Köyde-kentte, kahvede konuştuğumuz bazı akl-ı selim sahipleri şunu haykırıyor: Türkiye'nin sürüklendiği "fesad tablosu"nu "olduğu gibi okumaz", bu hususta samimi ve erdemli olmazsak; devlet-millet olarak topyekun yanılırız? Bir ahırdan bir başka ahıra sokarlar, Amerikancı bir yolsuzun ve dinsizin kucağından bir başka Amerikancı hırsızın ve imansızın ocağına savururlar. Bu kadar da ileri gitme, dedim; hayır, artık yanılma lüksümüz kalmadı, diye bastı feryadı.Amerika-İngiliz-İsrail-Haçlı dünyasının bölgemiz ve ülkemiz üzerindeki Arz-ı Mev'ud planı, Şark Projesi, Yeni Dünya düzeni, Büyük Ortadoğu Projesi ve Arap Baharı gibi hesaplarını sağır sultanlar bile duydu, körler bile gördü.Türk milleti ve devletini de bu eksende değişime ve dönüşüme tabi tutuyorlar. Dinden-devlete, iktidardan-muhalefete, yargıdan-medyaya nerede adama ihtiyaçları varsa; para ile satın alıyorlar, zafiyetlerini değerlendirip kafalıyorlar, kapılarında emir kulu yapıyorlar.Başbakan R. T. Erdoğan, Bor'un pazarı geçtikten sonra "paralel devlet"ten, "paralel yapılanma"lardan söz ediyor.Öncesi var bu yapılanmanın? Para, lâl ve samanaltı oluşum süreci var!Para(lâl) din (Yegane hak din olan İslam'a karşı Amerikancı Ilımlı İslam),Para(lâl) mücahid-müteahhit,Para(lâl) eğitim,Para(lâl) istihbarat, para(lâl) hukuk, para(lâl) millet ve para(lâl) devlet? Hatta para(lâl) seçim ve sandık (ne kadar para, o kadar oy ve vekil)!Vatikan'ın Papalık Konseyi misyonunun bir parçası (PCID) olduğunu ilan eden ve Amerika'nın bağrına bastığı Cemaat ile Amerika'nın BOP eş başkanı olan ve boynuna Yahudi hizmet ve cesaret madalyalarını geçiren AKP, 10 yıllık devlet-millet dönüşümünü ortaklaşa yürüttü.Amerika, Saddam ve diğerlerine yaptığı gibi, kullandıklarının son kullanma tarihini gördü; düğmeye bastı. Öküz öldü, ortaklık bozuldu.Meğer Türk devleti ve milletini ahtapotun para(lâl) kolları sarmış, ayaklar baş olmuş; olmuş paralel devlet, paralel millet? Ayakların baş olduğu paralel devlette, devlet ve milletin parası da ayakkabı kutularından çıkar.Vaziyet bu?Ucu kendimize değse adaletten ayrılamayız.Devlet-millet, sivil-asker, iktidar-muhalefet, AKP-Cemaat? iğneyi kendimize çuvaldızı da başkasına batırmamız lazım!Hepimiz yanıldık, aldandık, avlandık; yanlış mı?Tek istisnası var; Prof. Dr. Haydar Baş ve Bağımsız Türkiye Partisi sevdalıları? hakkı gördüler, hakkı söylediler, yanılmadılar, haklı çıktılar.Prof. Dr. Baş'ın 1980'li yıllardan bu yana ön görüp ikaz ettiği ve çözümler sunduğu yüzlerce devlet-millet meselesi vardır; aydın geçinen takım, siviliyle-askeriyle devlet-millet erkanı burun kıvırdı, yok canım komplo teorileri bunlar, dediler.Niye inanmadılar Prof. Dr. Baş'a? Amerikancı değil diye, Avrupa Birlikçi değil, Haçlının safında değil diye, vatanperver Müslüman diye.Siyasetten dine, yargıdan yürütmeye öyle bir fesad ve ölçüsüzlük hakim kılındı ki; Amerikancı değilsen, "altın"ının "mangır" kadar değeri yoktur. Amerikancı değilsen, değil evliya, Müslüman bile olamazsın. Amerikancı değilsen, bakan, vekil, bürokrat olamazsın, hatta devlet memuru bile olmazsın!Prof. Dr. Baş'ı bu fesad ile karartmaya, bu fesad ile görmezlikten gelmeye çalışmadı mı devlet, millet?!Ne oldu? Haydar Hoca'nın dedikleri, bir yıl sonra, üç-beş yıl, hatta on-onbeş yıl sonra çıktı; dün burun kıvıran allameler, haaa demeye başladı.Prof. Dr. Baş, Rusya Devlet DUMA'sında dünyaya ekonomi dersi verdi. Rusya, onun modelinin esaslarını yasalaştırdı, onun modeliyle şahlandı, dünyanın yeniden süper gücü oldu.Prof. Dr. Baş'a kulak asmayan Türk milleti ise kaybetti; fesad aldı başını gitti. Amerikancılar iktidar oldu, Amerikancı cemaatler üredi, Amerikancı yolsuzlar türedi, rol kaptılar. Kamu çarkına çöreklendiler.Şimdi de Amerika ve cemaat kapılarında pinekleyen "paralel muhalefet" rol kapmaya çalışıyor.Yazık? Devlete, millete ve bunca kayba yazık.Bu gerçekleri ve Prof. Dr. Baş farkını görmediğimiz ve hakkı teslim etmediğimiz müddetçe; daha çok yanılırız, daha çok toslarız.Pazar günü Bursa BUTTİM'deki programda Prof. Dr. Baş, son gelişmelere dair tarihi mesajlar verdi.BTP iktidarında hiçbir güç Türkiye'ye müdahil olmayacak, dedi, Bağımsız Türkiye formüllerini anlattı. Bir baba şefkati ve kucaklamasıyla konuştu, Erdoğan'ı, Amerika'daki arkadaşı ve ne kadar yangaz-aymaz varsa hepsini ben eğiteceğim, ben yola koyacağım bunları, benim işim bu, dedi Prof. Dr. Baş.Dünyanın son yüzyılını şöyle bir ele alın; olacakları yıllar öncesinden öngörüp toplumunu ikaz eden, ikaz etmekle kalmayıp çareler sunan, ekonomi, dünya barışı ve sosyal adalet başta olmak üzere insanlığın tıkandığı ve battığı noktalarda çıkış yolları gösteren Prof. Dr. Baş'tan başka bir halk ve hak adamı var mı, Allah aşkına?!O halde tek tercih var: Prof. Dr. Baş ile izzet!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019