Uzun zamandan beri Türkiye'yi çoğunlukla yalancı, kabiliyetsiz, korkak, kişiliksiz, kompleksli ve içi boş politikacılar yönetti. Türkiye'nin problemlerini çözemeyeceği halde milleti kandıranlar, yalancı politikacılardı.Türkiye'nin sorunlarını nasıl çözüleceği konusunda aciz kalanlar, kabiliyetsizlerdi.ABD'nin şerrinden emin olmak için ABD'nin katliamlarına ortak olmayı seçenler ise korkak politikacılardı.Söylediklerini inkâr edip, değiştiklerini iddia edenler ve millete farklı görünerek iktidar koltuğuna oturduktan sonra milletten gizli anlaşmalara imza atanlarsa kişiliksiz politikacıları oluşturuyordu.Bazıları da Avrupa'ya o kadar inanmışlardı ki, Avrupa'nın her şeyini hatta çirkefliklerini bile kendi değerlerinden üstün görüyorlardı. Bunlar da kompleksli politikacılardı. Bazıları ise küçük bir şey dahi olsa kendilerine ait hiçbir projeleri olmayan politikacılardı. Dış politikada ABD'nin, İç politikada AB'nin ekonomide ise IMF'nin güdümünde politikacılardı bunlar. Bazıları ise bu konuda o kadar ileri gittiler ki, bütün bu saydığımız özellikleri kendilerinde toplamayı başardılar.Milletimizi ve gençliğimizi de kendilerine benzetmeye çalıştılar.Bu ucube politikacılar hep millete zarar verdi ve milletin olan her şeyi fırsat buldukça yabancıların ellerine geçirmeyi çalıştılar. Bunda da hayli başarılı(!) oldular. Toprak ve maden alanları satışları konusunda gelinen vahim durum ve dış ve iç politikada verilen ödünler bu politikacıların eserleri oldu. Küresel güçlerin de istediği şey böyle içi boş politikacılardı. İstedikleri gibi doldurdular onları. Zaten onlar düşünen adamlara ihtiyaç duymuyorlardı. Emir dinleyecek ve onlar için ülkeyi yönetecek adamlara ihtiyaçları vardı. Böyle adamlar bulmakta hiç zorlanmadılar. Türkiye ne kaybettiyse hep böyle politikacılar yüzünden kaybetti.Oysa Türkiye'nin ihtiyacı dürüst, kabiliyetli, cesaretli, karakterli, kendi kültür ve medeniyetine güvenen ve en önemlisi proje sahibi siyasetçilerdir. Türk milleti, arasında zaten var olan böyle bir lider etrafında kenetlendiğinde her türlü problemden kurtulmayı ancak başarabilecektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024