Çözüm Sunanlarla, Kazık Atanları Bir Tutmayın

Seçimler yaklaştıkça, iktidarı döneminde milletinin yüzüne bakmayan siyasilerimizin "Millete rağmen siyaset yapılmaz" nutukları attığını görüyoruz."Biz popülist siyaset yapmayız" diyerek, hiçbir proje sunmadan sadece siyaset öncesi popülizmle halkı kandıran siyasileri görüyorsunuz.Yaklaşan seçimler öncesi üç beş tane açılış yaparak, binlerce kapanan dükkanın, iş yerinin oluşturduğu karanlık havayı dağıtmaya çalışanları görüyorsunuz.  Bu demagoji siyaseti devam edecek mi, yoksa "Artık yeter, bize bu hazine gibi vatanı peşkeş çeken değil, sahip çıkan siyasiler lazım" mı diyeceğiz?"Bize AB'nin, IMF'nin ve ABD'nin talimatlarıyla hareket etmeyen, milli projeler ortaya koyan çözüm sunan siyasiler lazım" mı diyeceğiz?Yıllardan beri kandırılıyoruz, işin garip tarafı, hala kandırılmaya müsaidiz, akıllanmıyoruz, yapılanları kolayca unutuyoruz, bir girdabın içinde dönüp dolaşıyoruz.Gerçekten çözüm sunanlarla, yıllarca bize kazık atanları bir tutuyoruz, doğruyu, yanlışla değerlendirmeye çalışıyoruz.Bu böyle ne kadar devam eder?Halbuki Atatürk'ün vefatından sonraki projelerin hangisi bizim özümüze ait? Hangi ülke borçla, düşmanlarının tavsiyeleriyle ayağa kalkmış?Mustafa Kemal Atatürk, TBMM'de "Hiçbir ülke ecnebilerin nasihatleriyle kalkınmamıştır" derken demagoji mi yapıyordu, yoksa önemli bir gerçeği mi ifade ediyordu? Dün ülkemizi işgal eden düşmanlarımızın tavsiyelerine birebir uygulayacağımıza, o düşmanları binbir güçlükle ülkemizden kovan Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk'ün tavsiyelerini dikkate alsak geleceğimiz açısından daha faydalı olmaz mı?Bize düşman nasihati değil, tarihimizden çıkan bilfiil yaşadığımız dersler lazım. Geçmişte yaşadığımız tecrübeler ve tecrübe edenlerin nasihatleri lazım.Her şeyden önemlisi bize milli projeler ve çözümler lazım. Kafası ve gönlü bu aziz millete ait liderler lazım.Dün 23 Nisandı ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramını büyük coşkularla kutladık.Niçin kutluyoruz? Ülkemiz ve milletimiz Batılıların işgalinden kurtulup egemenliğimizi kazandığımız için.Peki, bugün ne yapıyoruz? Bu egemenliği devretmeye çalışan, tartışma konusu yapan siyasileri işbaşına getiriyoruz.Millet olarak bazı şeyleri çok düşünmemiz lazım.Bazı taşeron siyasiler diyor ki, "Bazıları vatan elden gidiyor siyaseti yapıyorlar"?Yani artık vatan elden gidiyor demek de sadece siyaset oldu.Peki, vatan elden gitmiyor mu?Madenlerimiz yabancı şirketlere satıldı.Topraklarımız satıldı, satılıyor. Bazı illerde biz azınlık haline geldik.Stratejik kurumlar bir bir, 2-3 yıllık karına yabancılara peşkeş çekildi, çekiliyor.AB uğruna tarım bitiliyor. Köylü açlık ve sefalet içinde?Hayvancılık bitti bitecek?Kıbrıs, Kerkük, Tel Afer'de bütün kırmızı çizgilerimiz çiğnendi.Borçlarımız katlanarak artıyor, üstelik siyasilerimiz borç almayı bir marifet sayıyorlar.AB uğruna askerimiz bile tartışma konusu oldu.Bu ülkenin sevdalısı olarak bu perişan manzara karşısında "vatan elden gidiyor" dediğimiz zaman sadece siyaset mi yapmış oluyoruz? Ülkemizin problemlerini çözebilecek tek lider olarak gördüğüm, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş şöyle sesleniyor: "Asla ve asla yanılmayın. Daha evvel seçtiklerinizi seçerseniz yani DYP'ye, ANAP'a, CHP'ye, Saadet'e, MHP'ye, AKP'ye oy verirseniz, ne olacak? 'Yine yanılttılar bizi' diyeceksiniz. 'Allah cezalarını versin' diyeceksiniz. Vallahi de, billahi de kısa bir süre içinde ülkeyi kalkındırmak için sadece bir dönemliğine destek istiyoruz. Biz bir dönemde bu işi hallederiz. Biz ülkeyi dimdik ayağa kaldırırız."Bu ifadeleri daha önce iktidar koltuğuna oturmuş bir siyasi söylese fazla anlamı yok, ya da hırsızlıkla nam salmış olanlar söylese yine anlamı yok.Fakat bu sözleri Milli Ekonomi Modeli adında milli bir çözüm projesi olan ve bu projesi yapılan üç uluslararası kongrede 450'yi aşkın yerli ve yabancı bilimadamı tarafından takdir edilen bir bilim adamı, akademisyen ve gerçek siyaset adamı söylüyorsa, o zaman hakkını vermek lazım diyorum.