Yazının başlığını Muharrem Bayraktar'dan ödünç aldım. Geçtiğimiz Cuma günü Ankara'da BTP aday tanıtım ve seçim beyannamesi programı vardı. Konuşmacılardan Muharrem Bayraktar, "aday değil adam tanıtım programı" dedi konuşmasının bir yerinde. Sıra bana geldiğinde, adam tanıtımı derken hanım milletvekili adaylarını yok mu sayıyoruz, şeklinde eleştirel bir yorumda bulundum. Program sonrasında Muharrem Bayraktar, "adam kelimesini insan anlamında kullandım, ayrıca kadın için de adam sözcüğünü kullanırız hocam" dedi.Haklıydı arkadaşımız;Cinsiyeti dikkate alınmadan insan, kişi anlamını taşır "adam" sözcüğü. Devam edelim? İnsana yakışır olumlu nitelikleri bulunan, erdem sahibi olmuş, kendisine güvenilir, dürüst kişi, yani "adam gibi adam" anlamına da gelir. İşte bu anlamda ele aldığımızda gerçekten "aday" değil, kadınıyla erkeğiyle "adam" olanların tanıtımıydı yapılan. Seçim beyannamesine gelince 1 Kasım vaatleri değil, adamakıllı bir sosyal programın sunumuydu bu. Beyannameyi köşesine taşıyan Murat Çabas'ı okurken aday tanıtım programındaki konuşmamı hatırladım ve bir "geçiş taksimi" ile Murat Çabas'tan Haydar Baş Hocamıza ve Atatürk'e uzanan yollarda buldum kendimi.Ankara'daki toplantı sanki Sivas'ta yapılıyordu? Anadolu ihtilâli de diyebileceğimiz İstiklâl Savaşımızı örgütleyen Sivas Kongresi'nde Mustafa Kemal, emperyalist işgalcilere karşı verilecek mücadelenin stratejisini belirlerken toplantıya katılanlar arasında bulunan "mandacıları" da ikna etmeye çalışıyordu zira, tek başımıza düşmanla mücadele edemeyeceğimize inananlar ABD ya da İngiltere'nin himayesine girmeyi (manda) öne sürüyorlardı ki, bunların arasında Halide Edip de bulunuyordu. Mustafa Kemal emperyal güçlere karşı nasıl bağımsızlığımızı, milli birlik ve beraberliğimizi savundu ise Haydar Baş Hocamız da, Milli Ekonomi Modeli (MEM) ile taçlanan "Milli Devlet-Sosyal Devlet" tezinde aynı görüşleri savunuyordu.1. Dünya Savaşı sonrası 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi Osmanlı'nın ipini çekerken, topraklarımız düşman işgal eylemcilerine terkediliyordu. Bugün ise topraklarımız yabancılara satılmakla ve tabii servetimiz olan madenlerimiz yabancı sermaye tasarrufuna bırakılmakla, Mütareke yıllarına benzer bir işgal kâbusu insanımıza yaşatılmaktadır.İşte bu kertede BTP seçim beyannamesi, ikinci kurtuluş savaşımızın manifestosu olmaktadır.Türkiye Cumhuriyeti'nin uluslararası hukukta kuruluş belgesi ve Haydar Baş Hocamızın deyimiyle tapu senedi Lozan Antlaşması'dır. AKP kafasının tarihçi(!) etiketiyle öne çıkardığı "Maraş dondurmacısı" kılıklı kişinin gerçek dışı ifadeleri, madenlerimizin işletilmesini yasaklayan Lozan Sözleşmesi olduğu, yolundadır. Külliyen yalan! Öyle olsaydı bugün madenlerimizin hiçbiri işletilemezdi. Kaldı ki, Lozan Antlaşması'nın imzası 24 Temmuz 1923'de atılmış ve 3 yıl sonra 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe giren Medeni Kanunda, kamu yararına olan malların devletin hüküm ve tasarrufunda olduğu belirtilmiştir (madde: 641/ yeni metinde madde:715). Anayasa'nın 168. maddesinde de tabii servet ve kaynakların devletin hüküm ve tasarrufunda olduğu ifade edilmiştir. Maden Kanunu da aynı şeyi söylemektedir. Ayrıca Lozan Antlaşmasında bu konuda Türkiye'nin egemenlik haklarını sınırlayan bir düzenleme bulunmamaktadır.Doğal kaynaklarımızı yabancı sermayenin istifadesine sunmak, Türk Milletinin egemenlik hakkına indirilen darbedir ve TC'nin tapu senedinin yabancılara devri anlamındadır. İşte tapudaki devir işlemini önlemek için konulan ihtiyati tedbirin adı MEM'dir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023