Samsun İlkadım ilçesinde bulunan ve Milli Mücadele'nin başlangıcını temsil eden Onur Anıtı'na (Atatürk Anıtı) yapılan saldırıyı şiddetle kınıyoruz.
Bu saldırı;
Türk milletinin bağımsızlığını elde ettiği Milli Mücadele'ye yapılmış olan bir saldırıdır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yapılmış bir saldırıdır.
Türk milletinin birlik ve beraberliğine yapılmış bir saldırıdır.
Türk'ün vatanına, bayrağına, şerefine yapılmış bir saldırıdır.
Çünkü; Prof. Dr. Haydar Baş'ın önemle ifade ettiği gibi, "Atatürk vatandır, Atatürk bayraktır, Atatürk birleştirici harçtır."
Malum, Samsun'da Atatürk Anıtı'nın bulunduğu park alanına araçla giren 2 saldırgan halat bağlayarak anıtı yıkmaya çalıştı. Bunu başaramayınca da yakalanma korkusuyla olay yerinden kaçtılar.
Çirkin saldırının ardından vatandaşlar hem kentte hem sosyal medyada Atatürk etrafında kenetlendi. Vatandaşlar sabaha kadar nöbet tuttular.
Daha sonra Samsun polisi tarafından yakalanan saldırganlar sorgularının ardından dün Samsun Adliyesi'ne sevk edildi ve ardından da 5816 sayılı Atatürk aleyhine işlenen Kanun'da belirtilen suçlar kapsamında tutuklandılar.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a çıktığı noktaya yakın bir konuma dikilen Onur Anıtı, Milli Mücadele'nin başlangıcını temsil ediyor. 1927 yılında sipariş edilmiş, aynı yıl 19 Mayıs günü kaidenin (heykelin altındaki zemin) resmi temel atma töreni yapılmıştır. 1928 yılında başlayan heykelin yapım süreci 1931 yılında sonlanmış ve heykel kaidesine 29 Ekim 1931 tarihinde dikilmiştir. 15 Ocak 1932 tarihinde anıtın resmi açılışı yapılmıştır.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, bu çirkin saldırıya yönelik tepkisini sosyal medya hesabından ortaya koydu ve mesajında vatandaşların anıttaki nöbetinin fotoğrafını paylaşarak, "Ödenmemiş borcumuz var. Ömür boyunca ödeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
Ata'mıza yönelik iftiralar ve çirkin saldırılar, daha O hayattayken başlamıştı.
Önderliğini yaptığı Milli Mücadele ile birlikte ülkemiz ve milletimiz üzerinde menfur hesapları olan dahili ve harici düşmanların işgal, bölme, parçalama planlarını bertaraf edince, saldırıların hedefi haline getirildi.
Prof. Dr. Baş'ın ifade ettiği gibi, O'nun şahsına yapılan saldırıların ve atılan iftiraların temelinde İngiliz ve Yunan istihbaratının elemanları vardır.
Onların Atatürk hazımsızlığı, kirli planlarının bozulması sebebiyledir.
Annesine atılan iftiralar, "dinsiz Atatürk" algısı hep bu istihbarat örgütlerinin içimizde ortaya koydukları toplum mühendisliğinin sonucudur.
Prof. Dr. Baş, Hoş Geldin Atatürk eseriyle, Atatürk Vatandır sempozyumlarıyla Atatürk'ün gerek şahsına gerekse ailesine yönelik bütün iftiralara belgelerle cevap verdi.
Atatürk'ün annesinin, iftira atıldığı gibi değil, tam aksine Ehl-i Beyt soyundan, tertemiz, alim, dini bilen ve en üst düzeyde yaşayan bir hanımefendi olduğunu ortaya koydu.
Atatürk'ün ise, hafız, hem anne hem de baba tarafından Ehl-i Beyt torunu olan, hayatını Türk milletine adamış mükemmel bir şahsiyet olduğunu delilleriyle ortaya koydu.
Bütün bu gerçeklere rağmen bugün birileri yine hazımsızlıklarını gösteriyorlar.
Bu saldırıların münferit olmadığını bilmemiz gerekiyor.
Bu tür saldırılarla, toplumun nabzı ölçülüyor. Daha sonra da toplum tepkisizleştirilmeye çalışılıyor.
Ama vatandaşların Atatürk sevgisi ve gece boyunca tutulan nöbet göstermiştir ki, bu vatan, bu bayrak sahipsiz değildir.
Prof. Dr. Baş'ın Atatürk vatandır duruşuyla, Hoş Geldin Atatürk çıkışıyla, unuttuğu Ata'sına yeniden kavuşan, O'nunla buluşan Türk milleti, bu sefer bu tür saldırı ve iftiralara asla geçit vermeyecektir.
Birileri hazımsızlıklarına elbette ki devam edecek, hatta milletin Ata'sına sahip çıkmasından dolayı hazımsızlıkları kudurmaya dönecek.
Varsın onlar kudurmaya devam etsinler, bizler Prof. Dr. Baş'ın şu sözlerini millet olarak asla unutmayalım:
"Türk milleti olarak bugüne kadar başımıza hangi felaketler geldiyse, hangi sıkıntıları yaşıyorsak, emin olun ki bu Atatürk'e hakkıyla sahip çıkmayışımız sebebiyledir."
Atatürk varsa Türk milleti var, Atatürk yoksa bizler tespih taneleri gibi dağılırız.
Atatürk çizgisi, bizlerin olmazsa olmaz yol haritası olmalıdır.
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025