Eylül'ün 12' siydi!Yıllardır; sabahtan öğlene kadar, bir "On iki Eylül"; öğlenden akşama kadar, başka bir "On iki Eylül" yaşayıp; On iki Eylül karabasanlarından uykuda bile kurtulamadığımız İleri Demokrat Türkiye'de "34 sene önceki 12 Eylül"ü kimse, kimseye unutturamaz!Her gelen On iki Eylül'ün, bir öncekini mumla değil Deniz Feneri ile arattığı bir ülkede kimse "On iki Eylül"le yüzleşmekten, hesaplaşmadan vazgeçmez!!Şahsen, Türk Milleti; "Bağımsızlık karakterimdir" tavrıyla aklına hürriyetini verip vicdanını harekete geçirerek tam "On iki"den vuruncaya kadar; öperim bütün On iki Eylül'leri!ABD'nin "Bizim oğlanlar" dediği NATO Maşaları'na yaptırılan "Demokrasi ve Cumhuriyeti Koruma Kollama Hareketi" sonrasında; sağcı-solcu, ülkücü-devrimci demeden, Türk Milletinin en çok sevdiği Ordusu eliyle cezaevlerinde neler, nasıl insanlık dışı işkenceler yaptırıldığını unutmadık!Bugün "Paralel Yapı, Haşhaşî, Vatan Hâini, İhânet Örgütü" diye suçlanan, AKP Hükümetlerinin on iki yıllık gizli koalisyon ortağı "Hizmet Grubu A.Ş."nin Netekim Maşa'ya methiyeleri de aklımızda! Türk Milletini Ordu'dan nefret ettirmek, Devlet'e güvenini sarsarak sadâkatini bitirmek; Devlete ve Vatana sadâkat duygularını törpüleyip Kürt Halkı'nı Türk Milleti'nden koparmak için, "B.k yiyesiceler"in neler yaptığı da aklımızda! Örnek olsun diye yapılan insanlık dışı uygulamalardan birini hatırlatayım:Ramazan'da meydanlarda kürsüde su içerek, İslâmî fetvalar veren -ve ma'lesef alkışlanan- Netekim Maşa'nın kılıcının keskinleştirildiği dönemler! Türkiye'nin her bölgesinde; her evden bir veya iki kişinin ya cezaevinde, ya gözaltında, ya da firarda olduğu panik dönemi! Ama terör bitirilmiş-mişşşşş!Dinimizin gereği suyu görünce teyemmüm bozulur biliyoruz...Adına "B.kluk" denilen, yarım metre derinliğinde tuvalet atıklarının akıtıldığı kanalizasyon üzerine yapılmış 1,5 metrekarelik bir hücre düşünün. Ve o hücrede temizlik ve pâklığa çok önem veren, titiz bir Müslüman Türk!...Karanlık hücrede, vakitleri tahmin ederek namaz için abdest alması lazım. Dizlerine kadar suyun içinde ama su, lojmanların, askeri birliklerin, cezaevinin tuvalet atıklarının akıtıldığı kanalizasyon! O su ile abdest olmaz! Duvarlardan teyemmüm etse, su sesi duyulduğu için teyemmüm olmaz!% 98'i Müslüman olan Türkiye'de, haftalarca abdestsiz ve ayakta namaz kılan bir Müslüman Türk'ü hayal edebildiniz mi?Ben o Yiğit Müslüman Türk'le dostum, biliyor musunuz? Onlar, kendilerinden başka kimseye sitem etmeyecek kadar kabadayı; Allah'tan başkasına eğilmeyen mütevekkil Müslümanlar ve o Yiğitler; sessiz sedasız "Kâinat Devleti Seferi"'ne katılıyorlar biliyor musunuz? Selâm olsun o Yiğitlere..."Birinci 12 Eylül" anısına, Patronu yalakalıkta bütün zamanların rekorunu kıran Yaygın Basın'ın birinde yazanlardan biri, ortaya sorular sormuş-muşşş! Muhatabına sormak yürek ister ya! Atalar; "Söz ortanındır, alınanın üzerine kalır" demişler! Ma'lesef çevremiz ve yukarıda zannedilenler; "Yüzüne tükürsen Nisan yağmuru!" diyecek kapasitede İleri Demokrat oldukları için, onların yerine duyuverdim ve Çarıklı Erkân-ı Harb'in, aklım kesti keseli bildiğim "Çoklu sorulara, Tekli cevap" tekniği ile ben cevaplayacağım.Soru ve tek cevaba geçmeden, Çarıklı Erkân-ı Harb'in "Çoklu Soru"ya "Tekli Cevap"ını hatırlayalım:"Soru I- İnsan suda niye boğulur?Soru II- Balık tavada niye yanar? Soru III- Kadın niye hâmile kalır? El cevap, tek cevap: Zamanında çıkarılmazsa!" Özür diliyorum ama başka türlü de anlatılmaz ki!Şimdi Yalaka Yaygın Basın Yazarı'nın soruları: "Soru I- Türkiye IŞİD konusunda ABD'ye; "yes" mi dedi, "no" mu dedi? Soru II- Türkiye NATO öncülüğündeki ittifakın içinde mi, dışında mı? Soru III- ABD'ye "Suriye'yi vur" diyenler, neden "IŞİD'i vurma" diyorlar?" El cevap, tek cevap: "ONE MİNUTE! - Van minüüt!" Yazar, kendini risk ederek sorular sormuş-muşşş ama bilinen soruları sorup havanda su dövmüş-müşşş! Soruyormuş-muşş gibi yapanların havanda dövdükleri suya bir tokmak da bizden olsun istedim!"Nasıl olur? Niye olur? Ne zaman olur?" Sorularına da tek cevap: "İmam yellenirse cemaat fazlasını yapar!"mış-mışşşş!Velhasıl; kınayan kınayana! Kınaya kınaya kınacıya döndüler!Kınayayım! Kına! Kınasınlar!Kına! Kına! Kına!Şimdi alıp kınamalarıyla istedikleri yerlerini kınalasınlar!Suriyeli mülteciler yasa tanımıyormuşşş! Kuveytli Haçlı Kapı kulları Başkent'te Subayımızı dövüyormuşşş! Diyarbakır'da Türk Bayrağı yakmak sıradanlaşmışşş! Lice'de PKK'nın yaptırdığı okul binası Kaymakam ve Askeri Birliklere rağmen denetlenemiyormuşşş! PKK bölgede gayr-ı resmi özerklik ilan etmiş-mişşş! "Bahçada mışmış/ Sararıp yere düşmüş!" müşşş!Sus ha! Sakın ha! Görme, görürsen söyleme ha! Suç ha! Yasak haaa-aaaa! Müslüman mahlesinde salyangoz satan fincancının katırlarını ürkütüp Açılım'a zarar verirsinizmiş-mişşş!Hooop! Bi dakka! Van minüt be! One minute! Efendileeer!"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017