30 Ağustos Zaferi sonrası Türk Süvarilerinin İzmir'e girdiği 9 Eylül'den bir gün önce, kendilerini tehlikede hisseden kentteki bazı grupların ABD, İngiliz, Fransız ve İtalyan Konsolosluklarına başvurarak kendilerine koruma sağlanmasını istedikleri görülmüştür.
Fransız Konsolosu Graillet, yalnız Fransızların değil, tüm İzmir halkının can ve mal güvenliğinin sağlanması için gereken önlemlerin alındığını, bunu sağlamak için Fransa ve İtalya'nın limandaki gemilerinden karaya asker çıkarılacağını, Konsolosluğa sığınacak halkın böylece korunacağını söylemiştir.
9 Eylül 1922 günü, İzmir'deki tüm Konsoloslar, düşmanı kovalayarak kente giren birliğin komutanı Yüzbaşı Şerafettin Beyi ziyaret etmişlerdir. Süvari Yüzbaşısı Şerafettin Beye, İzmir'e girdiği sırada atılan bir bomba, atının ölümüne ve kendisinin yaralanmasına yol açmış, ama o, yaralı halde de başka bir ata binerek hükûmet konağına ulaşmış, Yunan bayrağını indirerek yerine Türk bayrağını çekmiştir. Böylece kentin Türkiye Büyük Millet Meclisi hükûmetinin denetimine girdiği resmen ilan edilmiş oluyordu.
Hükûmet konağında yarası tedavi edilirken konsolosları kabul eden Şerafettin Beyin bu konuda anlattıkları şöyledir:
"Bu esnada ecnebi devletlerin konsolosları geldiler: Hıristiyan halkın hayatının emniyette olup olmadığını sordular. Ben istiklalimiz için harp ettiğimizi ve bize silahla muhalefet etmeyen hiçbir kimseye tecavüz etmeyeceğimizi söyledim. Yalnız bu hususta kendileriyle görüşmeye salahiyetimin olmadığını, arkadan gelen kumandanların vüruduna intizar etmeleri (gelmelerini beklemeleri) lazım geleceğini söyledim. Filhakika bir saat sonra da kumandan ile beraber Kuvayi Milliyemiz şehre dahil oldu."
İzmir'e giren Türk ordularının Başkomutanı Mustafa Kemal, yabancı devletlerin temsilcileri olarak karşısında, başta İngiltere Başkonsolosu olmak üzere Birinci Dünya Savaşı'nın galibi olan devletlerin konsoloslarını bulmuştu. TBMM Başkanı ve Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, konsolosların kendisiyle görüşmelerde bulunma istekleri konusunda Nutuk'ta şu saptamayı yapmıştır:
"Bizzat bana verilen bir telsiz telgrafta da, İzmir'deki İtilaf Devletleri konsoloslarına benimle müzakeratta bulunmak salahiyetini verdiklerinden, hangi gün ve nerde mülakat edebileceği (buluşup görüşebileceğim) soruluyordu. Buna verdiğim cevapta da, 9 Eylül 1922'de Nif'te (bugünkü adıyla Kemalpaşa) mülakat edebileceğimizi bildirmiştim. Filhakika, dediğim günde ben Nif'te bulundum. Fakat mülakat isteyenler orada değildi. Çünkü ordularımız İzmir rıhtımında ilk verdiğim hedefe, Akdeniz'e vasıl olmuş bulunuyorlardı."
Sonuç olarak yabancı devletlerin savaş gemileri İzmir Limanı'ndan çekilip gitmişti.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını 9 Eylül'ün 98.yılında rahmet ve şükranla anıyoruz.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023