiyenin içi nurla dolar ve Allah-ü Teâlâ az yiyip içen ve bedeni hafif olan mümini sever."
"Çok yemekle kalbinizi öldürmeyin ve Allah-ü Teâlâ doyduktan sonra yiyip, midesini bozana buğz eder" buyurulmaktadır. (İ.Gazali)
İbn-i Sina normal sağlıkta bir insan için günde bir veya iki öğünün yeterli olduğunu bildirmektedir.
Sonuç olarak oruç hem şifa kaynağı hem de büyük bir ibadettir. Ramazanımız mübarek olsun, hepimize madden ve manen şifa olsun.
- Sahur şifadır / 12.04.2023
- Teravih şifadır / 07.04.2023
- Oruç şifadır / 31.03.2023
- Ramazan şifadır / 29.03.2023
- Selamlaşmak şifadır / 20.01.2023
- Mutluluk şifadır / 13.12.2022
- Okumak şifadır / 29.11.2022
- Hasta ziyareti şifadır / 15.11.2022
- Dua şifadır -2- / 22.10.2022