İmam Zeynelabidin (a.s) ilim tahsil etmekle ilgili şu sözleri söylemiştir: "Eğer insanlar ilim tahsil etmenin sevabının ne olduğunu bilselerdi, canlarını verme, engin sulara dalma pahasına ilim öğrenirlerdi."
Yüce Allah, Danyal Peygambere şöyle vahyetmiştir: "Benim katında en çok buğzedilen kul, ilim ehlinin hakkını küçümseyen, ilim ehline tâbi olmayı terk eden cahil kimsedir. Benim katımda en çok sevilen kul, âlimlere verilmesi kaçınılmaz olan büyük sevabı isteyen, âlimlere uyan ve hikmet ehlinin sözlerini benimseyen muttaki kimsedir."
İmam Zeynelabidin (a.s) da, Medine'de kaldığı süre içinde hadis rivayet edecek pek çok insan yetiştirmiştir. Hz. Peygamberin (s.a.a) mescidinde dersler veren İmam (a.s), tefsir, fıkıh, hadis sahalarında büyük bir düşünce mektebi kurmuştu. Bu mektebe biz 'Ehl-i Beyt İlim Mektebi' ya da Ehl-i Beyt Üniversitesi' de diyebiliriz. Bu mektep, İmam Muhammed Bâkır döneminde geliştirilmiş, İmam Ca'fer Sâdık (a.s) devrinde en geniş haline ulaşmıştır.
İlim deryası İmam Zeynelabidin (a.s) Hz. Peygamber'den (s.a.a) beri devam eden, İmam Ali (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin (a.s) tarafından devam ettirilen Ehl-i Beyt Üniversitesi'ni tekrar hayata geçirmiştir.
İmam Zeynelabidin (a.s)'ın ekolünün (Ekol: fikir üzerinde işleyen bir nevi mektep) temel esaslarına bakacak olursak ilk başta "Allah'ın varlığını ve birliğini kabul ile O'na hamd konusu" geliyor. Bu, İslam'da yer alan tevhid akidesidir.
İkinci konu: Her sıkıntıda yalnızca Allah'tan isteme hali.
İmam Zeynelabidin (a.s)'ın bir duasında, "İlahi! Beni öyle kıl ki, zor anlarda Sen'den yardım isteyeyim. İhtiyacımı senden dileyeyim. Yardıma muhtaç olduğum bir durumda başkasından yardım dilemekle, muhtaç halimle başkasına boyun bükmekle ve korkuya kapıldığım bir dönemde Senden başkasına yakarmakla sınama beni."
Üçüncü konu: Ne için ibadet edilmeli?
İmam Zeynelabidin (a.s)'ın ibadet ederken içinde bulunduğu halle ilgili bir soru yöneltildiğinde şöyle cevap vermiştir: "Ben, Allah'a ibadet ederken tek gayemin Allah'ın vereceği sevap olmasından korkarım. Bu menfaat beklentisi içinde olan kimselerin ibadetidir. Menfaat beklentisi olmazsa ibadet etmezler. Allah'ın azabından korktuğum için de ibadet etmekten korkarım. Bu takdirde kötü huylu, bir köle gibi olurum; korkmazsa ibadet etmez."
Yanındakiler, "Peki neye karşılık ibadet ediyorsun?" diye sorduklarında, "Bağışları ve nimetleri ile kulluğa layık olduğu için O'na kulluk ediyorum" demiştir. (devam edecek)
- Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / 20.07.2024
- Avrupa'da BTP / 28.02.2024
- Berlin’de Prof. Dr. Haydar Baş’ı andık / 18.04.2022
- Milli Ekonomi Modeli -8- / 26.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -7- / 23.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -6- / 21.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -5- / 19.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -4- / 17.03.2022
- Milli Ekonomi Modeli -3- / 16.03.2022