CEZMİ YURTSEVER: Ermeni soykırım yalanları -2- ‘Türklere yapılan soykrımı’ anlatan haritanın hikâyesidir
1980'li yılların başlarında idi. İstanbul Zeytinburnu Kız Meslek Lisesi'nde Tarih Öğretmeni olarak görev yaptığım sırada zaman zaman İstanbul Valiliği'nin kuzeyindeki bahçe içinde bulunan Osmanlı Arşivi'ne uğrar, Çukurova tarihi ve Ermeniler konuları üzerinde belgeleri okur, deftere notlar yazar, önemli gördüklerimin de fotokopilerini alırdım. Osmanlı Arşivinin küçük salonunda dünyanın her yerinden gelen tarihçiler ile bir arada olmak, bilgileri paylaşmak, sohbet etmek, aydınlanmak anlamlı olduğu kadar önemli idi. Tarih sohbeti arkadaşlarım arasında İlber Ortaylı, Mehmet Genç gibi kendi alanında tanınan insanlar da vardı.
Arşiv'de bulunan tarihi haritalar içinde "Mültecilerin göç ve yerleşim yolları" konulu bir belgenin bulunduğunu öğrendim. Ve bu belgeyi görme isteğimi de yöneticilere ilettim. Ertesi gün silindir bir kutu içindeki belge önüme kondu. Kapağını açtım ve içinde bulunan altın sarısı kağıt belgeyi dikkatle çıkarırken, kendi kendine parçalandığını gördüm.
Belge tarihi bir harita idi. Masamın üzerine harita parçalarını yayarak ve de birbirine yapıştırarak bütününü görmem mümkün olabildi. Haritayı göz atarak incelemeye başladım.
Harita Anadolu'da önemli olaylar, insan hareketleri, göç ve yerleşin olduğunu açıklıyordu. Haritanın üzerinde "mülteci göç yollarında yapılan tesisleri gösterir" yazısı vardı. Giresun'un güneyinden, Sivas yakınları, Elazığ'ın doğusu ve Bitlis yakınlarına kalan bölgenin doğusu siyaha boyanmış, ok işaretleri ile buralardan insanların toplu göç hareketleri gösteriliyordu.
Bahsi geçen siyah boyalı yer 1815 yılı yaz aylarında Rus ordusunun işgal ettiği Doğu Anadolu'daki Osmanlı toprakları idi. Rus işgal bölgesinden insanların kitleler halinde göç ve yerleşim gerçeğini gözler önüne seriyordu. Bir diğer açıdan bakıldığında bu harita "Rus işgalinden toplu zorunlu göç yapan, işgal edilmiş topraklarda da büyük insani acıların yaşanabileceğini hatırlatıyordu. Özetle İslam/Türk yurttaşlarına yapılan "zorunlu göç ettirme ve işgal sahasında da toplu katliamların belgesi idi.
Aynı haritanın sağ üst köşesindeki çerçeve içinde şehir, köy, mezra, sağlık ve barınma istasyonlarının bulunduğu yerlerin işaretleri vardı. Haritanın batısındaki bir başka çerçeve içinde de zorunlu göç eden mültecilerin miktarlarını gösterir bir bölüm vardı. Ve bu bölümün de iç kısmı boş idi. Harita çizildiği sırada büyük bir insani kriz vardı. Ve yerlerinden edilen göç yapanların sayıları henüz tespit edilememişti.
Sonraki günlerde 1915 ve 16 yıllarında Rus işgal bölgesi Kafkasya ve Doğu Anadolu'dan Anadolu içlerine doğru toplu göç yapan Müslümanlar ile ilgili dosyaya da ulaştım. Toplu göç yapanlar için Anadolu 4 bölgeye ayrılmıştı. Karadeniz sahillerine yakın yerler, Samsun, Kastamonu gibi 1.Bölge; İç Anadolu'da Ankara, Konya 2.bölge; Malatya, Maraş ve Adana 3.Bölge; Diyarbakır, Urfa 4.bölge olarak görülmüş ve buralarda mülteciler için sağlık ve barınma merkezleri kurulmuştu. Göç edenlerin toplam sayısı da 1916 yılı sonlarında 700 bin kişiye ulaşmıştı. Göç edemeyip Rus işgal bölgesinde kalanların ise can güvenliğinin olmadığını düşünmek gerekiyordu.
Tarih, İslam/Türklere yapılan soykırıma tanık oldu
Osmanlı arşivinde bulunan on binlerce belge tasnif edildi, çözümleme bilim dünyasına açma ve yayınlama çalışmaları başladı. Ortaya çıkan gerçekler düşündürücü idi.
-24 Nisan 1915 tarihinde Enver Paşa imzalı yayınlanan karar belgesinde Hınçak ve Taşnak gibi Ermeni cemiyetlerinin yasadışı çalışmalarından dolayı tutuklama ve silah aramaları yapılacağı açıklandı. O günlerde Osmanlı yurttaşı olan ve sayıları 30 bini bulan Ermeni gençlerinin Rus ordusu tarafına geçerek işgale yardımcı oldukları bilgileri geldi. 1915 yılı Mayıs ayı içinde Ermeni sivil halkın savaş hali sona erinceye kadar bir başka yere, Kuzey Suriye, Fırat Nehri boylarına zorunlu göç ve yerleştirme kararı alındı. Yaşananlar, Osmanlı Devlet binasının çökmekte olduğu acı gerçeğini gözler önüne seriyordu.
Rus Ordusu, Ermeni silahlı milislerinin de yardımı ile Van ve çevresini ele geçirdiğinde binlerce İslam/Türk ahali hayatını kaybetti, topraklarını terk ederek göç etmek durumunda kaldı. Romancı Yaşar Kemal'in ailesi de Van'ın Erciş kazasından ayrılarak Çukurova'ya gitti.
Rus Ordusu'nun Brest-Litovsk Anlaşmasını imzalayarak Doğu Anadolu'dan çekilmeye karar vermesi üzerine 1918 yılı başlarında Erzincan, Bayburt, Trabzon, Erzurum ve Kars bölgesinde tarihin en büyük toplu katliamları ve vahşetler yaşandı. Şehirler, köyler, mezralarda yüzbinlerce insan öldürüldü. Kazım Karabekir'e bağlı askerler işgalden kurtarılan yerlere geldiklerinde hayatlarını kaybedenlerin cesetlerini gözyaşları içinde toplu mezarlara koydular.
1915 ve sonrasında Doğu Anadolu'da yaşanan olaylar insanlık tarihinde asla unutulmayacak büyük acılara da sebep oldu. Osmanlı coğrafyasında yaşayan Türk, Ermeni, Kürt, Arap soyu kim olursa olsun olaylardan etkilendi. Ermeni Diaspora çevrelerinin yıllardır dile getirdiği, 2.5 milyonu bulan Ermeni nüfusunun 1915 olaylarından sonra 1.5 milyonu soykırıma uğradı bilgileri koskocaman bir yalandı. Osmanlı Arşivinde bulunan 1914 tarihli genel nüfus sayım, dosya ve haritalarında İstanbul dahil Anadolu Ermenilerinin toplam sayısı 1.3 milyondur. Tehcir sadece Gregoryen mezhebindeki Ermeni sivillere uygulanmıştır. Olaylar sona erdiğinde ve 1922 yılında hazırlanan ABD Kongre Arşivinde bulunan raporlara göre Osmanlı coğrafyası Anadolu'dan ayrılarak Avrupa, ABD ve diğer yerlere göç ve yerleşime gidenlerin sayısı 900 bin civarında gösterilmektedir.
Yıllardır Osmanlı ve dünya arşivlerinden derlediğim 1915 ve sonrası olayları ile ilgili bilgi ve belgelerle Adana'dan İstanbul'a geldiğimde bana kapılarını açan, bildiklerimi insanlığın vicdanına sunmama vesile olan Meltem TV'den yardımcı olan Mustafa Uğurlu, Hasan Gündoğdu, Kerim Aktacir ve Gündem Özel Programını yapan Bülent Tapıcı arkadaşlara sonsuz saygılarımı sunuyorum.
- MERVE ZIVALI: Yüreklerimize dokunan kahramanlar / 17.05.2024
- CEZMİ YURTSEVER: Ermeni soykırım yalanları -2- ‘Türklere yapılan soykrımı’ anlatan haritanın hikâyesidir / 24.04.2024
- CEZMİ YURTSEVER: Ermeni soykırım yalanları -1- ‘Zeytun’a Ağıt’ olayının gözyaşı hikâyesidir / 23.04.2024
- HİLMİ SALBAŞ: Neden Bağımsız Türkiye Partisi / 25.03.2024
- DİYETİSYEN FATMA ÖZDEMİR: Ramazanda tatlı krizlerine son / 20.03.2024
- FATMA ÖZDEMİR: Ramazanda beslenmeye dikkat! / 12.03.2024
- YASEMİN ÖZBEY: Muhalif basına açık mektup! Hâlâ mı? / 29.11.2023
- Fatıma Zehra Aydın: İnancımızı anlamadığımız için Atatürk’ü de anlamadık / 20.08.2023
- Rabia Sümeyye Aydın: Yolsuzluk konusunda da ‘NAS’ olduğunu biliyor muydunuz? / 13.08.2023