Türkiye'nin dört bir koldan kıskaca alındığı bir süreci yaşıyoruz.
Başımıza sarılan belalar, FETÖ-Metö gibi İslamcı kisveli taşeronların maharetini çok aşmış.
Görmeyenler de şu vaziyeti görmeye başladı: ABD ve AB gibi müttefiklerimiz, çeyrek asırdan beri başımıza PKK, BOP, Barzani, ÖSO, DEAŞ vs. belası sarmakla kalmadılar; son kertede, şimdilerde Barzani'ye Büyük İsrail devleti kurduruyorlar, sınırımızda Türkiye'ye karşı silah yığıyorlar, bize silah ambargosu uyguluyorlar.
Kendi kendimize gelin-güvey olduğumuz müttefikler ve stratejik dostlar artık gerçek yüzünü gösteriyor.
Ekranlarda bu gidişatı hayra yoracak hiçbir rüya tabircisi de kalmadı nitekim.
Milli devlet aklına, devlet geleneğine, yönetim tecrübesine, birliğe ve dirliğe dünkünden çok daha muhtacız? Ayrıca akl-ı selim, basiret ve nasip gerekiyor hayra çıkmamız için.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, içinden geçtiğimiz günleri, 20-25 yıldan beri hepimize anlattı, anlatıyor. Anlatmakla kalmıyor; Milli Ekonomi Modeli başta olmak üzere pek çok hazırlıklar yaparak devlet ve milletin önüne kurtuluş haritası koyuyor.
Bütün bu gerçekleri ve çıkış yolunu, bugüne kadar görmezlikten geldik; lakin artık görmezlikten gelme lüksümüz kalmadı.
Devir milli ekonomi, milli devlet-sosyal devlet, milli siyaset devridir. Dönem milli şuur, milli irade ve milli birlik dönemidir.
Gün, devletimizin banisi Gazi M. Kemal Atatürk'ün bağımsızlık karakteri, ilkeleri, siyaseti ve basiretiyle adım atma gündür.
Bu bağlamda Prof. Dr. Baş'ın açtığı "Atatürk vatandır" çığırı, devlet-millet hepimiz için hayatidir, Türk milletinin bahtıdır.
Milli akıl ve milli siyaset yerine; Amerika'nın, İngiliz'in, İsrail'in, AB'nin, onun veya bunun aklıyla iş görmeye kalkışmak, vatanımızı ve bölgemizi felaketten helakete sürüklemek olur.
Prof. Dr. Baş'ın, son aylarda gazetemizdeki, Atatürk'ten öğrenilecek çok şey var, Geleceğimiz için, İmam Ali örneğinde devlet adamlığı, AB diye diye, Atatürk vatandır vb. makalelerinin, geçmişten daha çok özümsenmesi ve idrak edilmesi kaçınılmazdır.
Kurtuluşun ipuçları ve çözümün kodları saklıdır Prof. Dr. Baş'ta ve ikazlarında? Çeyrek asırdan beri yaşadığımız ve kendisini hep haklı çıkartan olaylar, artık bize bu gerçeği görmemizi sağlamalıdır.
Devrin kırmızı fesli kof kafaları, İngiliz ve Alman mandacılığına temenna çekerken; Gazi M. Kemal Atatürk, o vahim şartlarda bağımsızlık meşalesi yakarak bu koca devleti ve mübarek vatanı bize emanet etti.
Bugün bu meşale, modeli, çözümleri ve kucaklayıcılığıyla Prof. Dr. Baş'ın elinde ve yüreğindedir.
İşgal edilmiş ve mandaya teslim olmuş Osmanlı'da Gazi Atatürk'ü çektiği bağımsızlık sancısını bugün de çekmek gerekiyor. O sancı kurtuluşun müjdecisidir. Bu sancının bereketidir Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli, Sosyal devlet -Milli devlet projeleri? Devlet ve milleti kurtaracak olan bu yola girersek, hiçbir baskı ve abluka bizi savuramaz.
Vaziyete bakın: Yıl 1917, Irak, İngilizlerin eline geçmiş. Osmanlı hükümeti, Bağdat'ı geri almak için Alman eski Genelkurmay Başkanı Falkenhayn'ı harekatın başına getirmiş. Emrine de 4., 6. ve 7. Kolordular verilmiş? Hepsinin adı da Yıldırım Orduları Grubuydu.
5 Temmuz 1917'de 7. Ordunun komutası, mandacılığın her türlüsünü, bu arada Alman mandacılığını da reddeden M. Kemal Paşa'ya teklif ediliyor. Osmanlı paşası olan M. Kemal komutanlığı kabul ediyor. O, görevi kabul ettiği günlerdeki oyun bozan bağımsızlık karakterini candostu Salih Bozok'a şöyle anlatıyor:
"7. Ordu Komutanlığını kabul edeceğim. Fakat senin düşündüğün gibi Falkenhayn'ın kumandası altındaki ordulardan birinde çalışmak için değil. Bilakis O'nun yapmak istediklerine engel olmak için?" (Salih Bozok, Hep Atatürk'ün Yanında, s. 143, İstanbul 1985).
M. Kemal Paşa, görevi esnasında, tüm gücün vatan müdafaasına teksif edilmesi gerektiğini onlarca raporlar İstanbul'u bilgilendirdi. Mandaya teslim olmuş İstanbul hükümeti ise "önce vatan müdafaası" diyen M. Kemal Paşa'ya karşı kulak tıkayınca, istifa dilekçesini Genelkurmaya göndermiş (6 Ekim 1917), gelecek cevabı beklemeden yerine birini bırakarak İstanbul'a dönmüştür (Şerafettin Turan, Mustafa Kemal Atatürk, s. 145, Ankara 2004; Falih Rıfkı Atay, Atatürk'ün Hatıraları, s. 145, Ankara, 1965).
M. Kemal Paşa, dönemin Veliahtı Vahdettin'e gelişmelerin vahametini bizzat anlatmış, ancak onda vatanı kurtaracak kumaş olmadığını fark etmiştir (Rauf Orbay, Cehennem Değirmeni, s. 45 vd., İstanbul, 1993).
İş başa düşmüştür. Atatürk'ün yüreğindeki bağımsızlık meşalesi o günlerde daha da alevlenmiştir.
Bugün bu yüreklere ihtiyaç vardır.
Ne demiş atalarımız; elin eliyle balık avlanmaz.
Başımıza sarılan belalar, FETÖ-Metö gibi İslamcı kisveli taşeronların maharetini çok aşmış.
Görmeyenler de şu vaziyeti görmeye başladı: ABD ve AB gibi müttefiklerimiz, çeyrek asırdan beri başımıza PKK, BOP, Barzani, ÖSO, DEAŞ vs. belası sarmakla kalmadılar; son kertede, şimdilerde Barzani'ye Büyük İsrail devleti kurduruyorlar, sınırımızda Türkiye'ye karşı silah yığıyorlar, bize silah ambargosu uyguluyorlar.
Kendi kendimize gelin-güvey olduğumuz müttefikler ve stratejik dostlar artık gerçek yüzünü gösteriyor.
Ekranlarda bu gidişatı hayra yoracak hiçbir rüya tabircisi de kalmadı nitekim.
Milli devlet aklına, devlet geleneğine, yönetim tecrübesine, birliğe ve dirliğe dünkünden çok daha muhtacız? Ayrıca akl-ı selim, basiret ve nasip gerekiyor hayra çıkmamız için.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, içinden geçtiğimiz günleri, 20-25 yıldan beri hepimize anlattı, anlatıyor. Anlatmakla kalmıyor; Milli Ekonomi Modeli başta olmak üzere pek çok hazırlıklar yaparak devlet ve milletin önüne kurtuluş haritası koyuyor.
Bütün bu gerçekleri ve çıkış yolunu, bugüne kadar görmezlikten geldik; lakin artık görmezlikten gelme lüksümüz kalmadı.
Devir milli ekonomi, milli devlet-sosyal devlet, milli siyaset devridir. Dönem milli şuur, milli irade ve milli birlik dönemidir.
Gün, devletimizin banisi Gazi M. Kemal Atatürk'ün bağımsızlık karakteri, ilkeleri, siyaseti ve basiretiyle adım atma gündür.
Bu bağlamda Prof. Dr. Baş'ın açtığı "Atatürk vatandır" çığırı, devlet-millet hepimiz için hayatidir, Türk milletinin bahtıdır.
Milli akıl ve milli siyaset yerine; Amerika'nın, İngiliz'in, İsrail'in, AB'nin, onun veya bunun aklıyla iş görmeye kalkışmak, vatanımızı ve bölgemizi felaketten helakete sürüklemek olur.
Prof. Dr. Baş'ın, son aylarda gazetemizdeki, Atatürk'ten öğrenilecek çok şey var, Geleceğimiz için, İmam Ali örneğinde devlet adamlığı, AB diye diye, Atatürk vatandır vb. makalelerinin, geçmişten daha çok özümsenmesi ve idrak edilmesi kaçınılmazdır.
Kurtuluşun ipuçları ve çözümün kodları saklıdır Prof. Dr. Baş'ta ve ikazlarında? Çeyrek asırdan beri yaşadığımız ve kendisini hep haklı çıkartan olaylar, artık bize bu gerçeği görmemizi sağlamalıdır.
Devrin kırmızı fesli kof kafaları, İngiliz ve Alman mandacılığına temenna çekerken; Gazi M. Kemal Atatürk, o vahim şartlarda bağımsızlık meşalesi yakarak bu koca devleti ve mübarek vatanı bize emanet etti.
Bugün bu meşale, modeli, çözümleri ve kucaklayıcılığıyla Prof. Dr. Baş'ın elinde ve yüreğindedir.
İşgal edilmiş ve mandaya teslim olmuş Osmanlı'da Gazi Atatürk'ü çektiği bağımsızlık sancısını bugün de çekmek gerekiyor. O sancı kurtuluşun müjdecisidir. Bu sancının bereketidir Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli, Sosyal devlet -Milli devlet projeleri? Devlet ve milleti kurtaracak olan bu yola girersek, hiçbir baskı ve abluka bizi savuramaz.
Vaziyete bakın: Yıl 1917, Irak, İngilizlerin eline geçmiş. Osmanlı hükümeti, Bağdat'ı geri almak için Alman eski Genelkurmay Başkanı Falkenhayn'ı harekatın başına getirmiş. Emrine de 4., 6. ve 7. Kolordular verilmiş? Hepsinin adı da Yıldırım Orduları Grubuydu.
5 Temmuz 1917'de 7. Ordunun komutası, mandacılığın her türlüsünü, bu arada Alman mandacılığını da reddeden M. Kemal Paşa'ya teklif ediliyor. Osmanlı paşası olan M. Kemal komutanlığı kabul ediyor. O, görevi kabul ettiği günlerdeki oyun bozan bağımsızlık karakterini candostu Salih Bozok'a şöyle anlatıyor:
"7. Ordu Komutanlığını kabul edeceğim. Fakat senin düşündüğün gibi Falkenhayn'ın kumandası altındaki ordulardan birinde çalışmak için değil. Bilakis O'nun yapmak istediklerine engel olmak için?" (Salih Bozok, Hep Atatürk'ün Yanında, s. 143, İstanbul 1985).
M. Kemal Paşa, görevi esnasında, tüm gücün vatan müdafaasına teksif edilmesi gerektiğini onlarca raporlar İstanbul'u bilgilendirdi. Mandaya teslim olmuş İstanbul hükümeti ise "önce vatan müdafaası" diyen M. Kemal Paşa'ya karşı kulak tıkayınca, istifa dilekçesini Genelkurmaya göndermiş (6 Ekim 1917), gelecek cevabı beklemeden yerine birini bırakarak İstanbul'a dönmüştür (Şerafettin Turan, Mustafa Kemal Atatürk, s. 145, Ankara 2004; Falih Rıfkı Atay, Atatürk'ün Hatıraları, s. 145, Ankara, 1965).
M. Kemal Paşa, dönemin Veliahtı Vahdettin'e gelişmelerin vahametini bizzat anlatmış, ancak onda vatanı kurtaracak kumaş olmadığını fark etmiştir (Rauf Orbay, Cehennem Değirmeni, s. 45 vd., İstanbul, 1993).
İş başa düşmüştür. Atatürk'ün yüreğindeki bağımsızlık meşalesi o günlerde daha da alevlenmiştir.
Bugün bu yüreklere ihtiyaç vardır.
Ne demiş atalarımız; elin eliyle balık avlanmaz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019