Sarı basın kartı sahibi bir gazeteci olarak yazıyorum, kimse kusura bakmasın, bugün Türk medyasının büyük kısmı, 1918'lerin mütareke basınından çok daha vahim bir vaziyettedir.Bağımsız Türkiye Partisi, proje, program ve çözümleriyle geniş halk kitlelerinin teveccühüne mazhar olup büyüdükçe, çağdaş mütareke basınının gerçek yüzü ortaya çıkıyor. CHP ve BTP kongreleri "çağdaş mütareke basını" için tam bir turnusol oldu.Klasik mütareke basınını bilirsiniz, I. Dünya Savaşı'nın akabinde işgale uğrayan Osmanlı Devleti'nin saltanat erkanı, Mondros Mütarekesi'ni imzaladı. Mondros, Türk milletinin esaret ve idam fermanıydı., Türk milletin boynuna geçirilmiş "altın tasma"ydı.Bu esareti kabul etmeyen ve milletin boynuna idam ilmeğinin geçirilmesine razı olmayan vatan evlatları, Mustafa Kemal'in önderliğinde işgalcilere karşı Kuvay-ı Milliye bayrağı açtılar. Samsun Reji iskelesinden Anadolu'nun bağrına çıkan 18-19 kişi ile başladı bu milli direniş; kısa zaman sonra Türk milletinin direnişi ve dirilişine dönüştü, Milli Kurtuluş Mücadelesi oldu. Canlar ve kanlarla yoğrulan vatan toprağında Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak meyvesini verdi.Bu mücadele sürecinde işgalcilerle aynı safı tutanlar vardı, bürokratlardan, hacılardan, hocalardan, medyacılardan? Şeyhülislam Mustafa Sabri, Cemiyyet-i Müderrisûn ve İttihad-ı İslam mensupları, İskilipli Atıf, Said Kürdî gibi zevat, işgalcilere karşı direnenler hakkında İkdam gazetesinde "küfür fetvaları" yayınlıyorlardı. Bir avuç vatansever dışında herkes, cümle saltanatçılar mandacı olmuşlardı. Bizden adam olmaz, diyorlardı; kimisi Amerikan mandasına, Başbakan Damat Ferit gibi kimileri de İngiliz mandasına girmeyi kurtuluş olarak görüyorlardı. İşin vahim tarafı işgalcilere karşı direnerek vatan ve namusu müdafaa eden M. Kemal ve Kuvay-ı Milliye kadrosunu küfürle, eşkıyalıkla itham ediyorlar. Amerikan ve İngiliz lobilerinden beslendikleri kadar vatan mücadelesi içinde olan kadroya karşı iftira ve dedikodular yayıyor, mevkutelerinden ateş püskürüyorlardı. İçişleri Bakanlığı da yapmış olan Ali Kemal'in Peyam-ı Sabah, Refi Cevat Ulunay'ın Alemdar Gazetesi, Sait Molla'nın İstanbul Gazetesi, Mehmet Asım Us ve Ahmet Emin Yalman'ın Vakit Gazetesi işgalcilerin yanında saf tutan dönemin mütareke medyasıydı. Ali Kemal, "Padişaha sadakatle bağlı Anadolu halkı, Mustafa Kemal denilen şakiye haddini bildirecektir." (20 Nisan 1920 Peyamı Sabah), Refi Cevat, "İngilizleri bekliyoruz. Türkler kendi güçleriyle adam olamaz. İngilizler elimizden tutarak bizi kurtaracak? Azimli bir hükümet, 'Kuvayı Milliye' adı altına sığınan bu haydutların kafasına neden bir yumruk indirmiyor?" (21 Nisan 1919 ve 16 Mart 1920 Alemdar Gazetesi) diyordu.Bağımsız Türkiye Partisi'ne karşı çağdaş mandacıların ve çağdaş mütareke medyasının duruşu bundan farklı değildir. Hatta bugün, mütareke medyasının ahvali geçmişten daha vahimdir. Bu bağlamda, tüm partilere eşit mesafede olması gereken TRT ve Anadolu Ajansı da kendini muhasebe etmelidir. Bu iki kurum, yasal statüleri gereği, iktidarın değil, ancak "milletin borazanı" olmak durumundadırlar. En az AKP kadar, en az CHP kadar, BTP'nin de haberlerini yer vermek yasal görevleri olsa gerektir.Dünün mandacı siyah-beyaz mütareke medyası, bugün renk tonlarında biraz mutasyona uğrayıp "çağdaş mütareke medyası" oluverdiler. AB, ABD ve IMF mandalarının ve bu küresel mandaların yerli işbirlikçilerinin safında yer tuttular. Bunlar, BTP'nin kongresini bir kare dahi verirler mi?! Vermezler?CHP'yi verirler mi? Verirler? Çünkü CHP'nin yerel ve küresel sömürgecilerine karşı bir sözü, bir projesi ve duruşu yoktur. Hatta CHP'nin İş Bankası ile ortaklığı vardır. CHP'nin yolu ile milleti sömürenlerin yolu birçok noktada kesişmektedir; omuz omuzadırlar. Çağdaş mütareke medyası, küresel sömürgecilerin safında yer almakla yetinmeyip, işbaşındaki kimi yerli işbirlikçilerinin özel gayretleriyle milletimizin madenlerini, yer altı kaynaklarını, altınını, bakırını, gümüşünü, GSMH'sını sülük gibi emiyorlar. Böyle bir medya, BTP'den haber verir mi?Tunceli'deki geniş altın madeni kaynaklarını, ecnebi bir şirketle birlikte bu çağdaş mütareke medyasından biri hortumluyor. Gümüşhane'deki yer altı kaynaklarını ecnebi bir firmayla beraber bu çağdaş mütareke medyasından biri götürüyor. Millet ve devletin GSMH'sını, ecnebilerin karşılıksız banknotlarıyla bu mütareke basını sahiplerinin kimi bankaları hortumluyor. Geçmişin mütareke medyası sadece mütarekeciydi, günümüzün mütareke basını ise hem mütarekeci, hem de hortumcudur. Böyle bir basın, devlet ve milletin kaynaklarını hiç kimseye hortumlatmayacağım diyen ve projelerini ortaya koyan BTP'den söz eder mi?!Yıllardan beri sağdan, soldan ve merkezden milletin ve devletin kaynakları dışarıdan ve içeriden hortumlanıyor. Çağdaş mütareke medyası, konjonktüre göre vaziyet alıyor. Hangi siyasetin omuzlarına hortumunu koyup milletin kaynaklarını emebilecek ise, o partiyi pompalıyorlar. Veya kendi hortumuyla az buçuk oynayan siyasetin karşısına, hangi yeni hortumcu yanlısı partiyi koyabilecek iseler onun yanında saf tutuyorlar. Bu vaziyeti alırken de, küresel ağabeylerinin işmarlarına dikkat kesiliyorlar, o işmarlara göre gaz veriyorlar? İşte iki seçim AKP'nin balonunu şişiren kimi medyanın, bugün CHP'nin balonuna hava basmaları bu yüzdedir. AB, ABD ve IMF mandasına bağımlı siyasetçilerle birlikte bu çağdaş hortumcu mütareke medyasının da oyununu sandıkta bozmak, yine Türk milletinin kendi elindedir, vatan ve namus borcudur. Bunun yolu da, devlet ve millet meselelerinde proje, çözüm ve program sahibi BTP'yi tek başına iktidara taşımaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019