Aslında bu işe devleti alet edenlerin ayıbıdır bu… Havsalası en geniş olanın bile kabul edemeyeceği bir olaya tanık oldu bu millet. Devletin beka sorunu var diyenler devlet düşmanının ayağına elçi(!) yolladılar.
Düşünebiliyor musunuz!? Devlet onayıyla, devlet üniversitesinin bir öğretim elemanı İmralı'ya gidiyor, devlet düşmanı, terörist başı, bebek katili Abdullah Öcalan nam kişinin mektubunu alıyor; devletin haber ajansı AA (Anadolu Ajansı) bu mektubu yayınlama cüretinde bulunuyor.
Bu siyasal iktidar, bu AKP hükûmeti geçmişte, "çözüm" için Kandil'le ve İmralı ile yakınlaşmış ancak bu politika fos çıkınca, köprüler atılmıştı.
Ne oldu da İmralı sahiline kulaç atıldı yeniden. Yeniden hısım akraba ve avukat ziyaretine izin verildi? Yani eniştem beni niye öptü… Bayram değil seyran değil ama seçim zamanıdır şimdi.
Hasımlarını, terörist gruplarla işbirliği içindeler, diye suçlayan AKP-MHP cephesi, seçime bir kala terörist başından medet ummaktadır.
31 Mart'ta denize düşen AKP, 23 Haziran için yılana sarılmış durumda. Bu yazı 22 Haziran'da kaleme alındığı için sandık sonucunu değerlendiremiyoruz. Ancak görebildiğimiz; AKP bu seçimi kazansa bile oy uğruna harcadığı devlet onurunun vebalini omuzlarında hissedecektir. Ve bu sıkıntılı sürecin tahribatını hep birlikte göreceğiz.
Bir başka ayıp, Türk Kurtuluş Savaşının gerekçesi ya da Anadolu İhtilali'nin beyannamesi olan Amasya Genelgesi'nin ulusa ve dünyaya duyurulduğunun tam da 100. yılında, Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla kurulan AA'nın, bir devlet kuruluşu olan haber ajansının, devlet düşmanı, terörist başı Abdullah Öcalan'ın mektubunu yayınlama küstahlığıdır.
Kürt yurttaşlarımızın oylarını etkileme ve kazanabilme çabasının AKP'yi düşürdüğü hazin bir durumdur bu. Oy için her şey mubahtır, "sürümden kazanalım", düşüncesinin ne kendilerine ne bu millete hayrı dokunur.
Türkiye, dünyanın en adaletsiz siyasi partiler ve seçim kanunlarına sahip bir ülke olarak, milletin ödediği vergilerle bir gösteri olarak sunduğu seçimlerin sonuçlarını; ideolojik saplantılardan kurtaracak, mutfaktaki yangını, yaşam zorluklarını, hukuksuzluğu, kayırmacılığı önleyecek yurtsever ve demokratik girişimci bir seferberlikle bambaşka bir tabloya çevirebilir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023