Yine bir seçim süreci, yine vaatler, lafa aldanan insanımız ve kaybeden millet-devlet gerçeği. 2010 referandumunu hatırlayanınız var mı? AKP'nin referandumu. İddia ediyorlardı; Evet, çıkarsa özgürlük oluk, oluk akacaktı.
Başka! Demokrasimiz güncellenecek, Avrupa'ya, dünyaya örnek olacaktık. Yargı tam bağımsız olacaktı. Herkes fikirlerini özgürce dile getirebilecekti. Sosyal haklar, sendikal haklar vs. tam işlerlik kazanacaktı. İşsizlik, yoksulluk vs. tarih olacaktı. Ekonomimiz hayranlık uyandıracaktı.
Sonra Oslo, İmralı, Kandil hattını 2013 başında çözüm süreci ile milletimize sundular. Artık analar ağlamayacak, dediler. Evet, istediler millette evet, dedi.
Buraya kadar ne dediler, ne oldu? Ne yapacaklardı, ne yaptılar, kısaca hatırlayalım;
Analar ağlamayacak, dediler. Anadolu ağlayan ana doldu. Çözün süreci sonrası terör olaylarında 2 binden fazla şehit verdik.
Yargı bağımsızlığı ve yargıya güven dibe vurdu. Fikir özgürlüğünde dünyada bilmem kaçıncıyız. 7 kez uzatılan bir OHAL ile demokrasiyi iliklerimize kadar hissettirip (!) ülkeyi seçime götürüyorlar.
Ekonomimiz ise şaha kalktı. Üzerinde kimse duramıyor. Öyleki cari açık, borç, borç faizi, kur artışları derken tulumbada para bitti. Ekonomiden sorumlu bakan yurt dışında faizle borç arıyor.
Özetle 16 yıllık iktidar vatandaşın önüne hangi gerekçe ve vaatlerle sandık koyduysa o sandıktan, millet ve devletin menfaatine hiç bir şey çıkmadı. Şimdi yine bir sandık geliyor. Yine vaatler ve yine yakınmalar. Yine mağdur ayakları. Ama bu sandığın bir farkı var; Sandıkta sistem değişikliği var.
Başkanlık, yarı başkanlık, Türk tipi başkanlık diye hala adı ve alanı belli olmayan bir sistem değişikliği getirdiler.
Henüz tariflendirilemeyen bu sistemle ne amaçlandığını bizzat Sayın Erdoğan açıkladı; 'Sistem tıkınanlığını gidereceğiz'.
16 yıllık bir iktidar ve tıkanmış sistem. Birinci soru; sistemi kim tıkadı ki, bu sistemle tıkanıklığı gidereceksiniz? Gerçi bu soruya birçok süslü cevap verebilirler. O zaman zor olanı soralım;
Türkiye'yi hayvancılıkta ihracat ülkesi yaptınız da sistem mi, önünüzü tıkadı?
Türkiye'yi tarımda ihracat ülkesi yaptınız da sistem mi, önünüzü tıkadı?
Fabrikalar açtınız, üretimi arttırdınız, işsizliği bitirdiniz, en az fakirlik sınırında bir asgari ücret uygulamaya koyarak tüketimi arttırdınız da sistem mi, önünüzü tıkadı?
Çocuklarımıza dünya çapında kaliteli ve eşit eğitim hakkı tanıdınız da sistem mi, önünüzü tıkadı?
Her bireye en kaliteli sağlık hizmetlerini devlet garantisiyle sundunuz da sistem mi, önünüzü tıkadı?
Madenlerimizi, devlet-millet ortaklığıyla işlettiniz de sistem mi, önünüzü kesti?
Milli savunma hamlesi yaptınız, yerli ve milli hava savunma sistemleri ürettiniz de sistem mi, yaptırmadı?
Evet, ne yaptınız da sistem önünüzü tıkadı? Hangi kanunu çıkaramadınız, hangi icraatı gerçekleştiremediniz? Hangi paketinizi geçiremediniz? Hangi torba yasasını kabul ettiremediniz?
Haliyle sistem filan bahane. Kamuda, yargıda, ekonomide, siyasette, medyada her istediklerini yaptılar. Her istediklerine ayar verdiler, bir şekilde hizaya çektiler. Ama ortada 16 yıllık tek başına iktidar olan AKP'nin sosyal, ekonomik, siyasi, milli-manevi bir enkazı var.
Haliyle AKP bu enkazı sahiplenmedi, sisteme fatura etti. Aklandı mı? Ona sen karar vereceksin.
Başka! Demokrasimiz güncellenecek, Avrupa'ya, dünyaya örnek olacaktık. Yargı tam bağımsız olacaktı. Herkes fikirlerini özgürce dile getirebilecekti. Sosyal haklar, sendikal haklar vs. tam işlerlik kazanacaktı. İşsizlik, yoksulluk vs. tarih olacaktı. Ekonomimiz hayranlık uyandıracaktı.
Sonra Oslo, İmralı, Kandil hattını 2013 başında çözüm süreci ile milletimize sundular. Artık analar ağlamayacak, dediler. Evet, istediler millette evet, dedi.
Buraya kadar ne dediler, ne oldu? Ne yapacaklardı, ne yaptılar, kısaca hatırlayalım;
Analar ağlamayacak, dediler. Anadolu ağlayan ana doldu. Çözün süreci sonrası terör olaylarında 2 binden fazla şehit verdik.
Yargı bağımsızlığı ve yargıya güven dibe vurdu. Fikir özgürlüğünde dünyada bilmem kaçıncıyız. 7 kez uzatılan bir OHAL ile demokrasiyi iliklerimize kadar hissettirip (!) ülkeyi seçime götürüyorlar.
Ekonomimiz ise şaha kalktı. Üzerinde kimse duramıyor. Öyleki cari açık, borç, borç faizi, kur artışları derken tulumbada para bitti. Ekonomiden sorumlu bakan yurt dışında faizle borç arıyor.
Özetle 16 yıllık iktidar vatandaşın önüne hangi gerekçe ve vaatlerle sandık koyduysa o sandıktan, millet ve devletin menfaatine hiç bir şey çıkmadı. Şimdi yine bir sandık geliyor. Yine vaatler ve yine yakınmalar. Yine mağdur ayakları. Ama bu sandığın bir farkı var; Sandıkta sistem değişikliği var.
Başkanlık, yarı başkanlık, Türk tipi başkanlık diye hala adı ve alanı belli olmayan bir sistem değişikliği getirdiler.
Henüz tariflendirilemeyen bu sistemle ne amaçlandığını bizzat Sayın Erdoğan açıkladı; 'Sistem tıkınanlığını gidereceğiz'.
16 yıllık bir iktidar ve tıkanmış sistem. Birinci soru; sistemi kim tıkadı ki, bu sistemle tıkanıklığı gidereceksiniz? Gerçi bu soruya birçok süslü cevap verebilirler. O zaman zor olanı soralım;
Türkiye'yi hayvancılıkta ihracat ülkesi yaptınız da sistem mi, önünüzü tıkadı?
Türkiye'yi tarımda ihracat ülkesi yaptınız da sistem mi, önünüzü tıkadı?
Fabrikalar açtınız, üretimi arttırdınız, işsizliği bitirdiniz, en az fakirlik sınırında bir asgari ücret uygulamaya koyarak tüketimi arttırdınız da sistem mi, önünüzü tıkadı?
Çocuklarımıza dünya çapında kaliteli ve eşit eğitim hakkı tanıdınız da sistem mi, önünüzü tıkadı?
Her bireye en kaliteli sağlık hizmetlerini devlet garantisiyle sundunuz da sistem mi, önünüzü tıkadı?
Madenlerimizi, devlet-millet ortaklığıyla işlettiniz de sistem mi, önünüzü kesti?
Milli savunma hamlesi yaptınız, yerli ve milli hava savunma sistemleri ürettiniz de sistem mi, yaptırmadı?
Evet, ne yaptınız da sistem önünüzü tıkadı? Hangi kanunu çıkaramadınız, hangi icraatı gerçekleştiremediniz? Hangi paketinizi geçiremediniz? Hangi torba yasasını kabul ettiremediniz?
Haliyle sistem filan bahane. Kamuda, yargıda, ekonomide, siyasette, medyada her istediklerini yaptılar. Her istediklerine ayar verdiler, bir şekilde hizaya çektiler. Ama ortada 16 yıllık tek başına iktidar olan AKP'nin sosyal, ekonomik, siyasi, milli-manevi bir enkazı var.
Haliyle AKP bu enkazı sahiplenmedi, sisteme fatura etti. Aklandı mı? Ona sen karar vereceksin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025