21 yıldır iktidarını sürdüren hükümetin uyguladığı yanlış iç ve dış politikalarla ülkemiz an itibariyle 19 Mayıs 1919 öncesi halini almışken;
Yetmemiş, ülkemizin bütün varlıkları yabancılara yok pahasına satılmış;
Yetmemiş, Avrupa'nın çöplüğü haline gelmiş;
Yetmemiş, Türk vatandaşlığı satılığa çıkarılmış;
Yetmemiş, ülkemiz sığınmacı, tefeci, hırsız, katil, kara para cennetine dönüşmüş.
Eğitim, sağlık, hukuk, adalet çökmüş yok olma sınırına gelmiş. Mal ve can güvenliği kalmamış. Halkın büyük bir bölümünün aylık gelirinin, oturulabilecek bir dairenin kirasının yarısını dahi ödeyemeyeceği; gençlerimizin, doktorlarımızın ve birçok yetişmiş değerlerimizin akın akın yurtdışına gitmeye başladığı, kalanların 21 yıl öncesi hayatlarını yaşamayı bırakın, onu hayal bile edemediği bir durumdayken.
Üstüne üstlük bir de 11 ilimizin depremde neredeyse tamamen yıkılmış olup, 10 ay geçmesine rağmen hâlâ depremzedelerin insani, zaruri ihtiyaçlarının dahi karşılanamadığı bir durumdayken.
6'lı masa olarak birleşip milletimizin önüne çıkarak, halkın bütün ümidini bağladığı ama dağın fare doğurması misali iktidarın değirmenine su taşımaktan başka bir işe yaramayan partilerin hâlâ gündem edilmesi bizleri ziyadesi ile üzmektedir. Bu partilerin yöneticileri son genel seçimlerde anayasaya göre 3. kez cumhurbaşkanı seçilmesi imkânsız olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın adaylığına itiraz etmeyi bırakın, seçim propagandası sürecinde iktidarın 6'lı masayı oluşturan muhalefet partilerine türlü türlü yaptıkları hakaretleri, iftiraları yalanlamadılar bile. Hukuki işlem başlatmadılar, adeta halkın bu iftiralara inanmasını sağladılar. Yetmedi, iktidarın seçimi kazanması için binlerce sandığı bile boş bıraktılar, ülke genelinde bir araya gelip sandık müşahitlerini bile organize edemediler. Bunların hepsini de seçimden sonra bir bir itiraf ettiler.
Seçim sonu parti içi menfaat, çıkar ve koltuk kavgasına düşen, milleti görmeyen, duymayan, anlamayan bu 6'lı masa partileri sizce gerçekten muhalif mi, yoksa iktidarın dümenine su taşıyan oluşumlar mı?
Gelelim siz, iktidarın politikalarına muhalif olduğunu iddia eden, en azından bizim öyle bildiğimiz yazılı ve görsel basın!
Sizin hâlâ muhalif diye bu 6'lı masa parti mensuplarını, yöneticilerini bizim gözümüze sokarcasına tüm programlarda konuk etmeniz, onların devamlı toplum önünde olmasını sağlamanız neyin nesidir?
Bu güzelim ülkenin bu kişiler haricinde muhalefet yapan değerleri yok mudur?
Bunlardan başka milletin bir seçeneği yok mudur?
Siz de aslında iktidarın gerçek bir muhalefet olmadığı için, daha doğrusu gerçek muhalefet yapanların görsel ve yazılı basında hak ettikleri yeri alamadığı için alternatifsizlikten iktidarını sürdürdüğünün farkında değil misiniz?
Bu iktidara ya da bu muhalefete mecbursunuz dercesine her gün, her programınıza konuk ediyorsunuz, hâlâ mı?
Peki neden?
Biz bunlara mecbur değiliz...
Bizim halk olarak sizden beklentimiz; sizin tarafsız ve eşitlikçi olarak büyük-küçük parti farkı gözetmeksizin bütün partilere eşit olarak yer vermenizdir. Bizim gözümüzde seçime girme hakkı elde eden; seçime girme hakkı elde etmek için Türkiye genelinde gerekli teşkilat yapısını kurmayı başaran tüm partiler büyük partidir ve hukuksal olarak birbirlerinden farksızdır.
Gelin siz de vatanımıza ve dolayısıyla milletimize esas yapmanız gereken en büyük hizmeti yapmak için gerçek muhalefete programlarınızda yer verin!
Ülkemizin birlik ve beraberlik içinde gelişmesi için mücadele eden, projeler üreten tüm partilerin fikirlerini ortaya koyacağı platformlar haline gelin!
Bizi A ya da B şeklinde Meclis'te yer alan partilere mecburmuşuz gibi bir duruma getirmeniz bu topluma verebileceğiniz en büyük zarardır.
Meclis'te yer bulamayan, mevcut seçim kuralları ile fikir ve projelerini TBMM kürsülerine taşıyamayan o kadar güzel insanlar var ki!
Gelin bunları bu toplumla buluşturun!
Unutmayın alternatiflerin artması ve oluşacak rekabet, oluşacak farklı fikirler bu ülkenin önünü açacaktır.
Eğer bunları yaparsanız işte o zaman muhalif basın olarak, asıl yapmanız gerekeni yapmış olacaksınız!
Var mısınız?
- ÖMER SAY/ Vah ki yurdum evladına vah, vah ki Türk'ün devletine vah... / 23.11.2024
- MELEK KERESTECİ: Kerbela’dan çıkarılacak dersler / 24.07.2024
- MERVE ZIVALI: Yüreklerimize dokunan kahramanlar / 17.05.2024
- CEZMİ YURTSEVER: Ermeni soykırım yalanları -2- ‘Türklere yapılan soykrımı’ anlatan haritanın hikâyesidir / 24.04.2024
- CEZMİ YURTSEVER: Ermeni soykırım yalanları -1- ‘Zeytun’a Ağıt’ olayının gözyaşı hikâyesidir / 23.04.2024
- HİLMİ SALBAŞ: Neden Bağımsız Türkiye Partisi / 25.03.2024
- DİYETİSYEN FATMA ÖZDEMİR: Ramazanda tatlı krizlerine son / 20.03.2024
- FATMA ÖZDEMİR: Ramazanda beslenmeye dikkat! / 12.03.2024
- YASEMİN ÖZBEY: Muhalif basına açık mektup! Hâlâ mı? / 29.11.2023