Allah'ın ipine sarılmak ve Özgecan

Özgecan evladımızın hunharca bir cinayete kurban gitmesi ve yaşanan benzer facialar, artık hiçbir şüpheye mahal kalmayacak şekilde toplumun çürüdüğünü göstermektedir.Patlamaya hazır mayın gibi aramızda dolaşan yüz binlerce insan var. Bombayı başka yerde arayanlar boşa gayret gösteriyor. Pimi de çekilmiş vaziyetteki canlı bombalar hemen yanı başımızda?İdam ya da başka cezaları konuşmak için geç kalmış durumdayız.Bir ülkeyi yöneten insanlar yaşananlardan kendilerini sorumlu görmüyorlarsa o ülkede sorumlu yok demektir. O ülkede iktidar yok demektir.Bu ülke Soma faciaları yaşadı, hiçbir istifa yaşanmadı.Şimdi Özgecan faciasını yaşadık, yine sorumluluğu üstlenme onurunu gösterip istifa eden çıkmayacak.Yaşananlara sebep olan tıkanıklıklar giderilmedikçe cinayetler, hırsızlıklar, yolsuzluklar ve rüşvetler artarak devam edecek.Prof. Dr. Haydar Baş Hocam Pazartesi günü kaleme aldığı 'Özgecan' başlıklı yazısında şu tespitleri ifade etmişti: "Allah korkusunun ve hesap derdinin kazandırılamadığı bireylerden oluşan bir toplumda, siz nefislerdeki bu koca kara deliği başka hiçbir şeyle kapatamazsınız.?Mükemmel insanı bulamadığımız yerde, kanunlar, nizamlar ne kadar mükemmel olursa olsun hiçbir işe yaramaz. Neticede, kanunları yapan da, uygulayan da insandır."Doğruluğu inkâr edilemez bu tespitler, bizi ilk başlangıç noktamızın "insan" olması gerektiği gerçeğiyle karşı karşıya bırakmaktadır. Evet, başlayacağımız yer insandır. Bu noktaya gelindiğinde şu hayati sorunun mutlaka cevaplanması gerekmektedir: Bugün yaşananlar gibi cinayetlerden uzak duracak, bırakın insanları katletmeyi insanlığa hizmet edecek ve herkese örnek olacak insan nasıl yetişecek?Özgecan'ın babası Mehmet Aslan, yürek yakan hadiseden sonra örnek alınacak bir ölçüyle ve aklıselimle şunları söyledi: "Ben milletimizden çok şey bilmem ama Ma'un Suresi'nin, Ali İmran Suresi'nin 103. ayetini ve Asr Suresi'ni okumalarını tavsiye ediyorum. Bu ayetler bana göre çok önemli. Doğru yolu bulmak, doğru yolu seçmek, doğru yolda yürümek çok zor."Ali İmran Suresi'nin 103. ayetinde Allah (cc), "Hepiniz Allah'ın ipine sımsıkı sarılınız ve birbirinizden ayrılmayınız" buyuruyor. Peygamber Efendimize bir sahabe "Allah'ın ipinden maksat nedir" diye sorduğunda yanında bulunan Hz. Ali'nin elini tutan Resulullah, "İşte budur, Allah'ın sağlam ipi Ali'dir" buyurmuştur. Resulullah'ın ifadesiyle Allah'ın sağlam, asla kopmayacak ipi Ehl-i Beyt'tir.Müslüman bir ülkede yalan, dolan, hırsızlık, cinayet, katliam vs olmaması lazım. Biz hem kendimize Müslüman diyorsak, hem de ülkemizde kanımızı donduran hadiseler meydana geliyorsa bir yerde yanlışlık var demektir. Caniler ortaya çıkaran ortamı sona erdirmek ve daha güzel günleri milletimize yaşatmamın tek yolu, bu ülkedeki herkesin Ehl-i Beyt anlayışına sahip olmasıdır. Ehl-i Beyt anlayışından mahrum kalırsak böyle canilerin ortaya çıkmasına şaşırmamamız lazım.Belki bu yaşananlardan sonra hala anlamamış olanlar Prof. Dr. Haydar Baş'ın neden yıllardır 'Ehl-i Beyt, Ehl-i Beyt, Ehl-i Beyt' diye haykırdığını anlamıştır. Prof. Dr. Baş yıllardır milletimizi Ehl-i Beyt mayasıyla mayalamaktadır. Çünkü bugün hepimizin Ehl-i Beyt anlayışına ihtiyacımız var. Yakmayan kefen satan şarlatan sözde hocaların, sözde hacıların, ABD'nin himayesinde Türkiye'yi tehdit diyalogcuların içini boşalttığı insanımızın gönlü gerçek İslam'la yani Ehl-i Beyt'le dolması gerekmektedir. Bugün Prof. Dr. Haydar Baş Hocamın mücadelesi basit bir siyaset mücadelesi değildir, iman mücadelesidir, insan mücadelesidir, Ehl-i Beyt mücadelesidir. Hepimizin kurtuluşu Allah'ın ipine sarılmaktan yani Ehl-i Beyt'i anlamak ve yaşamaktan geçmektedir.