Batı ülkelerindeki "İnanç-Din" durumu
Batı dediğimiz Hıristiyan dünyasında din ve bilim, yüzyıllarca adeta bir savaş halinde çekişmektedir. Çünkü Hıristiyan dininde bilimle din adeta zıt düşmektedir. Onun için oralarda Din ve Bilim birbirine düşman kardeşler olarak kabul edilmektedir. Orta çağda büyük bir bilim adamı olan ve dünyanın kendi ekseni etrafında döndüğünü keşfeden Galileo Galiley'in "Dünya dönüyor" demesi, kendisini "ENGİZİSYON MAHKEMELERİNE" kadar götürmüştü. Sonunda, İdam cezasına çarptırılma tehdidi altında, bu iddiasından vazgeçmek zorunda kalmıştı. Aksi takdirde diri diri yakılmaya gönderilebilirdi.
İslamda İnanç ve Bilim paralel gitmektedir. Bunun yanında İslam dini ve Bilim ise birlikte yürümektedir. Hatta yüce kitabımızda dünyanın ve kainatın birçok gizemleri de, adeta bir yol gösterici olarak verilmektedir. Bunlar yetişkin ve mesleklerini iyi bilen bilim adamları tarafından derinlemesine düşünerek okunursa ve analiz edilirse, dünyada ve kainattaki bir çok olayın sırlarına, çok daha kolay olarak ulaşılması mümkün olacaktır.
Kur'an-ı Kerimde verilen
bazı İlmi Bilgiler
Mesela Kur'an-ı kerimde :
1 - PARİTE TEORİSİ ( HER ŞEY ÇİFT YARATILMIŞTIR),
2 - GÜNEŞİN VE DÜNYANIN KENDİ EKSENLERİNDE DÖNDÜKLERİ,
3 - KARA DELİKLERİN MEVCUDİYETİ,
4 - KAİNATIN DEVAMLI GENİŞLEDİ?İ bilgileri mevcuttur. Bu sırlar çeşitli ayetlerde çok kısa ve net olarak zikredilmektedir. Bu bilgilerin birçoğu 20. asrın son yıllarında, daha yeni keşfedilmiş bulunmaktadır.. Üstelik bu bilgileri ilmi bakımdan açıklayanlara da NOBEL ARMA?ANLARI verilmiştir.
Nobel armağanlarının ise, bilimin modern dünyadaki en yüksek ve başarılı olanlara verildiğini zannedersem herkes tarafından bilinmektedir. Maalesef Türk bilim adamları henüz hiçbir dalda Nobel armağanı kazanamamıştır. 20 yıllık YÖK uygulamaları da ideolojik saplantıları yerine, biraz daha fazla bilim yolunda uğraş vermiş olsalardı, belki bu tür bir armağanı, Türk üniversitelerinden biri de kazanılabilirdi!
Dünyadaki Müslüman Toplulukları
Şu anda dünyamızda 1.5 milyar kadar insan Müslüman dinine bağlı olarak mevcuttur. Bunların arasında profesörler, filozoflar, çeşitli bilim adamları, doçentler, ve araştırmacılar edebiyatçılar, sosyologlar ve her türlü düşünce adamları da mevcuttur. Bu insanlar Vahiy'e de inanmaktadırlar ama ilim de yapmaktadırlar. Bunların aralarında Nobel armağanları ve çeşitli ödülleri alanlar da mevcuttur. Bunların hepsi hem inançlı insanlar hem de bilim dünyasında sivrilmiş kimselerdir. Kısacası Marksistlerin ilan ettikleri gibi, akılsız ve beyinsiz değiller- bunu her türlü şekilde ispat etmiş durumdalar. Demek ki inançlı insanlar da akıllı ve çok akıllı olabilmektedirler.
Hukuk, Tıp, Mantık, Felsefe, Sosyoloji, Fizik, Kimya ve daha nice bilimlerde bu insanların tezleri ve buluşları mevcuttur. Bunların akılsız olmaları mümkün müdür? Demek ki inanç bilimin yapılmasında engel teşkil etmemektedir. Bu durum özellikle İslam için geçerli olmaktadır.
İnsanlara sadece akıl yeterli olabilir mi? Doğruyu ve yanlışı tespitte sadece akıl yeterli mi? Başka önemli bir husus daha mevcuttur. İnsanların her alanda doğruyu bulması ve eğriyi reddetmesi için sadece akıl yeterli olabilir mi ?
Müspet bilim şeklinde kabul edilen matematik bilimleri, İnsanın gözlem ve deneylere dayanan bulguları ihtiva eden bilimlere denmektedir. Onun ötesindeki insanın kendisine, düşüncelerine, bireyi ve toplumu içine alan içeriklerine dönük kararlara gelince, matematiksel bilimler çoğu zaman kararsız, aksak, yetersiz ve neticesiz kalabilmektedir. Bu durumlarda onlara yol gösterici ve kılavuzluk yapan bilgiler olmazsa, insanlar bu durumlarda tıkanıp kalabilmektedir. Bunun da ötesinde, akli ve düşüncelere bağlı bilgilerde her çeşit kabul, terbiye ve inançların ortaya konulması mümkün olmaz mı? Bunların hepsi tartışmaya mahkum olmaz mı? Aralarında bazı kusurlu olanların bulunması da ihtimal dahilinde değil midir?
Batı dediğimiz Hıristiyan dünyasında din ve bilim, yüzyıllarca adeta bir savaş halinde çekişmektedir. Çünkü Hıristiyan dininde bilimle din adeta zıt düşmektedir. Onun için oralarda Din ve Bilim birbirine düşman kardeşler olarak kabul edilmektedir. Orta çağda büyük bir bilim adamı olan ve dünyanın kendi ekseni etrafında döndüğünü keşfeden Galileo Galiley'in "Dünya dönüyor" demesi, kendisini "ENGİZİSYON MAHKEMELERİNE" kadar götürmüştü. Sonunda, İdam cezasına çarptırılma tehdidi altında, bu iddiasından vazgeçmek zorunda kalmıştı. Aksi takdirde diri diri yakılmaya gönderilebilirdi.
İslamda İnanç ve Bilim paralel gitmektedir. Bunun yanında İslam dini ve Bilim ise birlikte yürümektedir. Hatta yüce kitabımızda dünyanın ve kainatın birçok gizemleri de, adeta bir yol gösterici olarak verilmektedir. Bunlar yetişkin ve mesleklerini iyi bilen bilim adamları tarafından derinlemesine düşünerek okunursa ve analiz edilirse, dünyada ve kainattaki bir çok olayın sırlarına, çok daha kolay olarak ulaşılması mümkün olacaktır.
Kur'an-ı Kerimde verilen
bazı İlmi Bilgiler
Mesela Kur'an-ı kerimde :
1 - PARİTE TEORİSİ ( HER ŞEY ÇİFT YARATILMIŞTIR),
2 - GÜNEŞİN VE DÜNYANIN KENDİ EKSENLERİNDE DÖNDÜKLERİ,
3 - KARA DELİKLERİN MEVCUDİYETİ,
4 - KAİNATIN DEVAMLI GENİŞLEDİ?İ bilgileri mevcuttur. Bu sırlar çeşitli ayetlerde çok kısa ve net olarak zikredilmektedir. Bu bilgilerin birçoğu 20. asrın son yıllarında, daha yeni keşfedilmiş bulunmaktadır.. Üstelik bu bilgileri ilmi bakımdan açıklayanlara da NOBEL ARMA?ANLARI verilmiştir.
Nobel armağanlarının ise, bilimin modern dünyadaki en yüksek ve başarılı olanlara verildiğini zannedersem herkes tarafından bilinmektedir. Maalesef Türk bilim adamları henüz hiçbir dalda Nobel armağanı kazanamamıştır. 20 yıllık YÖK uygulamaları da ideolojik saplantıları yerine, biraz daha fazla bilim yolunda uğraş vermiş olsalardı, belki bu tür bir armağanı, Türk üniversitelerinden biri de kazanılabilirdi!
Dünyadaki Müslüman Toplulukları
Şu anda dünyamızda 1.5 milyar kadar insan Müslüman dinine bağlı olarak mevcuttur. Bunların arasında profesörler, filozoflar, çeşitli bilim adamları, doçentler, ve araştırmacılar edebiyatçılar, sosyologlar ve her türlü düşünce adamları da mevcuttur. Bu insanlar Vahiy'e de inanmaktadırlar ama ilim de yapmaktadırlar. Bunların aralarında Nobel armağanları ve çeşitli ödülleri alanlar da mevcuttur. Bunların hepsi hem inançlı insanlar hem de bilim dünyasında sivrilmiş kimselerdir. Kısacası Marksistlerin ilan ettikleri gibi, akılsız ve beyinsiz değiller- bunu her türlü şekilde ispat etmiş durumdalar. Demek ki inançlı insanlar da akıllı ve çok akıllı olabilmektedirler.
Hukuk, Tıp, Mantık, Felsefe, Sosyoloji, Fizik, Kimya ve daha nice bilimlerde bu insanların tezleri ve buluşları mevcuttur. Bunların akılsız olmaları mümkün müdür? Demek ki inanç bilimin yapılmasında engel teşkil etmemektedir. Bu durum özellikle İslam için geçerli olmaktadır.
İnsanlara sadece akıl yeterli olabilir mi? Doğruyu ve yanlışı tespitte sadece akıl yeterli mi? Başka önemli bir husus daha mevcuttur. İnsanların her alanda doğruyu bulması ve eğriyi reddetmesi için sadece akıl yeterli olabilir mi ?
Müspet bilim şeklinde kabul edilen matematik bilimleri, İnsanın gözlem ve deneylere dayanan bulguları ihtiva eden bilimlere denmektedir. Onun ötesindeki insanın kendisine, düşüncelerine, bireyi ve toplumu içine alan içeriklerine dönük kararlara gelince, matematiksel bilimler çoğu zaman kararsız, aksak, yetersiz ve neticesiz kalabilmektedir. Bu durumlarda onlara yol gösterici ve kılavuzluk yapan bilgiler olmazsa, insanlar bu durumlarda tıkanıp kalabilmektedir. Bunun da ötesinde, akli ve düşüncelere bağlı bilgilerde her çeşit kabul, terbiye ve inançların ortaya konulması mümkün olmaz mı? Bunların hepsi tartışmaya mahkum olmaz mı? Aralarında bazı kusurlu olanların bulunması da ihtimal dahilinde değil midir?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006