AKP'nin AB'ci ve Amerikancı gidişatı, hem kendilerini, hem Türkiye'mizi, ilginçtir hem de CHP'yi bitiriyor. AKP, CHP'yi de "musalla taşına" koydu, salasını veriyor.
Diyeceksiniz ki AKP, CHP'yi nasıl bitirsin? CHP bitiyorsa, kendi kendilerini bitiriyorlar? Bu dediğiniz bir nebze doğru; lakin AKP, CHP'yi gerçekten bitiriyor.
Düşünün, bir zamanlar M. Kemal Atatürk'ün "altı ok"u, CHP'nin omurgasıydı. Şimdi, Türkiye'nin AKP iktidarıyla hızlanan AB ve Amerika sürecinde, o altı oktan ne kaldı? AB ve ABD karşısında hangi CHP'linin elinde, bırakın "altı ok"u, "bir ok" var?
Yoksa siz, CHP'nin başkanlığına talip Mustafa Sarıgül'ün, Washington'a davet edilmesini, Sarıgül'ün oraya uçarak gitmesini ve Amerikan seansından geçirilmesini basit bir iş olarak mı görüyorsunuz?
Tayyip Erdoğan'ın benzer seanslardan geçirilmesini bazıları basite almışlardı; ama şimdi Erdoğan'ın eliyle ülkemizin sürüklendiği BOP çukuruna bakınca, eyvah çekmeye başladılar.
Her neyse? Bugün sözümüz CHP'nin omurgası üstüne.
10 Kasım 1938 günü saat 09:05'ten itibaren CHP'nin omurgası erimeye başladı. CHP'de o saten itibaren kemik erimesi başladı. İsmet Paşa'yla yoğunlaştı bu kemik erimesi.
CHP demek, o dönemde bir anlamda "devlet" demekti. Dolayısıyla CHP'deki erime "devlet"e aksetti.
"Altı ok"un dayandığı en temel "bağımsızlık" karakterinin çizgileri zayıflamaya yüz tuttu. Marshall yardımlarıyla gelen "el altından talepler"le devletin omurgasına Amerikalı uzmanları konduruldu? vs. İkili anlaşmaların dalgaları, hem CHP'yi, hem de Türkiye'yi Amerikan sahillerine doğru savurmaya başladı. Savurdukça CHP eridi, halktan koptu, eridikçe Türkiye savruldu. İnönü'nün CHP'si, halktan koptuğu gibi, devlet de halktan uzaklara düştü. CHP'nin omurgası eridi, devletin omurgası sarsıldı; milletimiz dağılma sürecine girdi. Devlet-millet bütünlüğü kan kaybetmeye başladı. Adeta bağ bozumu start aldı.
Öyle ki milletimiz, Adnan Menderes'in minarelerden "asırlardan beri gelen formatıyla bir ezan okutması"nı, gözyaşları içerisinde karşıladı, günlerce bayram yaptı. Yapılan iş, belki çok büyük bir iş değildi; ama İnönü döneminin sosyolojik tahlili, CHP'nin omurgasının erimesi, halktan kopması ve devleti-milletinden uzaklaştırması bağlamında çok önemli ve hafızaları zonklatacak türden bir örnekleme tablosuydu bu.
İnönü'yle başlayan bu kemik erimesi ve milletin bağ bozumu sürecinin devamında Bülent Ecevit, Deniz Baykal'la gelen politik rekabet, ilkesizlikler, hırçınlıklar, CHP'de "kemik erimesi"nin yanı sıra "kemik kırılmaları"nı da beraberinde getirdi.
Mitoz ve mayoz bölünmeler aldı başını gitti. ABD'nin Kemal Derviş'i ise münavebeli olarak hepsine değdi, el attı, meshetti. Hiçbir tarafta ne altı ok kaldı, ne yay...
CHP'nin son bakiyelerini zaten Ecevit'in "beyaz güvercin"i AB'nin başkentlerine bıraktı. Yolu Moon lobilerine düşen Baykal'ın tekelindeki "maket CHP" ise, kendini arıyor, oklarını arıyor. Tam bu noktada Sarıgül, ABD'ye varıyor.
Derken, CHP'de "şifa için bir omurga" arasan, artık bulmak çok zor? AKP, hepsini halletti.
AKP'nin "AB'ci ve Amerikancı cüretkâr adımları"nın kimisine bizzat ortak olan, kimisine de "sessiz muhalefet" kabilinden "bir nevi destek" olan CHP'nin "AKP'nin stepnesi yedek parti" kimliği ve ahvali ortada iken; Erdoğan, CHP'yi de bitiriyor tespitine karşı çıkılabilir mi?
AKP'nin Kıbrıs peşkeşi manevrası sindirilebilir mi? CHP sindirdi? AKP'nin Lozan'ı delik deşik eden "mantar gibi kilise türetme" manevrası sindirilebilir mi? CHP sindirdi? AKP'nin Lozan'ı delik deşik eden Ruhban Okulu manevrası sindirilebilir mi? CHP sindirdi? AKP'nin "işgalcilere tezkereli tezkeresiz kesintisiz destek" manevrası sindirilebilir mi? CHP sindirdi.
AKP'nin tezgahladığı "AB talimatlı etnik düzenlemeler" sindirilebilir mi? CHP sindirdi? AKP'nin IMF talimatlı borç ekonomisi ve çığ gibi işsizlik tablosu sindirilebilir mi? CHP sindiriyor.
CHP, AKP'nin stepnesi olmaktan başka herhangi bir muhalefet görüntüsü veriyor mu? Yok.
İyi ki başörtüsü, İHL ve kur'an kurslarına ilişkin "dıştan güdümlü" ve "düşük yoğunluk"lu kronik "sun'i gündem"ler var; bu gündemlerde CHP'nin "halka rağmen olan sesi" de çıkmasa, CHP'nin varlığından dahi haberdar olamayacağız.
CHP de IMF'ci, AB'ci, ABD'ci; yok AKP'den herhangi bir farkı.
Diyeceksiniz ki, CHP mi AKP'leşti, AKP mi CHP'leşti; fark etmez, hepsi AB ve ABD'nin "dönüşüm"üne uğradı. CHP de başkanlığa talip Sarıgül'ün boşyere mi Amerika'ya gittiğini zannediyorsunuz?
CHP bitiyor; hem de AKP'nin bu AB'ci ve Amerikancı icraatlarıyla? Bu da şu demek; CHP'yi de AKP bitiriyor, Türkiye'yi bitirdikleri gibi.
Türkiye'yi kurtarmaya talip bir CHP, AB ve ABD kementinden kurtulup "milletimizin çizgisi"ne dönmeli, Kuva-yı Milliye ruhuna kavuşmalı.
Aksi halde AKP'nin, dolayısıyla AB ve ABD'nin oyuncağı haline gelmiş bir CHP'yi hiç kimse kurtaramaz... Ne ABD'den gelen Derviş, ne de ABD'ye giden Sarıgül. Benden hatırlatması?
Diyeceksiniz ki AKP, CHP'yi nasıl bitirsin? CHP bitiyorsa, kendi kendilerini bitiriyorlar? Bu dediğiniz bir nebze doğru; lakin AKP, CHP'yi gerçekten bitiriyor.
Düşünün, bir zamanlar M. Kemal Atatürk'ün "altı ok"u, CHP'nin omurgasıydı. Şimdi, Türkiye'nin AKP iktidarıyla hızlanan AB ve Amerika sürecinde, o altı oktan ne kaldı? AB ve ABD karşısında hangi CHP'linin elinde, bırakın "altı ok"u, "bir ok" var?
Yoksa siz, CHP'nin başkanlığına talip Mustafa Sarıgül'ün, Washington'a davet edilmesini, Sarıgül'ün oraya uçarak gitmesini ve Amerikan seansından geçirilmesini basit bir iş olarak mı görüyorsunuz?
Tayyip Erdoğan'ın benzer seanslardan geçirilmesini bazıları basite almışlardı; ama şimdi Erdoğan'ın eliyle ülkemizin sürüklendiği BOP çukuruna bakınca, eyvah çekmeye başladılar.
Her neyse? Bugün sözümüz CHP'nin omurgası üstüne.
10 Kasım 1938 günü saat 09:05'ten itibaren CHP'nin omurgası erimeye başladı. CHP'de o saten itibaren kemik erimesi başladı. İsmet Paşa'yla yoğunlaştı bu kemik erimesi.
CHP demek, o dönemde bir anlamda "devlet" demekti. Dolayısıyla CHP'deki erime "devlet"e aksetti.
"Altı ok"un dayandığı en temel "bağımsızlık" karakterinin çizgileri zayıflamaya yüz tuttu. Marshall yardımlarıyla gelen "el altından talepler"le devletin omurgasına Amerikalı uzmanları konduruldu? vs. İkili anlaşmaların dalgaları, hem CHP'yi, hem de Türkiye'yi Amerikan sahillerine doğru savurmaya başladı. Savurdukça CHP eridi, halktan koptu, eridikçe Türkiye savruldu. İnönü'nün CHP'si, halktan koptuğu gibi, devlet de halktan uzaklara düştü. CHP'nin omurgası eridi, devletin omurgası sarsıldı; milletimiz dağılma sürecine girdi. Devlet-millet bütünlüğü kan kaybetmeye başladı. Adeta bağ bozumu start aldı.
Öyle ki milletimiz, Adnan Menderes'in minarelerden "asırlardan beri gelen formatıyla bir ezan okutması"nı, gözyaşları içerisinde karşıladı, günlerce bayram yaptı. Yapılan iş, belki çok büyük bir iş değildi; ama İnönü döneminin sosyolojik tahlili, CHP'nin omurgasının erimesi, halktan kopması ve devleti-milletinden uzaklaştırması bağlamında çok önemli ve hafızaları zonklatacak türden bir örnekleme tablosuydu bu.
İnönü'yle başlayan bu kemik erimesi ve milletin bağ bozumu sürecinin devamında Bülent Ecevit, Deniz Baykal'la gelen politik rekabet, ilkesizlikler, hırçınlıklar, CHP'de "kemik erimesi"nin yanı sıra "kemik kırılmaları"nı da beraberinde getirdi.
Mitoz ve mayoz bölünmeler aldı başını gitti. ABD'nin Kemal Derviş'i ise münavebeli olarak hepsine değdi, el attı, meshetti. Hiçbir tarafta ne altı ok kaldı, ne yay...
CHP'nin son bakiyelerini zaten Ecevit'in "beyaz güvercin"i AB'nin başkentlerine bıraktı. Yolu Moon lobilerine düşen Baykal'ın tekelindeki "maket CHP" ise, kendini arıyor, oklarını arıyor. Tam bu noktada Sarıgül, ABD'ye varıyor.
Derken, CHP'de "şifa için bir omurga" arasan, artık bulmak çok zor? AKP, hepsini halletti.
AKP'nin "AB'ci ve Amerikancı cüretkâr adımları"nın kimisine bizzat ortak olan, kimisine de "sessiz muhalefet" kabilinden "bir nevi destek" olan CHP'nin "AKP'nin stepnesi yedek parti" kimliği ve ahvali ortada iken; Erdoğan, CHP'yi de bitiriyor tespitine karşı çıkılabilir mi?
AKP'nin Kıbrıs peşkeşi manevrası sindirilebilir mi? CHP sindirdi? AKP'nin Lozan'ı delik deşik eden "mantar gibi kilise türetme" manevrası sindirilebilir mi? CHP sindirdi? AKP'nin Lozan'ı delik deşik eden Ruhban Okulu manevrası sindirilebilir mi? CHP sindirdi? AKP'nin "işgalcilere tezkereli tezkeresiz kesintisiz destek" manevrası sindirilebilir mi? CHP sindirdi.
AKP'nin tezgahladığı "AB talimatlı etnik düzenlemeler" sindirilebilir mi? CHP sindirdi? AKP'nin IMF talimatlı borç ekonomisi ve çığ gibi işsizlik tablosu sindirilebilir mi? CHP sindiriyor.
CHP, AKP'nin stepnesi olmaktan başka herhangi bir muhalefet görüntüsü veriyor mu? Yok.
İyi ki başörtüsü, İHL ve kur'an kurslarına ilişkin "dıştan güdümlü" ve "düşük yoğunluk"lu kronik "sun'i gündem"ler var; bu gündemlerde CHP'nin "halka rağmen olan sesi" de çıkmasa, CHP'nin varlığından dahi haberdar olamayacağız.
CHP de IMF'ci, AB'ci, ABD'ci; yok AKP'den herhangi bir farkı.
Diyeceksiniz ki, CHP mi AKP'leşti, AKP mi CHP'leşti; fark etmez, hepsi AB ve ABD'nin "dönüşüm"üne uğradı. CHP de başkanlığa talip Sarıgül'ün boşyere mi Amerika'ya gittiğini zannediyorsunuz?
CHP bitiyor; hem de AKP'nin bu AB'ci ve Amerikancı icraatlarıyla? Bu da şu demek; CHP'yi de AKP bitiriyor, Türkiye'yi bitirdikleri gibi.
Türkiye'yi kurtarmaya talip bir CHP, AB ve ABD kementinden kurtulup "milletimizin çizgisi"ne dönmeli, Kuva-yı Milliye ruhuna kavuşmalı.
Aksi halde AKP'nin, dolayısıyla AB ve ABD'nin oyuncağı haline gelmiş bir CHP'yi hiç kimse kurtaramaz... Ne ABD'den gelen Derviş, ne de ABD'ye giden Sarıgül. Benden hatırlatması?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019