Gün geçtikçe, Batılı olsa da, Suriye’de oynan oyunu gözler önüne seren yeni gözlemciler ortaya çıkıyor. Bunlardan biri daha Suriye’de Esat Rejimini haklı çıkartan önemli demeçlerde bulundu. Independent’ın Ortadoğu muhabiri Robert Fisk Halep’e yaptığı gezideki gözlemlerini okuyucularıyla paylaştı.
Gözlemlerinde çok sayıda kişiyle görüşmeye çalışmış. Ordudan üst düzey subaylardan bilgi edinmiş.
Yayınladığı iki ayrı yazıda iki temel argüman ortaya koyuyor. Muhaliflere halkın gereken destek vermediği ve Ordunun Halep’e hakim olduğu görüşlerini savundu. Amacı objektif bir gözlemcinin gözüyle olanı tüm çıplaklığıyla ortaya sermek olan Fisk, hiçbir ayrıntıyı gözden kaçırmamış.
Muhaliflerin çok güzel Türkçe konuştuğu bilgisini okuyucularıyla paylaşmış. Görüştüğü bir Suriyeli Generalden mücadelelerin gidişatıyla ilgili önemli bilgiler ediniyor. Çeçen, Afgan, Libyalı ve Sudanlı keskin nişancıların binalardan ordu birliklerine ateş edip, daha sonra kanalizasyonlarda saklandıklarını öğrendiğini ifade etti. Geçen hafta içinde öldürülen Türk isyancı Ekinci’nin de bu grubun bir üyesi olduğunu da ekledi.
Fisk daha da ilginç gözlemlerini okuyucuyla paylaştı. Ordu birlikleriyle isyancılardan kurtarılan yerlerine giren muhabir, çok sayıda Suriyelinin askerleri ağlayarak kucakladığını söyledi. Halktan bazı kişiler isyancıların Suriyeliden çok yabancı olduğunu ve sürekli tekbir getirerek askerlere ateş açtıklarını ifade ettiler. Bu bilgi Ortadoğu’yu karıştırmak isteyen odakların sayısının hiç de az olmadığını gösteriyor.
Bölgede yaşayan aydın bir Suriyeli, muhaliflerin kendi aralarında konuştukları Arapçayı anlamakta zorlandıklarını; hatta Suudi vatandaşı olabileceklerini de aktarmış.
Fisk, bölgede askerlerden edindiği önemli bilgiler arasında aldıkları sağlık yardımı vardı. Muhaliflerin gezici donanımlı sahra hastanelerinin olduğu ve bunların içinde Türkiye gibi kendilerine destekçi ülkelerden verilen ilaçların bulunduğunu da bildirdi.
Muhaliflerden ele geçirilen çok sayıda silah ve mühimmat da bir çok gerçeği ortaya koyuyordu. Askerlerin bulduğu silahlar değişik ülkelerde imal edilmişti. Patlayıcılar İsveç ve tüfekler Belçika üretimiydi. Anlaşılan isyancılar geniş bir çevreden destek görmekteler.
Önceki haftalar ortaya konan vahşetin bir benzerini de Fisk okuyucusuyla paylaştı. Suriyeli bir teğmeni bindiği araçta gövdesinden ikiye kestiklerini çok sağlam bir kaynağa dayandırarak anlattı.
Esat rejiminin yalnız bırakılma sürecinde etkin rol oynayanlar bir bir açığa çıkıyorlar. Türk, Suudi ve Katarlı siyasetçiler ABD’den alacakları takdirname karşılığı bölgenin huzur ve güvenliğini hiçe sayıyorlar. Bu uğurda her tür vahşeti onaylıyor ya da görmezden geliyorlar. Fisk’in gözlemleri bir kez daha Esad rejiminin devrilmesine yönelik muhalefetin hiç de iyi niyetli olmadıklarını açık seçik ortaya koymuş oldu.
Gözlemlerinde çok sayıda kişiyle görüşmeye çalışmış. Ordudan üst düzey subaylardan bilgi edinmiş.
Yayınladığı iki ayrı yazıda iki temel argüman ortaya koyuyor. Muhaliflere halkın gereken destek vermediği ve Ordunun Halep’e hakim olduğu görüşlerini savundu. Amacı objektif bir gözlemcinin gözüyle olanı tüm çıplaklığıyla ortaya sermek olan Fisk, hiçbir ayrıntıyı gözden kaçırmamış.
Muhaliflerin çok güzel Türkçe konuştuğu bilgisini okuyucularıyla paylaşmış. Görüştüğü bir Suriyeli Generalden mücadelelerin gidişatıyla ilgili önemli bilgiler ediniyor. Çeçen, Afgan, Libyalı ve Sudanlı keskin nişancıların binalardan ordu birliklerine ateş edip, daha sonra kanalizasyonlarda saklandıklarını öğrendiğini ifade etti. Geçen hafta içinde öldürülen Türk isyancı Ekinci’nin de bu grubun bir üyesi olduğunu da ekledi.
Fisk daha da ilginç gözlemlerini okuyucuyla paylaştı. Ordu birlikleriyle isyancılardan kurtarılan yerlerine giren muhabir, çok sayıda Suriyelinin askerleri ağlayarak kucakladığını söyledi. Halktan bazı kişiler isyancıların Suriyeliden çok yabancı olduğunu ve sürekli tekbir getirerek askerlere ateş açtıklarını ifade ettiler. Bu bilgi Ortadoğu’yu karıştırmak isteyen odakların sayısının hiç de az olmadığını gösteriyor.
Bölgede yaşayan aydın bir Suriyeli, muhaliflerin kendi aralarında konuştukları Arapçayı anlamakta zorlandıklarını; hatta Suudi vatandaşı olabileceklerini de aktarmış.
Fisk, bölgede askerlerden edindiği önemli bilgiler arasında aldıkları sağlık yardımı vardı. Muhaliflerin gezici donanımlı sahra hastanelerinin olduğu ve bunların içinde Türkiye gibi kendilerine destekçi ülkelerden verilen ilaçların bulunduğunu da bildirdi.
Muhaliflerden ele geçirilen çok sayıda silah ve mühimmat da bir çok gerçeği ortaya koyuyordu. Askerlerin bulduğu silahlar değişik ülkelerde imal edilmişti. Patlayıcılar İsveç ve tüfekler Belçika üretimiydi. Anlaşılan isyancılar geniş bir çevreden destek görmekteler.
Önceki haftalar ortaya konan vahşetin bir benzerini de Fisk okuyucusuyla paylaştı. Suriyeli bir teğmeni bindiği araçta gövdesinden ikiye kestiklerini çok sağlam bir kaynağa dayandırarak anlattı.
Esat rejiminin yalnız bırakılma sürecinde etkin rol oynayanlar bir bir açığa çıkıyorlar. Türk, Suudi ve Katarlı siyasetçiler ABD’den alacakları takdirname karşılığı bölgenin huzur ve güvenliğini hiçe sayıyorlar. Bu uğurda her tür vahşeti onaylıyor ya da görmezden geliyorlar. Fisk’in gözlemleri bir kez daha Esad rejiminin devrilmesine yönelik muhalefetin hiç de iyi niyetli olmadıklarını açık seçik ortaya koymuş oldu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hakan Rona / diğer yazıları
- Güneydoğu'ya huzur ancak MEM'le gelir / 09.04.2013
- Kerry'nin ziyaretinin anlamı ne? / 06.04.2013
- Milli olmayan ekonomi, şirketleri iflasa sürüklüyor / 05.04.2013
- Milli çizgiden uzaklaşan Türk dış politikası / 07.03.2013
- Moskova'nın orta yerinde baharı yaşadık / 05.03.2013
- Milli Kahramanlarımız programlarına sosyal bir okuma / 19.02.2013
- Güneydoğu Asya ekonomileri ve Milli Ekonomi Modeli / 28.12.2012
- Tam bağımsız devlet, hür millet ve adalet / 27.12.2012
- Arap dünyasının Truva atı: “Müslüman Kardeşler” / 17.10.2012
- Amerikan askeri ne amaçla Türkiye’de / 14.10.2012
- Kerry'nin ziyaretinin anlamı ne? / 06.04.2013
- Milli olmayan ekonomi, şirketleri iflasa sürüklüyor / 05.04.2013
- Milli çizgiden uzaklaşan Türk dış politikası / 07.03.2013
- Moskova'nın orta yerinde baharı yaşadık / 05.03.2013
- Milli Kahramanlarımız programlarına sosyal bir okuma / 19.02.2013
- Güneydoğu Asya ekonomileri ve Milli Ekonomi Modeli / 28.12.2012
- Tam bağımsız devlet, hür millet ve adalet / 27.12.2012
- Arap dünyasının Truva atı: “Müslüman Kardeşler” / 17.10.2012
- Amerikan askeri ne amaçla Türkiye’de / 14.10.2012