Azerbeycan toprakları uzun yıllardır işgal altında malumunuz. Ayrıca işgal sırasında ve sonrasında nice 'Ermenistan Devleti' katliamlarına bizler tanık olurken dünya ise her zamanki gibi cılız sesler çıkararak izlemekle yetinmişti.
Azerbaycan şimdi haklı davasında bugün işgal edilmiş topraklarını geri alırken Ermenistan Başbakanı Paşinyan gerek yerel medyada gerekse başta batılı ülkeler olmak üzere söylemlerine yer bulduğu her yayın organında bugün "barışalım, konuşarak halledelim, savaş çözüm değil" gibi söylemleri dile getiriyor.
Tanıdık geldi öyle değil mi?
Tarihimiz de bunun örnekleri ile dolu… Sadece Ermeniler tarafından değil, Türk'e düşman olan daha doğrusu Prof. Dr. Haydar Baş'ın da her daim vurguladığı gibi "Türk eşittir Müslüman" çerçevesinde İslam düşmanlarının ortak paydasından söz ediyorum.
Türk'ü, Müslüman'ı kolayca ezebilecek güce eriştiğinde ve/veya zulmettiğinde cılız tepki göreceğini anladığı anda eline silah alıp açıktan katleden ya da topraklarından süren anlayıştan bahsediyorum. Sivil-asker, kadın-erkek, çocuk-yetişkin farkı olmaksızın kan akıtmaktan geri durmayan hatta Müslüman'ı yok etmeyi kendisine hak gören anlayıştan söz ediyorum.
Aynı anlayışın bir diğer sıfatı ise karşısındaki Türk güçlü olduğunda, karşısındaki Türk kendisine dirayet gösterebildiğinde ise "barış yapalım, hemen barışalım, şimdi barışalım, savaşmayalım barışalım" demesi şüphesiz.
Osmanlı dönemini ya da daha öncesi tarihleri araştırmayı sizlerin merakınıza bırakıyorum ama yakın zamanda hafızalarımızda da hala tazeliğini koruyan olaylara şahit Kıbrıs en iyi örneklerden birisi. Rumlar Türklere zulmederken, binlerce Türk'ü acımasızca katlettikleri gibi 53 yıl önce 24 Aralık Noel akşamı banyo küvetinde 3 küçük çocuğu da süngülerken dünya çapında bir sessizlik ama Türkiye Cumhuriyeti özbeöz kendi halkını yok olmaktan kurtarmak için müdahale ettiğinde ise "savaşmayın barışın" sesleri.
Paşinyan ilk başlarda "Ermenistan batı uygarlığının Türklere karşı doğudaki kalesidir, işgal ettiğimiz topraklara sizlerin de sonu olacak" manasında sözler sarf ederken işler hiç de beklediği gibi gitmeyince önce "savaşmayalım, anlaşalım" çizgisine şimdi ise "katlediliyoruz, yeni soykırım yakındır, Türkler soluğu Viyana'da alacak" noktasına geliverdi.
Velhasıl kolayca zulmedebileceklerine inandıklarında durmadılar, zulmettiler. Ermenistan 26 Şubat 1992'de 106'sı kadın, 83'ü çocuk 613 Türk'ü Hocalı'da katletmiş 150'si hala kayıp olmak üzere 1275 Türk'ü de rehin almıştı. Bugün ise Türk=Müslüman'ın dirayeti güçlü geldiğinde ise korktular ve "hemen, şimdi barışalım" dediler.
Enfal Suresi'nden: "Şüphesiz Ben sizinle beraberim, iman edenlerin sebatlarını pekiştirin. Ben inkâr edenlerin kalplerine korku salacağım."
- Borsa İstanbul’un küçük yatırımcıları / 06.01.2021
- Atı alan İngiltere sadece Üsküdar’ı geçmedi! / 05.01.2021
- Hemen barış, şimdi barış; savaşma barış! / 22.10.2020
- Buğdayda beklenmeyen düşüş / 31.08.2020
- Diyanet İşleri Başkanlığı çalışanlarına çağrı-III / 05.08.2020
- Türkiye, KKTC ve Doğu Akdeniz / 23.07.2020
- Tartus’u anlamadan Akdeniz’i anlamak / 12.07.2020
- Sadece ‘O’ bıkmadı! / 24.04.2020
- Kimdir Sayın Prof. Dr. Haydar Baş? / 17.04.2020