Baş'ı başa geçirmeden

Tatlı elma ile ekşi portakalı mukayese, çocukça düz mantıkla doğru olabilir ama eksiktir!Kötüyü iyi ile, çirkini güzel ile, acıyı tatlı ile mukayese akıl gerektirir. Hele iyiyi daha iyi ile, güzeli daha güzel ile mukayese ise akl-ı selîmin işidir.“Gezi Parkı Olayları”nı, akl-ı selîmle mukayese etmezsek, Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan oluruz!Büyük fotoğrafın tamamını görmek için uzaktan bakmalı. Yakından bir kısmına baktıktan sonra, bir başka kısmına bakarken az önce bakılan yer, görüş alanından çıkar!Gezi Parkı Olayları’na uzaktan bakan Hayrat Celal’in yorumlarını Gazetemizden okudum.  “Moskova’dan Taksim’e Bir Bakış” yazısında, Hayrat Celal, Rus Siyaset Bilimci Prof. Dr. Victor Minin’den de alıntı yaparak; “...  bir iki gün içinde İnternet üzere organize ederek binlerce insanı meydana döken güçler, Türkiye Başbakanı’nın nasıl kolay devrilebileceğinin işaretini verdiler. ... Türkiye’yi hala Suriye ile savaşa sokmadığı için; ya Erdoğan’a son ikaz geldi, ya da artık Erdoğan’ı devirme kararı alınmıştır...” tesbitinde bulunuyor! Sonunda da uyarıyor; “Gezi parkının ipleri nereye giderse gitsin, meydana çıkanların şunu anlaması gerekiyor: AKP’yi devirirken yanlışlıkla ülkeyi yıkmayın, bebeği yıkarken pis su ile birlikte küvetten bebeği de dışarı dökmeyin. Rusya bunu yaşadı, Komünist rejimini devirirken Amerikan Emperyalizmine karşı tek duran koskoca SSCB’yi kaybetti” diyor!Bu uyarıyı da dikkate alarak, akl-ı selim ile mukayeseyi deneyelim: Sadece “İnadına Tayyip!” sloganıyla yetmiş günde iş başına getirilen ve 11 yıldır, istenilen her şeyi yapan, ülkeyi satıp savan Tayyip ve AKP’nin, ne olduğu artık belli! AKP’den kurtulunca mes’ele biter mi? İlk seçim sandığında kurtulursak AKP ve Tayyip’in yerine kimi getireceğiz?Vicdân terâzisinin bir kefesine AKP’yi, diğer kefesine sırayla şu anda Meclis’te olan partileri koyarak tek tek tartalım isterseniz:AKP’nin; siyâsi, ekonomik, sosyal proje ve programı var mıydı? Emperyalist Amerika, Siyonist İsrail ve Haçlı AB Ülkelerinin söyledikleri dışında bir şey yaptı mı, yapabilir miydi? Bu soruların cevabı, belli! Öyle ise, AKP’nin yerine; bölücülüğün tek argümanı “Kürt Dosyası”nı, AKP’den yıllar önce hazırlamakla övünen, bebek katili alçağın en eski avukatının Genel Başkan Yardımcısı olduğu; anamuhalefetliği; “Şeyini şey ettiğimin şeyleri” diyen AKP’lilere, “Ben de sizin!” demekten öteye götüremeyen, millî olmadıkları için hiç bir millî projeleri olmayan; AB ve ABD’ye teslimiyette AKP’den daha atak ve hevesli olduklarını, her zaman söyleyen, Pensilvanyalı Gülen A.Ş. Ceosu’na defalarca bağlılık ve sadâkat mesajları yayınlayan Y-CHP’yi koysak, bir şey değişir mi?Veya milleti 36 etnik parçaya bölmek isteyen AKP’den ve diğer solcu partilerden de çok önce; MHP’nin kurucusu Başbuğ Türkeş’in; “Ne mozaiği ulan!” sert itirazını, milleti mevsimlik nebata benzeterek “Çiçek bahçesi” ile yumuşatan; “Farklılıkların farkındalıkla ülke yönetimi” diyen, R.T.E.’nin deyimi ile “Yavru(!) Muhalefet MeHaPe”yi koyarsak ne olur?2002’de tek başına aldığı kararla gidilen erken seçimde AKP’nin doğuşuna ebelik eden; “Bir, bizim ölüm cezalarının uygulanmayacağı yolunda bir moratoryum ilan ettik. Buna sadığız. İki, idam cezasının kaldırılmasını orta vadeli bir karar olarak ilan ettik. Buna sadığız.”  (http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=80615) diyen, sonra Erzurum’da millete; “Asacak ip bulamıyorsan al sana ip!” komedisini yaşatan, milletvekilleri mazbatalarını almadan Meclis’e gireceğini ve AKP’ye lazım olan 367’yi tamamlayıp Meclis’i çalıştıracağını söyleyen ve Abdullah Gül’ü Köşk’e çıkaran; yetmez gibi, benim “Kaos duâsı” metni yayınladığımın ertesi gün RTE; “Kimse kaos duâsına çıkmasın!” diye ürkerken; “Herkese rağmen milli meselelerde hükümete desteğimiz devam edecektir!” diye destekçiliğini açıklayan bir âciz zihniyeti, RTE’nin yerine koysak, ne değişir?Yağmurdan kaçalım tamam da, doluya da tutulmayalım! “Yaşanan süreç sonunda halk, Milli Ekonomi Modeli’nden dolayı Rusya’nın meclisi Duma’da alkışlanan Prof. Dr. Haydar Baş’tan başka bir liderin somut çözüm önerileri olmadığı gerçeğini göremezse bir Gezi Parkı direnişinin bitişi, diğerinin başlangıcı olur!” diyor Hayrat Celal!...Peki! Ülkücüler, Devrimciler, Alperenler, mütedeyyin Müslümanlar; Gezi Parkı için meydanlarda olan milyonlar; siz ne diyorsunuz? Biz ne diyoruz? Bu sorunun cevabı hem Türk Milletinin, hem Devletimizin, hem de hepimizin akîbetimizdir! Bana soran olursa; “Baş’ı başa geçirmeden başımız belâdan kurtulmaz” derim vesselâm... “OLAMAZ TÜRK’E BAŞ, TÜRK’ÜM DEMEYEN.”Selâm, sevgi, duâ...