ABD-İngiltere-İsrail troykası, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında revizyona gidip at değiştirmiş görünüyor.
ABD, hem kendini güvene almak, hem de Rusya ve Çin'in yeni dünya gücünü zayıflatarak bölgedeki inisiyatiflerini daraltmaya matuf oynuyor.
Yeni Truva atı, Suudi Arabistan ve Suud eksenli devletçikler?
Çok şaşırmamak gerekiyor.
Revize edilerek ABD Silahlı Kuvvetler Dergisi Haziran 2006 baskısında Amerikalı uzman asker Ralph Peters tarafından yayınlanan BOP haritasını ve Ortadoğu'nun geleceğine dönük projeksiyon notlarını hatırlayın, yeter (http://armedforcesjournal.com/blood-borders/).
Terörizm, etnik ve mezhep temelli çatışmalarla sınırları kanla çizilmiş ve puzzle gibi parçalara bölünmüş bir harita bu!
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, 1990'larda "Hedef Türkiye" dediğinde, o gün burun kıvırtanlar, bugün ya 15 Temmuz ihanetiyle burunları kırılmış yahut Barzanistan oluşumu ve Suriye'deki fitne ateşleriyle başları önlerine düşmüş.
Görünen şu ki Suud ve bölge çok ama çok ağır bir süreç yaşayacak...
Peters'in haritasında sadece çok parçalı Irak, İran ve Suriye yok, sadece Kürdistan oluşumu planlanmamış; İslam dünyasının kalbi olan Mekke-Medine (Harem Bölgesi) de Vatikan benzeri bir statüde şekillendirilmiş.
Son günlerde Suud, BOP bağlamında adeta Stockholm Sendromu yakalanmış, celladı ABD ve İsrail'e aşık vaziyette çırpınıyor... Stockholm Sendromu'na tutulmuş Suudi Arabistan'ı celladı, Harem'den hançerleyecek!
Suud yönetimi ABD Başkanı Trump ile kılıç dansı yapıyor.
Güya diplomatik setr-i avrete azami dikkat göstererek İsrail kolkola yürüyor.
II. Dünya savaşına kadar Osmanlı ve yeni Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı İngilizlere hizmetkârlıkla devran sürdüren Suud, yeni süreçte Amerika'ya hizmet etmeye, şimdilerde de Vehhabilik'ten FETÖ'vâri Ilımlı İslam'a evrilerek BOP çukurunda ABD-İngiltere ve İsrail'e hizmet etmeye can atıyor.
Ancak Suudi Arabistan ile İsrail arasında gizli olarak yürütülen görüşmeler deşifre ediliyor. İsrail Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Dore Gold, içeriği açıklayamam diyor.
Kılıç dansıyla başı dönmüş acemi Suudî diplomat, Suud-İsrail görüşmelerinin içeriğini Mısır'da ötüyor:
"Bağımsız Kürdistan'ın kuruluşunun tamamlanması,
İran'da içinde ve çevresinde etnik ve mezhep temelli karışıklıklar türeterek rejimi değiştirmek,
İsrail'in Arap dünyası tarafından tanınmasını
sağlamak,
Haçlı Avrupa'sının yıpranmış NATO'su yerine bölgede NATO'vâri Sünni bir ortak askeri güç oluşturmak."
Revize BOP hedeflerine ulaşmanın yöntemleri üzerinde de çalışmalar yapılıyor:
Çeşitli entrikalarla Türkiye ve İran'ı saf dışı etmek,
İran-Irak Şiiliği arasındaki farklılığı husumete
dönüştürmek,
İran-Türkiye arasında kapışma süreci başlatmak,
İsrail'in, Barzani bölgesine ulaşmasını engelleyen Lübnan ve Suriye'deki Hizbullah'ı ortadan kaldırarak onu Hizbullah'ın pençesinden kurtarmak,
Rusya ve Çin'in Ortadoğu'da ayağının altını
boşaltmak.
Ne kadar farkındalar bilemiyorum ama; devlet tecrübesi henüz bedevilikten kurtulamayan ve Trump ile kılıç dansının sarhoşluğu içinde yuvarlanan Suud, oyun içinde kendi oyunuyla tuş
edilecek.
15 Temmuz ihaneti sonrasında Türk siyasetinin kurtulma çabası ve emareleri gösterdiği sendroma, Suud fena yakalanmış; Türkiye'den ibret almak yerine, ibretlik hale düşmeye can atıyor.
Suud'da onlarca prens, bir o kadar bakan, bir o kadar üst düzey bürokrat mahpus halde? İstifa ettirilmiş Lübnan Başbakanı Hariri, Yemen'in kaçak Devlet Başkanı Hadi'de orada?
Hepsinin, son kullanma tarihleri bitmiş. Suud çifut çarşısına dönmüş. Bunun altında kalkamazlar.
Her hesabın üstünde elbette bir hesap vardır.
Bu coğrafyanın kilit taşı Türkiye'dir.
Türkiye'yi bugüne kadar kilit taşı yapan ve yapacak olan karakter, Gazi M. Kemal Atatürk'ün bağımsızlık karakteri, Gazi'nin Sadabat Paktı diplomasisi, Milli İktisad açılımı ve bölgenin selametini temin edecek barışçı ve uzlaşmacı yapısıdır.
Amerika, AB, İsrail ve onların yeni piyonu Suud yahut BAE siyasetine teşne bir Türk siyaseti, bölgenin kilit taşı değil, olsa olsa sapan taşı olur.
Bu hayati kavşakta Türkiye'nin önünde yegane seçenek Prof. Dr. Haydar Baş'tır... O'nun, Rusya, Çin ve BRICS ülkeleri başta olmak üzere 4 milyar insana refah sunan Milli Ekonomi Modeli, Sosyal Devlet projeleri, Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt ve "Hoş geldin Atatürk" gibi çığırları, Türkiye'nin ve bölgenin tek çıkış yoludur.
Gerisi oyunla oynaş, dalaş ve savaştır.
ABD, hem kendini güvene almak, hem de Rusya ve Çin'in yeni dünya gücünü zayıflatarak bölgedeki inisiyatiflerini daraltmaya matuf oynuyor.
Yeni Truva atı, Suudi Arabistan ve Suud eksenli devletçikler?
Çok şaşırmamak gerekiyor.
Revize edilerek ABD Silahlı Kuvvetler Dergisi Haziran 2006 baskısında Amerikalı uzman asker Ralph Peters tarafından yayınlanan BOP haritasını ve Ortadoğu'nun geleceğine dönük projeksiyon notlarını hatırlayın, yeter (http://armedforcesjournal.com/blood-borders/).
Terörizm, etnik ve mezhep temelli çatışmalarla sınırları kanla çizilmiş ve puzzle gibi parçalara bölünmüş bir harita bu!
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, 1990'larda "Hedef Türkiye" dediğinde, o gün burun kıvırtanlar, bugün ya 15 Temmuz ihanetiyle burunları kırılmış yahut Barzanistan oluşumu ve Suriye'deki fitne ateşleriyle başları önlerine düşmüş.
Görünen şu ki Suud ve bölge çok ama çok ağır bir süreç yaşayacak...
Peters'in haritasında sadece çok parçalı Irak, İran ve Suriye yok, sadece Kürdistan oluşumu planlanmamış; İslam dünyasının kalbi olan Mekke-Medine (Harem Bölgesi) de Vatikan benzeri bir statüde şekillendirilmiş.
Son günlerde Suud, BOP bağlamında adeta Stockholm Sendromu yakalanmış, celladı ABD ve İsrail'e aşık vaziyette çırpınıyor... Stockholm Sendromu'na tutulmuş Suudi Arabistan'ı celladı, Harem'den hançerleyecek!
Suud yönetimi ABD Başkanı Trump ile kılıç dansı yapıyor.
Güya diplomatik setr-i avrete azami dikkat göstererek İsrail kolkola yürüyor.
II. Dünya savaşına kadar Osmanlı ve yeni Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı İngilizlere hizmetkârlıkla devran sürdüren Suud, yeni süreçte Amerika'ya hizmet etmeye, şimdilerde de Vehhabilik'ten FETÖ'vâri Ilımlı İslam'a evrilerek BOP çukurunda ABD-İngiltere ve İsrail'e hizmet etmeye can atıyor.
Ancak Suudi Arabistan ile İsrail arasında gizli olarak yürütülen görüşmeler deşifre ediliyor. İsrail Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Dore Gold, içeriği açıklayamam diyor.
Kılıç dansıyla başı dönmüş acemi Suudî diplomat, Suud-İsrail görüşmelerinin içeriğini Mısır'da ötüyor:
"Bağımsız Kürdistan'ın kuruluşunun tamamlanması,
İran'da içinde ve çevresinde etnik ve mezhep temelli karışıklıklar türeterek rejimi değiştirmek,
İsrail'in Arap dünyası tarafından tanınmasını
sağlamak,
Haçlı Avrupa'sının yıpranmış NATO'su yerine bölgede NATO'vâri Sünni bir ortak askeri güç oluşturmak."
Revize BOP hedeflerine ulaşmanın yöntemleri üzerinde de çalışmalar yapılıyor:
Çeşitli entrikalarla Türkiye ve İran'ı saf dışı etmek,
İran-Irak Şiiliği arasındaki farklılığı husumete
dönüştürmek,
İran-Türkiye arasında kapışma süreci başlatmak,
İsrail'in, Barzani bölgesine ulaşmasını engelleyen Lübnan ve Suriye'deki Hizbullah'ı ortadan kaldırarak onu Hizbullah'ın pençesinden kurtarmak,
Rusya ve Çin'in Ortadoğu'da ayağının altını
boşaltmak.
Ne kadar farkındalar bilemiyorum ama; devlet tecrübesi henüz bedevilikten kurtulamayan ve Trump ile kılıç dansının sarhoşluğu içinde yuvarlanan Suud, oyun içinde kendi oyunuyla tuş
edilecek.
15 Temmuz ihaneti sonrasında Türk siyasetinin kurtulma çabası ve emareleri gösterdiği sendroma, Suud fena yakalanmış; Türkiye'den ibret almak yerine, ibretlik hale düşmeye can atıyor.
Suud'da onlarca prens, bir o kadar bakan, bir o kadar üst düzey bürokrat mahpus halde? İstifa ettirilmiş Lübnan Başbakanı Hariri, Yemen'in kaçak Devlet Başkanı Hadi'de orada?
Hepsinin, son kullanma tarihleri bitmiş. Suud çifut çarşısına dönmüş. Bunun altında kalkamazlar.
Her hesabın üstünde elbette bir hesap vardır.
Bu coğrafyanın kilit taşı Türkiye'dir.
Türkiye'yi bugüne kadar kilit taşı yapan ve yapacak olan karakter, Gazi M. Kemal Atatürk'ün bağımsızlık karakteri, Gazi'nin Sadabat Paktı diplomasisi, Milli İktisad açılımı ve bölgenin selametini temin edecek barışçı ve uzlaşmacı yapısıdır.
Amerika, AB, İsrail ve onların yeni piyonu Suud yahut BAE siyasetine teşne bir Türk siyaseti, bölgenin kilit taşı değil, olsa olsa sapan taşı olur.
Bu hayati kavşakta Türkiye'nin önünde yegane seçenek Prof. Dr. Haydar Baş'tır... O'nun, Rusya, Çin ve BRICS ülkeleri başta olmak üzere 4 milyar insana refah sunan Milli Ekonomi Modeli, Sosyal Devlet projeleri, Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt ve "Hoş geldin Atatürk" gibi çığırları, Türkiye'nin ve bölgenin tek çıkış yoludur.
Gerisi oyunla oynaş, dalaş ve savaştır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019