22 Kasım ve 27 Kasım 2018 tarihlerinde yayımlanan yazılarımızda gelecek on yıl içerisinde gerçekleşmesi muhtemel küresel gıda stoklarındaki gerilemelere atıfta bulunmuş ve Birleşmiş Milletler'in beklenen kıtlık için test ettiği alternatif gıda(!) çözümlerine değinmiştik.
"Dayatılmış fakirlikten dayatılmış kıtlığa" ve "BM'den kıtlık için çözüm!" başlıklı bu iki yazımıza gazetemizin internet sitesinden erişebilirsiniz.
Henüz üzerinden uzu bir vakit de geçmedi aslında zira 2 yıl tahmin edilenden ya da beklenenden çok daha kısa bir süre ama buğday hasadındaki küresel ölçekte düşüş buğdayın mecazen değil gerçekten sarı altın olma yolunda hızla ilerlemesini sağlıyor.
Atlas Okyanusu'ndaki sıcak su akıntısının İngiltere ve çevresini kutupların soğuğundan koruduğu bilinen bir gerçek. Akıntının bir süredir küresel ısınma sebebi ile kutup buzullarının erimesi ve ters akıntı oluşturmasından dolayı da yavaşladığını muhtemelen biliyorsunuzdur.
Yavaşlamanın etkilerini son on yıldır beklenmedik hava olayları ile zaten izlemeye başlamıştık: Daha güçlü kasırgalar, daha uzun süreli yağmurlar veya aksine daha uzun kuraklık dönemleri... Tüm bunlara rağmen insanoğlunun yaşantısını doğrudan tehdit edebilecek boyutta sorunlar henüz kendilerini göstermeye başlamamıştı ki İngiltere'den gelen bir haber oldukça endişe verici oldu.
2020 yılı İngiltere kayıtlarına son 40 yılın en düşük buğday rekoltesinin elde edildiği yıl olarak tarihe geçti ve şimdiden başta BBC olmak üzere İngiliz medyasında ekmek fiyatlarının artacağı ile ilgili haberler yapılmaya başlandı.
Buğday hasadının kötü geçtiğine dair tespitlerin ardından çiftçi istatistikleri asıl manzarayı ortaya çıkardı ve rekoltenin %40 düştüğü tespit edildi. Un üreticileri de vakit kaybetmeden fiyatları %10 arttırdı ve artışın devam edeceğini bildirdiler. İklim uzmanları değişen koşulların artık kalıcı olacağı ve başta buğday olmak üzere pek çok üründe düşüşlerin süreklilik arz edebileceğini belirtiyorlar.
İklim ve hava durumu verilerine göre 3 değişik etken bu düşüşte önemli pay sahibi: Sonbahardaki alışılmadık yağmurlar, Şubat ayındaki şiddetli yağışlar ve normalin üzerinde sıcak hava ile kurak denebilecek derecede az yağışlı bir ilkbahar dönemi.
Tüm bu sıradışı hava koşullarına ilave olarak Ağustos ayında görülen şiddetli yağışlar buğday hasadını zorlaştırdı ve nihayetinde silolarda yarıya kadar azalmaya sebebiyet verdi. Buğday ihtiyacının neredeyse tamamını kendi topraklarından karşılayan başka bir deyimle kendi kendine yeter konumdaki İngiltere buğday ithalatı için hazırlık yapmakta. Daha da kötüsü tahminlere göre bu durum süreklilik de arz etmeye başlayabilir zira İngiltere'ye yönelik yeni iklim tahminleri daha sıcak ve kuru yazlar ile daha sıcak, daha yağışlı kış mevsimlerini öngörmekte.
Özetle söylemek gerekirse bir ülke daha buğday arz-talep dengesi açısından ithalat yönüne doğru hızla kaymakta.
Bizler ise Yeni Mesaj Ailesi olarak Milli Ekonomi Modeli temelinde başta buğday olmak üzere besin zincirindeki tüm kritik öneme sahip gıdaların üretimini kendi topraklarımızda yapmanın önemini sürekli vurgulamakta ve aynı zamanda çeşitli adlar hatta anlaşmalar altında üretime kota konulmasının veya engellenmesinin doğuracağı acı sonuçları kaleme almaktayız.
Bugün gelinen nokta gösteriyor ki sadece dayatılmış kıtlıktan kurtulmak için değil, damak zevkimizi korumak ve insan gibi beslenebilmek için bile Milli Ekonomi Modeli'ne muhtaç durumdayız.
- Borsa İstanbul’un küçük yatırımcıları / 06.01.2021
- Atı alan İngiltere sadece Üsküdar’ı geçmedi! / 05.01.2021
- Hemen barış, şimdi barış; savaşma barış! / 22.10.2020
- Buğdayda beklenmeyen düşüş / 31.08.2020
- Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanlarına çağrı-III / 05.08.2020
- Türkiye, KKTC ve Doğu Akdeniz / 23.07.2020
- Tartus’u anlamadan Akdeniz’i anlamak / 12.07.2020
- Sadece ‘O’ bıkmadı! / 24.04.2020
- Kimdir Sayın Prof. Dr. Haydar Baş? / 17.04.2020