Üç gün Konya'nın güzide ilçelerinden biri olan Bozkır'daydım.Bağımsız Türkiye Partisi(BTP) Bozkır İlçe Başkanı Ali Tay'ın daveti üzerine yolumuz Bozkır'a yöneldi.Bozkır, Konya'nın merkezinden Antalya istikametine doğru 1,5 saatlik bir mesafede, Toros dağlarının eteğinde oldukça şirin bir ilçe.İsmine Bozkır denmesinin sebebi de civarındaki dağların ve tepelerin ağırlıklı kayalıklardan oluşması ve tarıma elverişli olmaması. Bu tepelerin üzerinde küçük küçük ağaçlar var.Bozkır'ın merkezi ise yemyeşil ağaçlarla dolu. Ortadan kaynağı Toroslar'dan çıkan Çarşamba nehri geçiyor ve Bozkır'a hayat veriyor. Dağlardan Bozkır'a baktığınızda ya da Bozkır'dan dağlara doğru baktığınızda tam bir tabloluk manzara var. İnsan kendinden geçiyor.Bozkır'ın merkez nüfusu 11.000. Köyleriyle beraber 50-60 bini buluyor. Tarıma elverişli arazilere sahip olmadığından dışarıya oldukça göç vermiş. Dışarıya göç verdikleriyle beraber Bozkırlılar toplam 1 milyon kişiyi buluyor.Ali Bey konuyla ilgili ilginç bir misal verdi: "Geçenlerde İstanbul'da bir Bozkırlı vefat etmişti, cenazesine İstanbul'da ikamet eden 1.500 Bozkırlı katılmıştı".Bir Bozkırlıyla konuşuyoruz, ben Manisalı olduğumu söyleyince "Ben de şimdi sana Manisalı mısın diye soracaktım, çok benziyorsun da" dedi. Meğer Manisa'da ağaçlandırma işinde uzun yıllar çalışmış, söylemesi ayıp ama Manisa'yı benden daha iyi biliyor. Bozkırlılar iş dolayısıyla yurt içi ve yurt dışı bir çok yere aynen bu şekilde göç vermiş.Bozkır konusunda bu temel bilgilerden sonra gönlüyle bizi Bozkır'a çeken Ali Bey'i biraz size tanıtayım. Ali Bey'le yaklaşık 20 yıldır tanışıyorum. Gayretli, azimli, sorumluluk sahibi bir karaktere sahip. Edebi ve üslubuyla çevresiyle rahatlıkla diyalog kurabiliyor. Yıllarca ticaretle uğraşmış, ticareti iyi biliyor.Bozkır'da onu tanımayan yok. Bakkalından, berberine, nakliyecisinden, nalburuna, lokantacısından kahvecisine, seyyar satıcısına kadar bütün Bozkırlılar onu görünce üzgün ve düşünceli halleri bir anda tebessüme ve de muhabbete dönüşüyor.Çünkü o BTP lideri Prof Dr. Haydar Baş'ın projelerini ve çözümlerini onlara aktararak içlerinde bulundukları problemlerin çözümsüz olmadığını ortaya koymuş, o Bozkırlıların ümit kaynağı olmuştu.Diyeceksiniz ki niçin "üzgün ve düşünceli" şeklinde ifade ettin?Hemen hemen her meslek grubundan Bozkırlı, hükümetin AB ve IMF yönlendirmeli politikalarından memnun değil. Çünkü onlar, Ekonomi yönetiminin ve fildişi kulelerinden halkın arasına inmeyen bazı medyatik ekonomistlerin dediği gibi "ekonomi iyiye gidiyor" açıklamalarının bir palavra olduğunu hücrelerine kadar fiili olarak yaşıyorlar.Nakliyecilik yapan iki Bozkırlı ile görüştük. Mazota üst üste yapılan zamlara karşın 3 yıldan beri nakliye fiyatlarının aynı olmasından şikayet ettiler. Durumlarının her geçen gün daha da kötüye gittiğini ifade ettiler.Bozkır, tarıma elverişli değil, ama sınırlı olarak elma üretimi yapılıyor. Elma üreticisinin durumu da içler acısı. Bir üretici diyor ki "10 milyar lira masraf yaptım, elime sadece 3 milyar lira geçti. Tam 7 milyar lira zarar ettim". O kadar emek, ama netice zarar. Ne olacak bu üreticinin hali?Elma konusunu biraz daha açalım. Üreticiler 3 yıldan beri elmadan para kazanamadıklarını söylediler.1 sandıkta ortalama 25-28 kg elma oluyor. Boş sandık 2 milyon lira, nakliye 3 milyon, komisyon 1 milyon, Gübre, ilaç ve sulama en az 5 milyon lira. Dolayısıyla 1 sandığın maliyeti ortalama olarak 10-11 milyon lira oluyor. Elmanın en iyisi sandığı 15 milyondan satılıyor, en ucuzu ise 3 milyon lira. Bütün bir tarlayı düşündüğünüz zaman elmaların hepsinin en iyi olması mümkün değil, ortalama bir değer oluyor. Konuştuğumuz üreticilerden biri ortalama sandık başına 3.8 milyona satabilmiş, diğeri ise 5 milyona. Maliyet ise 10-11 milyon civarında. Yapılan zararı görebiliyor musunuz?Tarım sektöründe sadece elmada mı bu durum yaşanıyor, tabii ki hayır. Konya ovasında buğday, havuç, çeker pancarı vs yetişiyor. Bu yıl kuraklık olduğundan dolayı Konya ovasındaki buğdayın yüzde 70'i yandı. Peki, kalan kısım ne oldu? Onlar da maliyetinin altına satarak zarar etmek zorunda. Çünkü hükümet buğday fiyatını kg başı 360 bin lira olarak açıkladı, geçen yıl ise 370 bin 500 lira idi. Mazot, gübre, ilaç fiyatları ortalama yüzde 20 oranında artış gösterirken buğdayın alım fiyatı geçen yıla göre düştü. Buğdayın maliyeti ise 404 bin lira. Peki, çiftçi 360 bin liraya satabiliyor mu? Hayır. Sadece 30 tonunu. Kalanını tüccara 270-280 bin liradan satabiliyor, yani zararı katlanıyor. Havuçta da, diğer ürünlerde de aynı durum var.Buğdayı yananlar ise sulama tesisatı kuracak paraya sahip olmadıklarından şikayetçi. Kısaca satan da satamayan da şikayetçi.Bozkır'dan biraz Konya geneline açıldık ama bu durumu da izah etmemiz gerekiyordu. Yarın Bozkır izlenimlerime devam edeceğim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025