Ben "İngiltere" diyeyim ama gerçekte "Kraliyet" diye okumanız daha doğru olur.
Görünen o ki İngiliz Kraliyeti II. Dünya Savaşı sonrası yitirmiş olduğu dünya hakimiyetini tekrar kazanma yolunda oyunu artık açıktan oynuyor.
Fikri temeli yirmi yıl öncesine kadar uzanmakla birlikte son on yıl içerisinde icraata dökülmeye başlanan plan dahilinde ilk ciddi adım bundan dört yıl önce atılmıştı şüphesiz: Trump'ın ABD başkanlığı adaylığında.
Hatırlarsanız Rusya'nın daha doğrusu Putin'in ABD seçimleri üzerindeki etkisi bugüne değin sürekli konuşulageldi. Trump'ın seçilmesinde Putin'in katkıları olduğu söylemlerinin önemli kaynaklarca dile getirilmeye başlandığı dönemde Trump'ın yargılanarak başkanlıktan uzaklaştırılma ihtimali bile gündeme gelmişti.
Sonrası daha da ilginç: Trump Amerika'sının Rusya'ya rağmen Suriye'nin belirli noktalarına düzenlemiş olduğu operasyonlar sonrası bu iddialar kendiliğinden yokoluverdi. Aslında bir bakıma Rusya dolaylı olarak Trump'ın başkanlığının devamını garantiye alan taraf olmuştu.
Cümlelerimizin bir başka manası da İngiltere ve Rusya arasında (kerhen de olsa arka planda) ABD üzerinde ortak çıkarlar oluşturdukları yönünde dikkat ederseniz. İngiltere güçlü geçmişini ararken zayıf bir ABD ise Rusya'nın işine gelmekte şüphesiz.
Brexit ile birlikte Avrupa'daki konumunu daha da sağlamlaştıran İngiltere'nin bu noktadaki kazanımlarına bakalım: ABD artık dünya çapında sözüne güvenilmez bir ortak niteliğinde öyle ki Avrupa Birliği üyeleri ABD'ye karşı şüphe ile yaklaşmakla kalmıyor artık, NATO üyesi ülkeler bile ABD'nin tutarsız politikalarından rahatsız olmakta. İngiltere ise dünya sahnesine politika üreten âkil devlet konumunda giriş yapmakta. Hatta biraz dikkatlice bakıldığında pek çok ülkenin genel seçimlerindeki İngiliz etkisi az çok fark edilebilir.
Son on yıla ait aslında özetin özeti değerlendirmelerimiz sonrası bugüne bakalım: Trump seçimleri kaybetti ama kazanan yine İngiltere oldu.
Bugün Trump politik, ekonomik ve askeri açıdan zayıflamış, pandemi ile birlikte toplumsal morali de dibe vurmuş bir ABD bıraktı arkasında. Başka bir açıdan değerlendirecek olursak İngiltere "rakip ailelerin" eline eskisi gibi kullanışlı bir ABD değil, hasta bir ABD bırakıverdi.
Bugün Biden ve ekibini işte böylesi bir "hasta adam" beklerken İngiltere şimdiden kazanan taraf pozisyonunda.
- Borsa İstanbul’un küçük yatırımcıları / 06.01.2021
- Atı alan İngiltere sadece Üsküdar’ı geçmedi! / 05.01.2021
- Hemen barış, şimdi barış; savaşma barış! / 22.10.2020
- Buğdayda beklenmeyen düşüş / 31.08.2020
- Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanlarına çağrı-III / 05.08.2020
- Türkiye, KKTC ve Doğu Akdeniz / 23.07.2020
- Tartus’u anlamadan Akdeniz’i anlamak / 12.07.2020
- Sadece ‘O’ bıkmadı! / 24.04.2020
- Kimdir Sayın Prof. Dr. Haydar Baş? / 17.04.2020