Çoğu gencimiz hayatının 16 yılını, daha iyi ve kaliteli bir yaşama kavuşabilmek ve kendini geliştirebileceği bir mesleğe sahip olabilmek için eğitim alarak geçirmektedir.
Gençlerin geleceği, birkaç saat süren bir sınava bağlıdır.
Çoğunluk üniversite kapısından geri dönerken, kazananlar ise hayal ettikleri üniversiteye değil, kazanabildikleri üniversiteye gitmek zorundadır.
Bu sebeple, üniversite okuma şansını elde edenlerin çoğunluğu da, yıllarca hayal ettikleri mesleğe asla ulaşamamaktadır.
Eğitim sonrası, özellikle bir kadının sektörde yer edinmesinin, tanıdık veya yakınının yardımı olmaksızın bir yere gelebilmesinin zorluğu; aynı zamanda birçok meslekte gücün, sermayeyi elinde tutanların elinde olduğu gerçeği, iş hayatı ve akademik kariyerlerinde karşılarına hep çıkmaktadır.
Özellikle KPSS sınavı ile neredeyse en yüksek puanı alıp yine devlette bir tanıdığınız yoksa özel sektörde komik denilebilecek rakamlarla çalışmaya başlamanız olasıdır.
Size verilen deneme süresi sona erdiğinde, devam edip edemeyeceğiniz veya sigortanızın ne zaman başlatılacağı gibi konular çoğunlukla belirsizdir.
Bu nedenle okulunuz tam bitti derken birçok sınav daha sizi bekliyor olacaktır.
Bu tablo üzerinden ülkemizin hem eğitim hem çalışma hayatı konularında uyguladıkları sistemin eksikliği veya yanlışlığı gözler önüne serilmektedir.
Ben ve benim gibi birçok genç bu anlamda yalnızca kâğıt üzerinde ele alınan ifadeler veya sonucu olmayan eleştiriler değil, gerçek bir çözüm arıyor.
İnsan olarak haklarımıza sahip olmaya bu denli çabalamak yerine, zaten sahip olmamız gereken hakları yaşamak istiyoruz.
BTP'li olmamın birçok nedeni arasında bu konudan özellikle bahsedebilirim.
BTP; yalnızca eleştirmek yerine çözüm bulmaya odaklanmaktadır. Ülkemizde de uygulanan diğer sistemlerle kıyaslanmayacak kadar farklı bir noktaya değinen, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in kaleme aldığı Milli Ekonomi Modeli ile insanı merkeze koyan bir tezi önümüze sunmaktadır.
Öncelikle eğitim konusunda fırsat eşitliğine önem vermekte, okumak isteyen bir insanın bundan mahrum edilmesini demokrasi, insan hakları ve fırsat eşitliği ile bağdaştıramamaktadır.
BTP'nin parti programına aldığı Prof. Dr. Baş'ın Milli Devlet anlayışı; sınavsız üniversiteye giriş imkânını her gencimize sunacak, sosyal devlet projeleri ise her ihtiyaç sahibi öğrenciye ihtiyacını karşılayabilecek miktarda burs temin edecektir.
Çalışma hayatı konusuna gelirsek, Liberal-Kapitalist modellerde özgürlük kavramı sadece "sermayesi olanlar için" geçerlidir.
Sosyalist ve Marksist modellerde ise, kapitalist anlayışa işçi özgürlüklerini kısıtladığı için karşı çıkarlar fakat Haydar Baş Bey'in de belirttiği gibi bir başka kısırdöngüye düşmekten kurtulamazlar.
Milli Ekonomi Modeli bu meseleyi iki proje ile çözüme kavuşturmaktadır:
Birincisi, isteyen ve projesi olan herkese sıfır faizli kredi imkanı;
İkincisi ise bireylerin eğitim hayatları boyunca masraflarının Milli Devlet tarafından karşılanmasıdır.
Böylece bireylerin var olan kabiliyetlerinin açığa çıkmasıyla, gerçek adalet elde edilecektir.
Bu yaklaşım ile isteyen her işçi, eğer kabiliyeti varsa, işveren olabilecektir.
Özetle denilebilir ki; BTP merhum Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in bize sunduğu Milli Devlet ile işçi ya da işveren olmak bir kader değil, bireylerin tercihi ve kabiliyeti meselesidir.
Böylelikle şartları iyileştirilen işçinin, devleti ile barışık olarak ve milleti yararına daha iyi hizmet edeceği gerçeği de hayata geçirilmektedir.
Bugün bu ve bunun gibi birçok çözüm ile birlikte haklarımızı yaşayabilmek için en genç parti lideri olarak elini taşın altına koyan BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş ile "var bi hayalimiz" demek istiyorum.
- OZANCAN DERNEK /Efendi kim, köle kim? / 17.01.2025
- MELEK KERESTECİ: Birlik ve beraberlik üzerine / 23.12.2024
- AV. AHMET HAYDAR İLİK: Türk gençliğine verilen büyük vazife / 26.11.2024
- HAYDAR NECMEDDİN KAZANCI / Çözümsüz vaatler / 24.11.2024
- ÖMER SAY/ Vah ki yurdum evladına vah, vah ki Türk'ün devletine vah... / 23.11.2024
- MELEK KERESTECİ: Kerbela’dan çıkarılacak dersler / 24.07.2024
- MERVE ZIVALI: Yüreklerimize dokunan kahramanlar / 17.05.2024
- CEZMİ YURTSEVER: Ermeni soykırım yalanları -2- ‘Türklere yapılan soykrımı’ anlatan haritanın hikâyesidir / 24.04.2024
- CEZMİ YURTSEVER: Ermeni soykırım yalanları -1- ‘Zeytun’a Ağıt’ olayının gözyaşı hikâyesidir / 23.04.2024