Dolar kuru her gün yeni rekorlar kırmaya devam ediyor. Önceki gün 9.97 TL ile rekor kıran dolar, dün de 9.98'i aşarak yeni bir rekor daha kırdı.
Bunun nedenleri ile ilgili dünkü yazımızda bazı yorumları aktarmıştık.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş dolar kurunun 10 TL'ye yaklaşmasıyla ilgili önce sosyal medya hesabından bir mesaj yayımladı, ardından da videolu bir paylaşım yaptı.
Mesajında; "Dolar 10 TL. Peki niye? Biri öyle olsun istedi diye… Peki ne yapmak lazım? Bunu istemeyen birilerine kulak vermek lazım…!" ifadelerini kullanan BTP Lideri'nin videolu paylaşımında da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 24 Haziran 2018 seçimlerinden 1 hafta önce söylediği, "24'ünde siz bu kardeşinize yetki verin ondan sonra bu faizle şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz" sözlerine yer veriliyor, ardından doların yükseliş grafiği gösteriliyor ve Mart 2021'de Sayın Baş'ın "Dolar 10 TL olsa kim şaşırır?" açıklaması yayınlanıyor.
Elbette ki videoda aktarılan Sayın Erdoğan'ın şu sözleri de dikkat çekici: "Türkiye demokrasi ve ekonomide gerçekleştirdiği atılımlarla geçmişten beri dünyayı hep şaşırtmış bir ülkedir. Önümüzdeki dönemde de herkesi bir kez daha şaşırtmakta kararlıyız."
Mevcut kapitalist ekonomi koşullarına ısrarla ve inatla devam ederek, diğer taraftan bu sistemin gereği olan faiz oranlarını indirmeye kalkarsanız, dolar kurunun artacağı muhakkak.
Peki, bunu yetkililerimiz bilmiyorlar mı? Bilmemeleri mümkün değil.
Dolar kurunun fırlayacağını, rekor kıracağını bilerek faiz indirimlerine devam edildiğinde, dolar kurunu serbest piyasa belirlemiş olmuyor. Çünkü sebep belli, sonuç belli.
Mesajlarda vurgulanan diğer bir husus ise, mevcut siyasilerimize daha fazla yetki vermenin sorunları çözmeyeceği gerçeği. Sizler, zaten mevcut olan yetkinizle hangi ekonomik sorunları çözebildiniz ki, daha fazla yetkiyle çözebileceksiniz?
Türkiye olarak şu an uyguladığımız ekonomi politikaları, dün Kemal Derviş'in uyguladığı politikaların bir devamı niteliğinde. Bize dayatılan Kapitalizmin çözümsüzlüğü içinde kıvranıp duruyoruz. Halbuki Kapitalizm, 2008 küresel krizinde çöktüğü kabul edilen demode olmuş bir sistem. Bunu Batılı ülkelerin liderleri de itiraf ettiler, ekonomi yetkilileri de. Onlar kapitalist sistemin sahipleri olarak bu sistemle başaramadılar ki, biz nasıl başarabilelim?
Siyasilerimiz parlamenter sistemde ekonomik sorunların çözümü için neyi yapmak istediler de yapamadılar, ya da şu an tüm yetkileri kendilerinde toplayarak neyi yapmak istiyorlar? Kaç yıldır partili cumhurbaşkanlığı sistemiyle yönetiliyoruz ve dolar kurunda ve faizlerdeki yükseliş ortada. Bu dönemde faizle mücadelede de bir başarı hikayesi yok, dolar kurunu aşağı çekmede de. Dünyayı hangi konuda şaşırttık?
200 liralık banknot üzerinden bir hesap yapalım. Hükümet paradan 6 sıfır atma operasyonunun ardından 1 Ocak 2009 tarihinde YTL'den TL'ye geçmiş ve 200 TL'lik banknotları piyasaya sürmüştü. Büyük parasal işlemlerde kullanılması için 200 TL'nin ilk tedavüle çıkarıldığı gün 1 dolar yaklaşık 1.5 düzeyinde bulunuyordu.
Ancak aradan geçen yaklaşık 13 yılda dolar kuru hızla artarak önceki gün serbest piyasada 9.9738 lirayı gördü. Merkez Bankası (TCMB) resmi kuru 9.9170 lira olarak güncelledi. 200 TL ile TCMB kuruyla bile ancak 20 dolar 17 sent alınabiliyor.
200 TL'lik en yüksek banknotumuzun alım gücü 130 dolardan 20 dolara düştü, 110 dolar eridi. İlk çıktığı tarihte 200 TL'lik banknotu yastığının altında saklayanlar o günden bu güne tam 110 dolar kaybettiler. O gün parasını dolara yatıranların 200 lirası ise bugün bin 289 liraya çıktı.
Gelelim asgari ücretli açısından dolar kuruna. 1 Ocak 2021 dolar kuru 7.43 lira idi, asgari ücret 380 dolardı. Bugün 9.93 TL oldu, asgari ücret 285 dolara düştü. 95 dolar azaldı. Diğer bir ifadeyle, asgari ücretin 1 Ocak'taki alım gücünü koruması için bugün asgari ücretin en az 3 bin 773 lira olması gerekiyor ama halihazırda 2 bin 825 liraya talim ediyor.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, bu sorunlardan kurtuluşun olduğunu da mesajında ifade ediyor, Milli Ekonomi Modeli'ni parti programına alan Bağımsız Türkiye Partisi'nin tek çıkış yolu olduğunu vurguluyor.
İhracatı artırmak için dolar kurunu artırmaya çalışmak, geçici bir cari fazla, geçici bir iyimser tablo gösterebilir ama unutmamak lazım ki, yaptığımız tüm ihracat, hammadde ithalatını bile karşılayamamaktadır; yani bu ihracatın sonunda, stoklar bitince bir de ithalat var.
Yükselen dolar kuru yarın ithalat yapacağımız kur olacaktır ve ihraç ederek sattığımız ürünlerin yerine yenileri konulamayacaktır. Faiz yükseltiriz dolar düşer diye düşünüyor olabilirler ama günün sonunda hem faiz yükselecek hem de dolar.
Türk milletinin emeği ve üretimi sıfırla çarpılacak.
Artık çözümsüz olanlarda değil, çözümü olanlarda ısrar etmeliyiz.
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Direnç kalktıkça, İsrail pervasızlaştı / 21.03.2025