logo
08 NİSAN 2025

AB sürecindeki zigzaglar

14.12.2006 00:00:00
Son haftalarda AB ve Kıbrıs konuları gündemin zirvesine oturdu.AB, AKP'nin 17 Aralık 2004 zirvesinde verdiği sözlü ve yazılı taahhüdün, 29 Temmuz 2005'te  imzaladığı ek protokolün uygulanması konusunda bastırdı, aksi halde müzakerelerin askıya alınacağı tehdidinde bulundu.Buna karşılık Başbakan Erdoğan, B ve C planlarının bulunduğunu ifade etti ve çok yakın bir zamanda da B planı gündeme bomba gibi düştü.Bu plan çerçevesinde, müzakerelerin askıya alınmaması için 1 liman ve 1 havaalanının karşılıksız olarak Rum Kesimi'ne açılması teklif ediliyordu.Bu tekliften sonra ortalık karıştı, çünkü bu taviz teklifi AB'ye, devletin zirvesinde istişare edilmeden verilmişti.Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı, muhalefet, hatta AKP'li bakan ve milletvekilleri böyle bir teklifin varlığını ancak televizyonlardan öğrenebilmişti.Neticede kendi kalemize altın bir gol attık, ama bu AB'yi tatmin etmedi, çünkü AB sadece golü ya da skoru değil, topu ve kaleyi de istiyordu. Esasen bu B planı hadisesinde siyasi bir manevra mevcuttu.Hatırlarsanız daha önceki yazılarımızda AB'nin AKP'ye seçim molası vermeye çalıştığından bahsediyorduk. Çünkü AB, AKP hükümeti kadar denileni harfiyen yerine getiren başka bir hükümeti bulması zordu.Daha büyük tavizler için AKP'nin yaklaşan seçimlere hazırlanması, bu dönemde iç siyasete yönelik bir takım söylemler geliştirmesi ve yeniden güven kazanması gerekiyordu. Hatta bu seçim döneminde AKP'nin AB ve hatta ABD ile danışıklı dövüş şeklindeki tiyatrolarını bile seyredeceğimizi söylüyorduk.Çünkü AB süreci ciddi tavizleri içeriyordu, bu tavizler milletimizi derinden yaralayacaktı, bu sebeple özellikle en zor müzakere başlıkları askıya alınarak vurucu tavizler seçim sonrasına kaydırılacaktı.Sayın Erdoğan B planını açıklayınca, 1 liman ve 1 havaalanını açma teklifini sununca, açıkçası başlangıçta şaşırdım, ama sonuç itibariyle tekrar başa dönünce bunun da yanıltıcı bir siyasi atraksiyon olduğunu anladım. Ek protokolde tüm liman ve havaalanlarının Rumlara açılacağı resmi imzayla kabul edildikten sonra zaten B planı gibi bir planı AB'nin kabul etmesi imkansızdı.B planının sonucu bilinmesine rağmen bu plan devreye konulmuştu.Çoğunu zaten resmi olarak kabul etmişsin, adam hiç azına razı olur mu?Başbakan'ın sadece B planı değil, C planı da vardı.B planının kısmen taviz içerdiğinden yola çıkarsak, C planında hangi tavizlerin olduğunu tahmin etmek zor değil.Gerçi taviz kısmen de olsa, tümüyle de olsa sonucu değiştirmediği aşikar. Her halükarda hem fiili hem de resmi olarak Rumları adanın tek hakimi olarak tanıyorsun demektir, bu da KKTC'nin ilga olması anlamına gelir.Bir diğer önemli nokta ise B planını hem yetkililerimiz, hem de millet olarak biz basından, ekrandan öğrendik. Dönem Bakanı Finlandiya bizden daha önce öğrendi, hatta Rum kesimi bile Genelkurmayımızdan daha önce verilen teklifi biliyordu. Merak ettiğim konu şu acaba bize açıklanmayan C planını kimler biliyor? Mesela Merkel ve Chirac biliyor mu? Türkiye için öngördükleri seçim molası teklifinin C planı ile bir alakası var mı? C planı seçim öncesi AKP tarafından uygulanabilecek bir plan mı, yoksa seçimlere gölge düşürmemesi için ancak seçim sonrası mı devreye konulabilir? Başbakan Erdoğan, bir taraftan "AB bize haksızlık yaptı" diyor, ama diğer taraftan her şeye rağmen yola aynen devam edeceğiz beyanında bulunuyor.Bir taraftan ülkemizde hala AB'den medet umanlara ve AB'li dostlara(!) göz kırpılıyor, diğer taraftan da AB'den umudunu kesenlerin milli ve ulusal manada başka arayışlara kaymalarına mani olunmaya çalışılıyor. Kim ne derse desin artık milletimizin AB politikalarından ve AB'cilerden midesi bulandı. Anketlerdeki AB karşıtlığındaki artış, aynı zamanda AB işbirlikçilerine olan tepki olarak da yorumlanabilir.AB politikaları tamamen iflas etmiştir, AB'ciler ise tamamen köşeye sıkışmıştır.Önümüzdeki seçim döneminde gerçek manada milli projeler uygulayıp da bu ülkeye çözüm getirecek siyasi hareketin iktidara gelmesine mani olmak için her türlü sahte ulusalcıların, sahte dindarların, sahte milliyetçilerin, sahte AB karşıtlarının, sahte IMF ve ABD karşıtlarının bedelli ya da bedelsiz rol üstlendiğine şahit olacağız.Milletimize tavsiyem şu, lütfen sadece son günlerdeki söylemlere bakarak, verilen hediyelerden yola çıkarak ülkemizin geleceğini belirlemeyelim; iktidara gelenlerin iktidarları döneminde ortaya koyduklarına, gelmeyenlerin ise plan, proje ve kaynaklarına bakalım.Atatürk'ün vefatından sonra iktidara gelen siyasi hareketlerin ülkemizi her geçen gün borç bataklığına sapladığından yola çıkarak, ülkemize çözüm getiremeyeceklerini açıkça söyleyebiliriz.Nasıl bakarsanız bakın, bugün bizi AB, ABD ve IMF bataklığından kurtarabilecek plan ve projeye sahip tek siyasi lider Prof. Dr. Haydar Baş ve partisi Bağımsız Türkiye Partisi(BTP)'dir. Çünkü ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli adında orijinal bir tezi vardır ve bu tez akademik düzeyde yüzlerce bilim adamı tarafından takdir edilmiştir.Çünkü bu tez Kapitalizmin sömürgeci anlayışından kurtulmak isteyen ülkeler tarafından yavaş yavaş uygulanmaya başlanmıştır.AB bizler için asla bir çözüm olamaz, çözüm yalnız milli projelerden geçer.Atatürk'ün liderliğindeki Cumhuriyetin ilk yılları buna en güzel örnektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Murat Çabas / diğer yazıları
Mart ayında 145 işçi hayatını kaybetti
3 ayda 447 işçi öldü
Türkiye listede var mı?
En zengin şehirlerin çoğu Amerika'da
CHP'nin yol haritası belli oldu
İlk miting yarın Şişli'de
Oysa Türkiye mutlu etti!
Almanya'nın iftiharı Porsche'da şok
Protestoculara hapis talebi
139 kişi için 3'er yıl istendi
Bundan sonra neler olabilir?
Altın fiyatlar düştü, çıktı
7 aylık su ihtiyacı garanti
İstanbul'da barajlardaki doluluk oranı coştu
Erdoğan, Özgür Özel'e 500 bin TL'lik 'cunta' davası
Dava haberini Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın duyurdu
Bayram tatilinin bilançosu belli oldu
74 kişi trafik kazalarında can verdi
38 memur gözaltına alındı
Kapıkule'de rüşvet operasyonu
Bizi sosyal medyada da takip edin!
Yeni Mesaj artık Bluesky'da
Trump, Netanyahu'ya Erdoğan'ı övdü
Bu işin sonu nereye varacak?
Avn: İsrail'in çekilmemesi durumu karmaşık hale getiriyor
"Hizbullah Lübnan yapılarındandır"
ABD-Çin ticaret savaşı kızışıyor!
Çin kararlı karşı tedbirler alacak
İran: ABD ile dolaylı görüşmeler başlıyor
"Top ABD'nin sahasında"
Mart ayında 145 işçi hayatını kaybetti
3 ayda 447 işçi öldü
Türkiye listede var mı?
En zengin şehirlerin çoğu Amerika'da
CHP'nin yol haritası belli oldu
İlk miting yarın Şişli'de
Oysa Türkiye mutlu etti!
Almanya'nın iftiharı Porsche'da şok
Protestoculara hapis talebi
139 kişi için 3'er yıl istendi
Bundan sonra neler olabilir?
Altın fiyatlar düştü, çıktı
7 aylık su ihtiyacı garanti
İstanbul'da barajlardaki doluluk oranı coştu
Erdoğan, Özgür Özel'e 500 bin TL'lik 'cunta' davası
Dava haberini Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın duyurdu
Bayram tatilinin bilançosu belli oldu
74 kişi trafik kazalarında can verdi
38 memur gözaltına alındı
Kapıkule'de rüşvet operasyonu
Bizi sosyal medyada da takip edin!
Yeni Mesaj artık Bluesky'da
Trump, Netanyahu'ya Erdoğan'ı övdü
Bu işin sonu nereye varacak?
Avn: İsrail'in çekilmemesi durumu karmaşık hale getiriyor
"Hizbullah Lübnan yapılarındandır"
ABD-Çin ticaret savaşı kızışıyor!
Çin kararlı karşı tedbirler alacak
İran: ABD ile dolaylı görüşmeler başlıyor
"Top ABD'nin sahasında"
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.