"Belgelerle Dinlerarası Diyalog Misyonerleri" kitabım elinize geçinceye kadar, politika yazılarını köşe-gardaşım A. Faik Nabi'ye havale ettim. Ben, bu dinlerarası diyalog işinin ne menem bir çağdaş sömürgecilik olduğunu, hangi tür bir misyonerlik yöntemi olduğunu, dinlerarası diyalog misyonunun semerelerinin nasıl ortaya çıktığını, bu bağlamda atılan birçok adımın Yüce Milletimizin iman ve itikat ölçüleriyle nasıl çeliştiğini, dinsel, bilimsel ve güncel belge ve dökümanlarla günyüzüne çıkartmayı sürdüreceğim.Çünkü dinlerarası diyalog işi, basit bir proje değildir, basit bir mesele değildir. Bir taraftan, 3. Avrupa Konseyi Zirvesi'nde "Türkiye'ye bu konuda özel sorumluluk yüklendiği" ifade edilerek (Bkz. Hürriyet, 16 Mayıs 2005, Anadolu Ajansı, 16 Mayıs 2005, Yenimesaj, 17 Mayıs 2005) AB gündemine taşınacak kadar siyasi ciddiyeti haiz, diğer yandan dünyanın dört bir yanından gelmiş binlerce kardinal, papaz ve rahibin 1962'den 1965'e kadar üzerinde müzakereler yapıp karara bağlayacak kadar (Bkz. "Dialogue and Proclamation: Reflections and Orientations on Interreligious Dialogue and Proclamation of the Gospel of Jesus Christ", Bulletin No. 77 (1991), Ayrıbasım, Vatican Citiy 1991, sf. 200-217) dinsel ciddiyet arz eden, derin, organizeli ve stratejik bir meseledir, dinlerarası diyalog misyonu.Bu bağlamda projenin ve misyonun parçaları da, taşeronları da, yardım ve yataklık yapan unsurları da o derece sinsi, o derece maskeli, o derece fark edilmesi zor elemanlardır.Önümüzdeki günlerde sunacağım, Din sosyolojisi ve Dinler tarihi alanlarında uzman akademisyenlerin çalışmalarında da görüleceği üzere dinlerarası diyalog misyonu, Türk Milleti'nin direncini kırmaya ve milli teşebbüslerini baltalamaya yönelik tarihi tecrübeler ışığında hazırlanmış stratejik bir programdır... Nitekim Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler" adlı eserinde "Osmanlı'dan Hicaz bölgesinin kopartılması" tecrübesinden yola çıkarak ve İngiliz Sömürgecilik Bakanlığı'na mensup ajanların hatıratına ve belgelere dayanarak ortaya koyduğu üzere, İngilizler, suret-i Hak'tan görünen 17 bini aşkın yetişkin elemanlarıyla 1800'lü yılların Osmanlı-Ortadoğu coğrafyasını günümüzün dinlerarası diyalog misyonuna benzer yöntemlerle Osmanlı'dan kopartmak suretiyle işgal etmişlerdir.Osmanlı'ya karşı İngilizler'in aklıyla güya "İttihadı İslam" bayrağı açarak Arabi isyanlarına öncülük eden ve Mısır'ın İngilizler atarfından işgaliyle vazifesi biten Muhammed Abduh, Cemalettin Efgani ve Reşit Rıza şebekesi (Bkz. M. Zeki İşcan, M. Abduh'un Dini ve Siyasi Görüşleri, AÜSBE, gayr-ı matbu doktora tezi, Erzurum, 1997; Abdulhamid Han, Sultan Abdulhamidin Hatıra Defteri (Haz. İsmet Bozdağ), İstanbul 1986, 8. Baskı, Pınar Yay., s. 73; Alaaddin Yalçınkaya, Cemaleddin Efgani, İstanbul 1991, Osmanlı Yayınları, s. 131-132; Muhammed Reşad, Cemaleddin Efgani Hakkında Makaleler, İstanbul 1416/1996, s. 21, dipnot: 36; Hasib es-Samarrai, Dinî Modernizmin Üç Şövalyesi, Ezher Ünv. Doktora tezi, İstanbul 1419/1998, Bedir Yayınları, s. 149-264) ile Osmanlı'ya karşı İngilizlerin tezgahında dokunmuş "Hilafet sancağı"nı açan Hüseyin bin Ali'nin (Bkz, Prof. Dr. Haydar Baş, Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler, İcmal Yay, İst. 1989, s. 35-67) fikriyatı, mandacı ruhaniyetleri, çıkışları, yöntemleri ve suret-i Hak'tan görünen yüzleri, günümüzün dinlerarası diyalogcularınınkinden çok da farklı değildir. Yıllardan beri süregelen bu içten çökerme yöntemlerine ve İngiliz entrikalarına Mustafa Kemal Atatürk, bakınız nasıl dikkat çekmektedir: "İşte bu hakikate bizden ziyade vakıf olan düşmanlarımız ki, başta en alçak düşman olan İngiliz, asıl bu cepheyi yıkmak için iki üç seneden beri ve asırlardan beri mesai sarf etmektedir. (Kahrolsun sesleri).Malûmu âliniz, bizim eski Osmanlı tabirimizce "Kale içinden yıkılır"; işte düşmanlarımız, bizi içimizden yıkmaya çalışıyorlar.Düşmanlarımızın bizce malûm olabilen - malûm olamayan teşebbüsleri daha çoktur şüphesiz- zehirli teşebbüsleri hakikaten korkunçtur.Efendiler, hiç şüphesiz iddia edebiliriz ki, her birimizin şahıslarına temas edebilecek mikroplara ve vasıtalara bile sahiptirler.Ne yazık ki, düşmanlarımız bu uğurda her türlü fedakârlığa ihtiyardan kaçınmamaktadır. Çünkü demin arz etmiştim, Türkiye'nin mahvı, kendi hayatlarına tekabül eden bir vaziyet teşkil ediyor.Dolayısıyla en çok ehemmiyetle atfı nazar ettikleri, bu milli teşebbüsleri içinden yıkmak ve dahili cepheyi yıkmaktır." (TBMM Gizli Celse Zabıtları, c.3, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 3. basım, Kasım 1999, s. 6-8).Vatikan kararlarının yanı sıra papa ve kardinallerin beyanlarına göre, gönüllerdeki imanı söküp alarak kaleyi içten yıkmaya yönelik bir projedir dinlerarası diyalog? Dinsel kisveye bürülü çağdaş sömürge yöntemi.Müslümanların gönüllerdeki iman ağacına düşürülmeye çalışılan Haçlı kurtçuklarıdır, dinlerarası diyalog söylemleri.Yarın kendi kaynaklarından görelim "dinlerarası diyalog"un ne olduğunu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019