Dünya ABD'deki seçimlere kilitlendi. ABD'de gerçekleştirilen 59'uncu başkanlık seçimleri, mevcut başkan Trump'la, rakibi Biden'ın kıyasıya mücadelesine sahne oldu.
Başkanlık seçimlerinde toplam 538 delegenin yarısından bir fazlası olan 270 delegeye ulaşan kişi seçimin galibi oluyor.
Trump daha oy sayımları bitmeden "zafer" ilan edip, kendi patisinin en üst düzey yetkililerinin dahi tepkisini alırken, Demokrat aday Biden, ben yazımı yazdığım sıralarda, 238 delege ile önde gidiyordu.
Daha milyonlarca oy sayılmamışken, seçimin sonucu netleşmemişken, Trump Beyaz Saray'da tuhaf bir şekilde kameraların karşısına geçti, zaferini ilan ederek şunları söyledi:
"Büyük bir kutlama yapmaya hazırlanıyoruz. Sonuçlar harika ve dışarı çıkıp kutlama yapmaya hazırız. Büyük bir başarı. Bu bir rekor, daha önce böyle bir başarı kazanılmadı... Bizi asla yakalayamazlar. Bize yakın bile değiller, yakalamaları imkânsız… Açık söylemek gerekirse biz bu seçimi kazandık."
Bu erken zafer ilanına ilk tepkiler Trump'ın kendi partisi olan Cumhuriyetçi Parti'nin yetkililerinden geldi.
ABC News'a konuşan New Jersey Valisi ve Trump'ın danışmanı Chris Christie, Trump'ın konuşmasını stratejik ve politik olarak yanlış bir karar olduğunu söyledi.
CNN'e konuşan Pennsylvania Senatörü Rick Sentorum, Trump'ın yorumlarından çok rahatsız olduğunu belirterek, seçimlerde usulsüzlük yapıldığına dair ifadesini "yanlış" bulduğunu belirtti.
Muhafazakâr siyasi yorumcu Ben Shapiro Trump'ın konuşmasını "büyük sorumsuzluk" olarak değerlendirdi.
ABD seçimleriyle ilgili şu soruların cevabını bulursanız, kimin başkan olacağını, başkanın gerçekten halkın oyuyla mı yoksa perde arkası bir takım iradelerin belirlemesiyle mi seçileceğini az çok tahmin edebilirsiniz.
Bence en önemli soru şu: ABD'nin büyük İsrail hedefine hizmetinde Trump yönetimi gerekli adımları attı mı? Bundan sonra Trump mı Biden mı bu konuda daha fazla adım atabilir?
Diğer soru ise şu: Önümüzde, kapitalist sistemini ve dolar hâkimiyetini kaybetmiş bir ABD var. Dünyada güç dengelerinin değiştiği, ABD'nin ise her konuda büyük bir çöküş yaşadığı bir atmosferde hem ABD halkının dikkatini gerçek gündemden uzaklaştıracak, hem de dünyayı suni gündemlerle meşgul edecek olan aday hangisidir?
Bu sorulardan da net olarak anlaşılıyor ki, ABD'yi başkan yönetmiyor. ABD'yi yöneten perde arkası derin bir hükümet var zaten ve aranan, rolünü en iyi oynayacak kişi.
Trump, ABD halkının ekonomik ve toplumsal sorunlarını çözemedi, pandemi döneminde tamamen çuvalladı, Rusya ve Çin ile giriştiği bütün mücadelelerde hep kaybeden taraf oldu, tamam; ama Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etti, Golan Tepelerini İsrail lehine onayladı, Suriye'nin kuzeyinde büyük İsrail projesi adımını kuvvetlendirdi, Arap ülkelerini bir bir İsrail'in potasına soktu ve daha niceleri.
ABD'de söz sahibi olan İsrail lobileri Trump'tan son derece memnun.
Hatırlarsanız, Trump'ın ilk kurduğu kabine için "İsrail kabinesi" denmişti.
Benim kanaatim, ABD halkı kime oyunu verirse versin, sonuçta kazanacak olan Trump'tır. Yanılabilirim, mümkündür, tersi bir sonuç çıkarsa, bundan sonra büyük İsrail ideallerine Biden daha fazla hizmet edebileceği içindir. Ama zannetmiyorum.
Ayrıca Trump gündem dağıtmada birebir. ABD'nin başına "akıllı" bir adam gerekmiyor.
Hatta mevcut şartlarda "ciddi" bir başkan ABD'yi perde arkasında yönetenlerin çıkarlarına uygun olmayacaktır.
ABD halkı ve dünya gündemi, başkanın söylediği garip sözlerle ve garip hareketleriyle, "bugün ne diyecek, ne yapacak acaba" diyerek meşgul oladursun, bu toz duman içinde ABD'yi perde arkası yönetenler, asıl hedeflerine ulaşmak için adımlar atmaya çalışacaklardır.
Ama bir gerçek daha var. Trump da gelse, Biden da gelse ABD'yi büyük bir kaos bekliyor. BBC'nin ünlü Kuzey Amerika muhabiri Anthony Zurcher, ABD'deki kıyamet günü senaryolarının gerçeğe dönüştüğünü belirtti.
Trump'ın zafer ilan etmesi ve oy sayımını durdurmak için Yüksek Mahkeme'ye başvuracağını söylemesinin yardımcısı Mike Pence tarafından yumuşatılmaya çalışıldığını aktaran Zurcher, ancak seçimlerin çoktan hasar aldığını vurguladı. BBC muhabirine göre, Trump kazansa da kaybetse de bu seçimlerin üstüne gölge düştü.
Sandıkların kapanmasıyla Beyaz Saray önünde Trump karşıtı gösteriler başladı ve şehir merkezlerine zırhlı araçlarla konuşlandırılan Ulusal Muhafız birlikleri protesto eylemlerine sert müdahalelerde bulundular.
ABD Genelkurmay Başkanı Milley'in şu açıklaması da bir hayli ilginç: "Herhangi bir huzursuzluk anında ABD ordusunun hiçbir rolü olmayacak, Trump'ı Beyaz Saray'dan çıkarmak bizim görevimiz değil."
Görünen o ki Trump, bir süre daha başkanlık koltuğunda oturacak.
ABD halkı bu durumdan hiç de memnun olmayacak ve protesto eylemleri artarak devam edecek. Trump yönetimi bu, şiddeti gittikçe artan eylemlere daha sert müdahalelerde bulunacak. Bu sertlik, protestoları daha da artıracak.
2019 yılında Georgetown Enstitüsü bir anket çalışması yapmıştı ve buna göre ABD halkının yüzde 67'si bir iç savaşın çıkacağından endişe ediyordu.
Bu kadar gelişmeden sonra "Bu nasıl olacak?" dememize gerek yok herhalde.
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Direnç kalktıkça, İsrail pervasızlaştı / 21.03.2025