Gıda fiyatları gaza basmış adeta uçuyor.
Bu sorunun sebebi olanlar çözüm için yetkilerini de ellerinde toplamış durumda.
Hal böyle olunca da bir kilo patlıcanı 40 liraya, bir kilo patatesi 10 liraya rafta görüyoruz.
Dün Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ramazan ayında üretici market arasındaki fiyat farklarıyla ilgili açıklamalar yaptı.
Bayraktar'ın açıklamasına göre üreticiden markete gelinceye kadar elma yaklaşık 6 kat, kabak 4.6 kat, limon 4.5 kat artıyor. Maydanoz fiyatı bile markete gelinceye kadar 4 kat artıyor.
Açıklamasında Bayraktar'ın altı çizilmesi gereken en önemli ifadelerinden biri, "Üreticiye verilecek destek, tüketiciye verilecek destek olur" sözü.
Üreticinin sorunları çözülmeden tüketicinin fahiş fiyatlarla imtihanının bitmesi mümkün değil.
Çiftçi gübre, mazot, yem, elektrik, ilaç ve tohum fiyatlarının altında ezildiği müddetçe Türkiye'de tarımda ne sorun bitecek ne de tüketicinin şikâyetleri son bulacaktır.
Bayraktar, hükümetin hayata geçirmeyi düşündüğü 20 temel gıda ürününe sabit fiyat uygulamasının da çözüm olmayacağının altını çiziyor.
TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, açıklamasında marketlerle ilgili olarak da önemli ayrıntılar verdi.
Gıda fiyatlarının düşürülmesi için atılması gereken adımları sıralayan Bayraktar, "Hal yasası ile zincir marketlere tanınan üreticiden doğrudan ürün alma yetkisi daha sıkı denetlenmelidir. Denetimler yasak savma kabilinden olmamalı, sonuç alınacak şekilde düzenlenmelidir. Çünkü zincir marketler mevcut uygulamada üreticiden doğrudan aldıkları ürünleri kendi içlerinde kurdukları aracı firmalar vasıtasıyla el değiştirme yapmakta her el değiştirmede kâr eklemektedirler" dedi.
Bütün bu açıklamalar marketlerin ve tüccarın bir şekilde düzenini kurup daha çok kâr elde etmenin yollarını bulduklarını gösteriyor.
Anlayacağınız çiftçi dışında Türkiye'de herkes organize…
Çiftçinin yanında olması gereken hükümet ise görevini maalesef yerine getirmiyor.
Olan önce çiftçiye sonra da hepimize, yani tüketiciye oluyor.
Merhum Süleyman Demirel, "boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur" demişti.
Şimdi öyle bir dönem yaşıyoruz ki, hem tencereler boş, hem de tarlalar bomboş.
Boş kalmış tencereler iktidarları yıkıyorsa, şimdi yaşadığımız bu ağır durum sadece iktidarı yıkmakla da kalmayacak demektir.
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024