(Geçtiğimiz Kurban Bayramında yayınlanan makalemizin başlığını değiştirerek tekrar köşemize taşıyoruz)
Hayırlı Bayramlar. Bayram sabahları bir neşe, bir mutluluk, sevdiklerimizle, buluşma günleri. Özlemlerin giderildiği, kucaklaşmaların, dostların buluştuğu günler. Sevinçlerin, ikramların paylaşıldıkça çoğaldığı günler. Geçen bayramlarda yanımızda olanların bu bayramda yanımızda olmadıklarını gördüğümüz, hüzünlendiğimiz günler.
Hakka yürüyen canlarımızın, dostlarımızın, yakınlarımızın hasretini en çok çektiğimiz günler. Bizlere bayramları bayram yapan, kaç yaşında olsak da yanlarında çocuk olduğumuz çocuk sevinciyle bayramları idrak ettiğimiz cennet yüzlü, Haydar duruşlu, Hüseyin nefesli, Hasan bakışlı, Fatıma anam şefkatli olan Hocamızı en çok aradığımız, en çok özlediğimiz günler. Mekânı nur denizi olsun.
Allah tüm geçmişimize rahmet etsin. Ehl-i Beyt'e komşu eylesin. Ölüm de, dünya hayatı gibi var ve gerçek.
Bunun şuuru ile diyoruz ki, her şeye rağmen hayat devam ediyor. Çocukların cıvıltıları, gülümsemeleri, harçlık istemeleri, giydiği bayramlıklarla bizi hayata döndürüyorlar. Bize yaşama sevinci veriyorlar, çocukluğumuza taşıyorlar ve çocuklarla beraber biz de çocukluğumuza dönüyor o günleri hatırlayıp, yaşıyoruz.
Onların sevinçlerine, mutluluklarına ortak oluyoruz, onların sayesinde Bayramın safiyetini, rahmetini hissediyoruz. Bizde bir zamanlar çocuk olduğumuzu hatırlıyoruz. Bayramı onların tertemiz gönüllerine, pırıl pırıl yüzlerine sığınarak, büyüklerimizin ellerindeki o hakkın muhabbet kokusunu, dualarını ve rızalarını alarak kutluyoruz. Bayramınız Kutlu olsun.
Kurban Bayramı, Allah'a kulluğumuzu fedakârlığımızla ispat ettiğimiz günün adıdır. Fedakârlığımız nispetinde Cenab-ı Hakk'a dost olabilme bayramıdır. Kulunun yapmış olduğu fedakârlık neticesinde Cenab-ı Hakk'ın kuluna ihsanlarda, ikramlarda bulunmasıdır Kurban.
Mal ve candan yapılan fedakârlıkla kesilen kurbanlar Allah'a yaklaşmaya büyük bir vesiledir. Allah'a yakınlaşmaya vesiledir Kurban.
Hicretin ikinci senesinde, şartları müsait olan Müslümanlara vacip olarak emredildi.
Bize kurban Bayramı Halil İbrahim (a.s) hatırasıdır. Onun fedakârlığını hatırlatıyor. Hz. İbrahim'in oğlu İsmail'le başından geçen hikmetlerle dolu imtihanındaki Allah ile dostluğunun sonucunda, İsmail (a.s) neslinden gelen Rahmetenlil Âlemin olan Resûlullâh'ın ümmetine, ümmet-i Muhammed'e lütfedilmiş bir bayramdır Kurban.
Bir dostun mükâfatıdır Kurban.
Halil İbrahim'i, Ebul Enbiya makamına erdirendir kurban. Yani Peygamberler babası olmasına neden olan fedakârlığın mükâfatıdır Kurban.
Halil İbrahim (a.s)'dan İshak ve İsmail (a.s) dünyaya geliyor. İshak (a.s) yoluyla ben-i İsrail geliyor, İsmail (a.s) neslinden de fahri kâinat olan Resûlullâh Efendimiz teşrif buyuruyor. Burada Halil İbrahim (a.s)'ın Allah ile dostluğunun bir neticesinde verilen bir mükâfattır Kurban.
İsmail (a.s) daha o çocuk yaşlarında göstermiş olduğu teslimiyet neticesinde imtihanı kazanıp mükâfat olarak Peygamberlik verilmesinin sebebidir Kurban.
İsmail (a.s)'a Allah'ın daha nice mükâfatları var: Mesela İsmail (a.s) Kâbe'nin inşasında babasıyla birlikte çalışacak. Ayrıca Resûlullâh, İsmail (a.s) soyundan gelecek. Sonra Resûlullâh şöyle buyuracak, "Ben iki kurbanlığın oğluyum." Kurban olmak için Hakk'a teslim olan İsmail (a.s)'a Allah'ın ihsanlarıdır bunlar. İhsanın kapısıdır Kurban.
Hakkın razı olduğu fedakârlıklar, sayısız ihsanların verilmesine neden oluyor. Biz Halil İbrahim (a.s) ve İsmail (a.s)'ın hayatlarında bunu görüyoruz.
Yani Cenab-ı Hakk ile dostluk iklimine girebilmek için kurban kesmek gerekiyor. Çünkü Allah böyle istiyor. Fedakârlık istiyor. Canımızla, malımızla bütün imkânlarımızla fedakârlık yapmamızı istiyor.
Rabbimiz, bu sahip olunan imkânlardan yapılacak fedakârlıklarla yüce dostluğuna ulaşmamızı arzu ediyor. Dostluğun ispatıdır Kurban.
Cenab-ı Hakk'ı ne kadar seviyoruz? Bu sorunun cevabını yine Rabbimiz veriyor. Sevdiklerinizden vermedikçe, o fedakârlıklarda bulunmadıkça Cenab-ı Hakk'a yaklaşamazsınız buyuruluyor (Al-i İmran 92). Cenab-ı Hakk dostluk için fedakârlık istiyor.
Dostluğun bir bedeli var mı? Var. Nedir o? tabi ki Fedakârlık. Fedakârlığın ispatıdır Kurban.
Rabbimiz bu imtihan dünyasında her şeyi insanın emrine amade kıldı. Allah insanoğluna karşı göstermiş olduğu bu cömertlikle aslında insanı ne kadar çok da sevdiğini de gösteriyor. Yeryüzünde yaratılan her şey insanın emrinde, ağaç meyve verir, kendisi yiyemez insanoğlu yer. İnek süt verir, kendisi içemez insanoğlu içer. Koyun, yününü, sütünü, etini verir insanoğluna, kendisi bunlardan yararlanamaz. Koca koca hayvanları altı yedi yaşındaki bir çocuk sürebiliyor. Yani kısaca Rabbimiz yerde ve gökte ne varsa insanoğlunun emrine amade kılmıştır. Muhakkak ki bunda düşünen bir kavim için ayetler var. (Casiye, 45/13).
Bu kadar ihsana karşılık Cenab-ı Hak bir teşekkür istiyor. Bu teşekkürde de bir fedakârlık olacak. Bu fedakârlığı yapabilmek için de dünyanın menfaatlerinden, kontrolünden ne kadar kendimizi çekebilirsek nefsi Hakk'a o kadar yaklaştırırız. Bu yaklaşmada en iyi vesilelerden biri de kurban kesme ibadetidir. Şükrün ifasıdır Kurban.
İşte Cenab-ı Hak biz kullarına olan bu merhameti, şefkati ve verdiği bütün nimetlerine karşılık bizden bir fedakârlık istiyor. Kesilen kurbanlar bu fedakârlığın ispatı oluyor. Muhabbetin kantarı fedakârlıktır. Sevdiklerinizden infak etmedikçe, sevdiklerinizden vermedikçe, o fedakârlıklarda bulunmadıkça Cenab-ı Hakk'a yaklaşamazsınız buyuruluyor (Al-i İmran 92). Kişi sevdiği ile beraberdir. Allah, Resulü ve Ehl-i Beyt'le birlikte olmanın yolu onların murad ettikleri gibi bir hayat yaşamaktır. Fedakârlıklarımız ve cömertliklerimiz hem kendimizi hem de içinde yaşadığımız toplumları diriltir. Hz. Ali, "Zenginler israf ettikçe toplumda insanlar aç kalır" buyuruyor. İsraf vicdanları kurutuyor. Vicdanları dirilten, rıza kapısına taşıyan bineğin adıdır Kurban.
İşte Kurban, mü'minlerin nefislerinin bütün muhalefetine rağmen, vicdanları kurumayan insanların hak için, Allah'ın rızası için, teşekkür için, şükür için, Hakk'ın hoşnutluğunu kazanmak için malından, canından, sevdiği şeylerden fedakârlık yapabilenlerin bayramıdır. Sırat'tan geçerken salih kulların burağıdır Kurban.
Kurban kesenlerin kurbanlarını Rabbim kabul etsin. Kesme kudretine sahip olamayanlara da Rabbim en kısa zamanda hem kurban kesme ibadetini hem de diğer hem bedeni hem de mali olan ibadetleri yapmayı tüm kardeşlerimize nasip etsin.
Kurbanınız anlamlı olsun ve bayramınız sizi mübarek kılsın.
Kurban Bayramınızı tebrik ediyorum. Hayırlı Bayramlar.
Hayırlı Bayramlar. Bayram sabahları bir neşe, bir mutluluk, sevdiklerimizle, buluşma günleri. Özlemlerin giderildiği, kucaklaşmaların, dostların buluştuğu günler. Sevinçlerin, ikramların paylaşıldıkça çoğaldığı günler. Geçen bayramlarda yanımızda olanların bu bayramda yanımızda olmadıklarını gördüğümüz, hüzünlendiğimiz günler.
Hakka yürüyen canlarımızın, dostlarımızın, yakınlarımızın hasretini en çok çektiğimiz günler. Bizlere bayramları bayram yapan, kaç yaşında olsak da yanlarında çocuk olduğumuz çocuk sevinciyle bayramları idrak ettiğimiz cennet yüzlü, Haydar duruşlu, Hüseyin nefesli, Hasan bakışlı, Fatıma anam şefkatli olan Hocamızı en çok aradığımız, en çok özlediğimiz günler. Mekânı nur denizi olsun.
Allah tüm geçmişimize rahmet etsin. Ehl-i Beyt'e komşu eylesin. Ölüm de, dünya hayatı gibi var ve gerçek.
Bunun şuuru ile diyoruz ki, her şeye rağmen hayat devam ediyor. Çocukların cıvıltıları, gülümsemeleri, harçlık istemeleri, giydiği bayramlıklarla bizi hayata döndürüyorlar. Bize yaşama sevinci veriyorlar, çocukluğumuza taşıyorlar ve çocuklarla beraber biz de çocukluğumuza dönüyor o günleri hatırlayıp, yaşıyoruz.
Onların sevinçlerine, mutluluklarına ortak oluyoruz, onların sayesinde Bayramın safiyetini, rahmetini hissediyoruz. Bizde bir zamanlar çocuk olduğumuzu hatırlıyoruz. Bayramı onların tertemiz gönüllerine, pırıl pırıl yüzlerine sığınarak, büyüklerimizin ellerindeki o hakkın muhabbet kokusunu, dualarını ve rızalarını alarak kutluyoruz. Bayramınız Kutlu olsun.
Kurban Bayramı, Allah'a kulluğumuzu fedakârlığımızla ispat ettiğimiz günün adıdır. Fedakârlığımız nispetinde Cenab-ı Hakk'a dost olabilme bayramıdır. Kulunun yapmış olduğu fedakârlık neticesinde Cenab-ı Hakk'ın kuluna ihsanlarda, ikramlarda bulunmasıdır Kurban.
Mal ve candan yapılan fedakârlıkla kesilen kurbanlar Allah'a yaklaşmaya büyük bir vesiledir. Allah'a yakınlaşmaya vesiledir Kurban.
Hicretin ikinci senesinde, şartları müsait olan Müslümanlara vacip olarak emredildi.
Bize kurban Bayramı Halil İbrahim (a.s) hatırasıdır. Onun fedakârlığını hatırlatıyor. Hz. İbrahim'in oğlu İsmail'le başından geçen hikmetlerle dolu imtihanındaki Allah ile dostluğunun sonucunda, İsmail (a.s) neslinden gelen Rahmetenlil Âlemin olan Resûlullâh'ın ümmetine, ümmet-i Muhammed'e lütfedilmiş bir bayramdır Kurban.
Bir dostun mükâfatıdır Kurban.
Halil İbrahim'i, Ebul Enbiya makamına erdirendir kurban. Yani Peygamberler babası olmasına neden olan fedakârlığın mükâfatıdır Kurban.
Halil İbrahim (a.s)'dan İshak ve İsmail (a.s) dünyaya geliyor. İshak (a.s) yoluyla ben-i İsrail geliyor, İsmail (a.s) neslinden de fahri kâinat olan Resûlullâh Efendimiz teşrif buyuruyor. Burada Halil İbrahim (a.s)'ın Allah ile dostluğunun bir neticesinde verilen bir mükâfattır Kurban.
İsmail (a.s) daha o çocuk yaşlarında göstermiş olduğu teslimiyet neticesinde imtihanı kazanıp mükâfat olarak Peygamberlik verilmesinin sebebidir Kurban.
İsmail (a.s)'a Allah'ın daha nice mükâfatları var: Mesela İsmail (a.s) Kâbe'nin inşasında babasıyla birlikte çalışacak. Ayrıca Resûlullâh, İsmail (a.s) soyundan gelecek. Sonra Resûlullâh şöyle buyuracak, "Ben iki kurbanlığın oğluyum." Kurban olmak için Hakk'a teslim olan İsmail (a.s)'a Allah'ın ihsanlarıdır bunlar. İhsanın kapısıdır Kurban.
Hakkın razı olduğu fedakârlıklar, sayısız ihsanların verilmesine neden oluyor. Biz Halil İbrahim (a.s) ve İsmail (a.s)'ın hayatlarında bunu görüyoruz.
Yani Cenab-ı Hakk ile dostluk iklimine girebilmek için kurban kesmek gerekiyor. Çünkü Allah böyle istiyor. Fedakârlık istiyor. Canımızla, malımızla bütün imkânlarımızla fedakârlık yapmamızı istiyor.
Rabbimiz, bu sahip olunan imkânlardan yapılacak fedakârlıklarla yüce dostluğuna ulaşmamızı arzu ediyor. Dostluğun ispatıdır Kurban.
Cenab-ı Hakk'ı ne kadar seviyoruz? Bu sorunun cevabını yine Rabbimiz veriyor. Sevdiklerinizden vermedikçe, o fedakârlıklarda bulunmadıkça Cenab-ı Hakk'a yaklaşamazsınız buyuruluyor (Al-i İmran 92). Cenab-ı Hakk dostluk için fedakârlık istiyor.
Dostluğun bir bedeli var mı? Var. Nedir o? tabi ki Fedakârlık. Fedakârlığın ispatıdır Kurban.
Rabbimiz bu imtihan dünyasında her şeyi insanın emrine amade kıldı. Allah insanoğluna karşı göstermiş olduğu bu cömertlikle aslında insanı ne kadar çok da sevdiğini de gösteriyor. Yeryüzünde yaratılan her şey insanın emrinde, ağaç meyve verir, kendisi yiyemez insanoğlu yer. İnek süt verir, kendisi içemez insanoğlu içer. Koyun, yününü, sütünü, etini verir insanoğluna, kendisi bunlardan yararlanamaz. Koca koca hayvanları altı yedi yaşındaki bir çocuk sürebiliyor. Yani kısaca Rabbimiz yerde ve gökte ne varsa insanoğlunun emrine amade kılmıştır. Muhakkak ki bunda düşünen bir kavim için ayetler var. (Casiye, 45/13).
Bu kadar ihsana karşılık Cenab-ı Hak bir teşekkür istiyor. Bu teşekkürde de bir fedakârlık olacak. Bu fedakârlığı yapabilmek için de dünyanın menfaatlerinden, kontrolünden ne kadar kendimizi çekebilirsek nefsi Hakk'a o kadar yaklaştırırız. Bu yaklaşmada en iyi vesilelerden biri de kurban kesme ibadetidir. Şükrün ifasıdır Kurban.
İşte Cenab-ı Hak biz kullarına olan bu merhameti, şefkati ve verdiği bütün nimetlerine karşılık bizden bir fedakârlık istiyor. Kesilen kurbanlar bu fedakârlığın ispatı oluyor. Muhabbetin kantarı fedakârlıktır. Sevdiklerinizden infak etmedikçe, sevdiklerinizden vermedikçe, o fedakârlıklarda bulunmadıkça Cenab-ı Hakk'a yaklaşamazsınız buyuruluyor (Al-i İmran 92). Kişi sevdiği ile beraberdir. Allah, Resulü ve Ehl-i Beyt'le birlikte olmanın yolu onların murad ettikleri gibi bir hayat yaşamaktır. Fedakârlıklarımız ve cömertliklerimiz hem kendimizi hem de içinde yaşadığımız toplumları diriltir. Hz. Ali, "Zenginler israf ettikçe toplumda insanlar aç kalır" buyuruyor. İsraf vicdanları kurutuyor. Vicdanları dirilten, rıza kapısına taşıyan bineğin adıdır Kurban.
İşte Kurban, mü'minlerin nefislerinin bütün muhalefetine rağmen, vicdanları kurumayan insanların hak için, Allah'ın rızası için, teşekkür için, şükür için, Hakk'ın hoşnutluğunu kazanmak için malından, canından, sevdiği şeylerden fedakârlık yapabilenlerin bayramıdır. Sırat'tan geçerken salih kulların burağıdır Kurban.
Kurban kesenlerin kurbanlarını Rabbim kabul etsin. Kesme kudretine sahip olamayanlara da Rabbim en kısa zamanda hem kurban kesme ibadetini hem de diğer hem bedeni hem de mali olan ibadetleri yapmayı tüm kardeşlerimize nasip etsin.
Kurbanınız anlamlı olsun ve bayramınız sizi mübarek kılsın.
Kurban Bayramınızı tebrik ediyorum. Hayırlı Bayramlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ergül Güner / diğer yazıları
- Adalet mülkün temelidir / 10.01.2025
- Nefs medeniyeti ve kalp medeniyeti / 06.01.2025
- Sadakatle, aidiyetle biz olabilmek / 02.01.2025
- Vatan beşikteki çocuğa aittir / 27.12.2024
- Ağaç yaş iken eğilir, ancak… / 31.08.2024
- Görünüyorum o halde varım / 07.05.2024
- Çanakkale ile İstiklal marşındaki ruh aynı ruh / 18.03.2024
- Matematiğin, fiziğin formülü mü yoksa insanlığın formülü mü? / 19.02.2024
- İnsanlığa insanlık yolculuğu şart / 15.01.2024
- Güçlü aile güçlü millet demektir / 19.12.2023
- Nefs medeniyeti ve kalp medeniyeti / 06.01.2025
- Sadakatle, aidiyetle biz olabilmek / 02.01.2025
- Vatan beşikteki çocuğa aittir / 27.12.2024
- Ağaç yaş iken eğilir, ancak… / 31.08.2024
- Görünüyorum o halde varım / 07.05.2024
- Çanakkale ile İstiklal marşındaki ruh aynı ruh / 18.03.2024
- Matematiğin, fiziğin formülü mü yoksa insanlığın formülü mü? / 19.02.2024
- İnsanlığa insanlık yolculuğu şart / 15.01.2024
- Güçlü aile güçlü millet demektir / 19.12.2023