Geçen yazımda Cumhuriyet öncesi ekonomik durumu yazmıştım. Bunun yanında insan ve insan değerini vurgulamıştım. Bu iki yazım, Cumhuriyetimizi reklam arası gibi görenler içindir. Umarım okurlar ve yanlışlarını görürler. Ya da 19 Mayıs 1919'da başlayan Kurtuluş Savaşı'na karşı olan yabancı işbirlikçilerin torunları, hırslarının önüne akıllarını geçirirler.Cumhuriyet ile kalkınma iç içedir. Ülkemiz için bu iki kavram birbirinden ayrılamaz. Çünkü birinin varlığı diğerinin var olma nedenidir. Çünkü üretim, sahiplenme duygusuyla ön plana çıkar. "Benim" duygusu üretimi artırır. Cumhuriyet öncesi halk üzerinde yerel yönetimlerin keyfi baskıları, derebeylerin üstünlükleri halkın üretimini düşürmüştür. Onun için Cumhuriyetle birlikte "Derebeylik" yok edilmiştir.Tarımda, sanayide satış için üretime geçilmiştir. Özel Girişimcilik yasası ile özel girişimciye ayrıcalıklar tanınmıştır. Üretimi yabancılardan Türklere aktarmak için yasalar çıkarılmıştır. Böylece birçok yabancı kuruluş ulusallaştırılmıştır. Köylümüze 3.7 milyon dönüm toprak ve 4 milyon dönüm otlak dağıtılmıştır.Özellikle 1929 yılından başlayarak, Osmanlı Devleti'nin dışa bağlılığının doğurduğu mali ve siyasal sakıncaları ortadan kaldırınca, 1929'dan başlamak üzere köklü yatırımlara girişilmiştir. Demiryolu, karayolu yapımı hızlandırılmış, dıştan alım kısıtlanmıştır. Dışa satım artırılarak bütçe açığı kapatılmıştır. 16. yüzyılın ortalarından beri ilk kez gelir, gideri 1930 bütçesiyle karşılanmıştır.Cumhuriyet karşıtları, üretimde devletin çok etkin oluşunu eleştirir dururlar. Geçen yazımda da belirtmiştim. Cumhuriyet kurulduğu yıllarda tarım ve diğer üretim, insan gücüne dayanıyordu. Çanakkale'de, Balkanlar'da, Afrika'da yapılan savaşlarda üretecek insanlarımızı şehit vermiştik. 16 yaşından küçük çocuklar, kadınlar ve yaşlılar üretimi sağlamaktaydılar. 1925 yılında ülkemizdeki traktör sayısı 221'dir. Traktör sayımız 1970 yıllarında 100 bini aşmıştır. Bugün ise hemen her çiftçinin bir traktörü bulunmaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında tarla öküz gücü ile biçim insan gücüyle sağlanırdı. 1935'lerde üretilen buğday 17 milyon tona ulaşmıştır.Elbette ki okuryazar oranı erkeklerde yüzde üçlerde seyrederken ve savaş kalıntısı yorgun bir toplumdan bireysel daha iyi üretim beklemek hayal olurdu. Onun için devlet, Sümerbank, Etibank gibi destek kuruluşları kurarak, var olan Ziraat Bankası'nı güçlendirerek halkın refahını ön plana almıştır. Etilerden adını alan Etibank, yer altı zenginliklerimizi işletmekle, Sümerlerden adını alan Sümerbank ise daha çok tekstille ilgilenmekteydi. Sonradan kapatılmış olan bu iki kuruluş, cumhuriyet Türkiye'sinin kalkınmasına azımsanmayacak katkıda bulunmuşlardır.Eğitimde birlik sağlanmış, açılan halk mektepleri ve öğretmen yetiştiren kurumlarla halkın okuma-yazması yükseltilmiştir. Üniversiteler kurulmuş, toplumun sosyo-ekonomik gelişmesi bilimsel verilerle sağlanmıştır?Cumhuriyetin nimetlerinden yararlanarak 13 yıldır iktidarda olan AKP, elbette ki ülkemize azımsanmayacak kadar hizmetler sağlamıştır. Ancak, Cumhuriyet dönemini reklam arası görenler şunu iyi bilmeliler; yokluklar içinde kurulan Cumhuriyetimizin 15 yıldaki başarısını yok saymak ben cumhuriyete karşıyım demektir. 90 yılda edinilen kazanımlar bu iktidar döneminde birer birer satılmış ve o paralar yerli yerinde kullanılmamıştır. O paralarla fabrikalar açılmamış, işyerleri kurulmamış, tarımda, hayvancılıkta artış sağlanmamıştır. Yabancı sömürücü ülkelere yaranmak için yollar yapılmış, dışarıdan bol miktarda aracın ülkemize girmesi sağlanmıştır. Bunun yanında yandaş zenginler oluşturulmuş, bal tutan parmaklar da bu arada yalanmıştır.Benim yazdıklarıma inanmayanlar, ekonomi ile ilgili eserleri okuyabilirler.Keşke okusalar!..
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ekrem Yazar / diğer yazıları
- Atatürk Gençlik ve Spor Bayramı / 20.05.2023
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023
- Ulusal günümüz ve çocuklarımız / 24.04.2023
- Neden köy enstitüleri? / 19.04.2023
- Lider olmak kolay mı? / 06.04.2023
- Doğru paylaşmak / 27.03.2023
- Bir ulusun direnişi (18 Mart) / 20.03.2023
- Okullarımız / 13.03.2023
- Önemli olan sistemdir / 01.03.2023
- İnsan olmak / 20.02.2023
- Dağ başını duman aldı / 12.02.2023