ABD'ye yapılan 11 Eylül saldırısının faili hemen El Kaide ve Ladin olarak ilan edilmişti. Aradan geçen bunca zamana rağmen 11 Eylül'ün üzerindeki sis perdesi kalkmış değil.Geçtiğimiz günlerde ABD'deki 11 Eylül saldırılarının arkasında Amerikan istihbarat örgütlerinin olduğunu söyleyen Alman siyaset bilimci ve film yapımcısı Gerhard Wisnewski çalıştığı WDR kanalından kovuldu. Gerçekleri ifade edenler ABD tarafından bu şekilde baskı altında tutuluyor.Wisnewski kovulmakla kalmamış 11 Eylül'le ilgili hazırladığı film kasetleri de ortadan kaybolmuş.Gerhard Wisnewski, Dünya Ticaret Merkezi'nin yıkılan enkazı altında gizlenen birçok sırrın bulunduğunu belirttiği çalışmasında tümüyle objektif bir yaklaşım sergilemiş. İkiz kulelerin uçakların çarpması ile değil, binalara daha önceden yerleştirilen dinamitlerin infilak etmesiyle yıkıldığını ifade eden Wisnewski, "Yanan binalardan çıkan beyaz dumanlar ve binaların çok kısa sürede çökmesi bunun delilidir" demektedir.Bütün bunlar 11 Eylül'ün ABD derin devletinin bir faaliyeti olduğunu göstermektedir. ABD bütün dünyayı yanıltmıştır.ABD sadece 11 Eylül'de dünya kamuoyunu yanılmamıştır. Irak'ta kitle imha silahları olduğu yönündeki ABD iddiası da artık ABD yalanları kervanına eklenmiş en yeni yalan oldu.Bu yeni yalan şu. ABD, Saddam'ın kitle imha silahları konusunda temel kaynak olan, "Curveball" kod adlı Iraklı muhbirin verdiği bilgileri Irak'ın işgaline zemin hazırlamak için abartmışBush tarafından kurulan bir komitenin bu yıl yayımladığı bir raporda, muhbir Curveball'ın ABD'nin Bağdat'ı biyolojik silahlara sahip olmakla suçlamasının Irak'ı işgalin temel kaynağı olduğunu bildirmişti. ABD'nin temel kaynağı bu haberle çürümüş oldu. ABD'nin temel dayanağının çürümüş olması Irak işgalinde bir şey değiştirecek mi? Elbette ki değiştirmeyecek. ABD, kendi çıkmak istemezse onu Irak'tan çıkmaya zorlayacak herhangi bir güç olmadığını bilmektedir.Los Angeles Times gazetesinin haberine göre, gazeteye konuşan Alman Federal İstihbarat Servisi'nin (BND) 5 üst düzey yetkilisi, 1999'da Irak'tan kaçarak Almanya'ya sığınan Irak'lı muhbirin kendilerine, kitle imha silahı üretimi sürecinde bizzat faaliyet gösterdiği ya da bu tür silahların Irak'ta üretildiğine tanık olduğu şeklinde herhangi bir bilgi vermediğini ifade etmişler. Aynı zamanda Iraklı muhbiri altı yıl boyunca ellerinde tutan Alman istihbaratçılar, Iraklının verdiği bilgilerin genelde muğlâk, çoğunlukla ikinci el ve doğrulanamayan nitelikte olduğunu belirtmişler. Alman istihbaratçılar "Bu muhbir istikrarlı ya da psikolojik açıdan dengeli bir kişi değil" mesajını ABD'li yetkililerle ilettikleri halde Colin Powell'ın ağzında da bir savaşın gerekçesine nasıl dönüştüğünü duyunca şoke olmuşlar. ABD yaptığı hep bu işte. Önce kiminle savaşacağına karar veriyor. Sonra da savaşmasının gerekçesini bir şekilde oluşturuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024
- Lübnan iç savaşa doğru itiliyor / 12.10.2024