Zekâtın İslam'ın beş şartından biri olduğunu bilmeyen yoktur. Ancak şeytan ve nefsinin oyuncağı haline gelen ahir zaman Müslümanlarının birçoğu her konuda olduğu gibi bu konuda da hileye başvurmaktadır. Vermenin değil vermemenin yoluna kafa yoranlar çoktur.
Zekât eserinde, Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın insanların zekât konusunda nefislerinin birçok tuzağına düştüğünü de haber vermiştir. İslam'ın zekât ibadeti hakkında insanların aldandıkları iki konunun altını çizmiş ve ikaz etmiştir:
1. Zekâtın farz olduğunu inkâr eden dinden çıkar.
2. Zekâttan kurtulmak için hile yapmak haramdır.
(Prof. Dr. Haydar Baş, Kur'an ve Sünnet Işığında İslam İlmihali Zekât, sayfa 40-43).
Halbuki zekât verildiği taktirde o kişinin kurtuluşuna, vermediği taktirde da helakine sebep vereceğini bilmesi lazımdır.
Enes'ten (r.a.) rivayetle;
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Kıyamet Gününde fakirlerden dolayı zenginlerin vay hâline! Çünkü onlar şöyle diyeceklerdir: Ey Rabbimiz! Bu zenginler bize haksızlık ettiler. Bizim için onlara farz kıldığın hakkımızı vermediler.' Allah Teâlâ da izzetim ve Celâl'im hakkı için, sizi (Cennet'ime) yaklaştıracağım, onları ise uzaklaştıracağım buyuracaktır."
"Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve âlihi) daha sonra, 'Onların mallarında dilenen ve yoksul için belirli bir hak vardır' (Mearic/25) ayetini okudu."
Ebu Hureyre'de rivayetle;
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Malının zekâtını verdiğin zaman, üzerindeki borcunu ödemiş olursun."
Zekât verilerek, emanet sahibine teslim edilmiş olur. Eğer sahibine teslim edilmezse, emanete hıyanet söz konusudur. Ayrıca, helâl olan mal, haram hale getirilmiş olur.
Hz. Aişe'den rivayetle;
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Sadaka veya zekât, (verilmeyerek) karıştığı malı mutlaka bozar." (Prof. Dr. Haydar Baş, Kur'an ve Sünnet Işığında Büyük İslam İlmihali Zekât, Sayfa 171-173).
Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın Zekât şaheserinde, zekâtın sebebini ve zekâtı vermeyenleri bekleyen tehlikeleri gayet anlaşılır bir tarzda ortaya koymuştur:
İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: "Zekâtın sebebi; fakirlere azık vermek, zenginlerin mallarını ise korumak içindir. Allah-u Teâlâ sağlığı yerinde olanları, afet ve belaya uğrayanların ihtiyaçlarını karşılamakla mükellef kılmıştır.
Nitekim Allah-u Teâlâ, Âl-i İmran suresi 186. ayette zekât konusunda da imtihan olunacağımızı beyan etmektedir: "And olsun ki mallarınızla, canlarınızla sınanacaksınız."
Mallarla imtihan olmak, zekât vermekledir. Canlarla imtihan ise belalar karşısında sabırlı olmaya hazırlanmakladır. Ayrıca, zekât vermede Allah'ın nimetlerinin şükrünü yerine getirmek ve nimetin çoğalmasına da umut vardır…
Zekâtı vermeyenleri ahirette bekleyen tehlikeler de şöyle beyan edilmiştir:
"…Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu işte onlara elem verici bir azap müjdele!" (Tevbe / 34).
Zekât vermeyenleri bekleyen musibetler hakkında da bazı hadisleri paylaşalım:
"Kimin malı olup da zekâtını vermezse o mal, Kıyamet günü sahibi için dazlak başlı ve iki gözü arasında kara bir nokta bulunan büyük bir ejderha şeklinde gelip boynuna dolanacak ve onu iki dudağı ile yakalayarak şöyle diyecektir: 'Ben biriktirip de zekâtını vermediğin malınım.'
Sonra şu Al-i İmran suresi 180. Ayeti okudu: "Allah'ın bol nimetlerinden verdiklerinde cimrilik edenler, sakın bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Bilakis bu onların kötülüğünedir. Cimrilik yaptıkları şey kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır." (Prof. Dr. Haydar Baş, Kur'an ve Sünnet Işığında İslam İlmihali Zekât, Sayfa 45-71)
Zekât eserinde, Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın insanların zekât konusunda nefislerinin birçok tuzağına düştüğünü de haber vermiştir. İslam'ın zekât ibadeti hakkında insanların aldandıkları iki konunun altını çizmiş ve ikaz etmiştir:
1. Zekâtın farz olduğunu inkâr eden dinden çıkar.
2. Zekâttan kurtulmak için hile yapmak haramdır.
(Prof. Dr. Haydar Baş, Kur'an ve Sünnet Işığında İslam İlmihali Zekât, sayfa 40-43).
Halbuki zekât verildiği taktirde o kişinin kurtuluşuna, vermediği taktirde da helakine sebep vereceğini bilmesi lazımdır.
Enes'ten (r.a.) rivayetle;
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Kıyamet Gününde fakirlerden dolayı zenginlerin vay hâline! Çünkü onlar şöyle diyeceklerdir: Ey Rabbimiz! Bu zenginler bize haksızlık ettiler. Bizim için onlara farz kıldığın hakkımızı vermediler.' Allah Teâlâ da izzetim ve Celâl'im hakkı için, sizi (Cennet'ime) yaklaştıracağım, onları ise uzaklaştıracağım buyuracaktır."
"Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve âlihi) daha sonra, 'Onların mallarında dilenen ve yoksul için belirli bir hak vardır' (Mearic/25) ayetini okudu."
Ebu Hureyre'de rivayetle;
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Malının zekâtını verdiğin zaman, üzerindeki borcunu ödemiş olursun."
Zekât verilerek, emanet sahibine teslim edilmiş olur. Eğer sahibine teslim edilmezse, emanete hıyanet söz konusudur. Ayrıca, helâl olan mal, haram hale getirilmiş olur.
Hz. Aişe'den rivayetle;
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Sadaka veya zekât, (verilmeyerek) karıştığı malı mutlaka bozar." (Prof. Dr. Haydar Baş, Kur'an ve Sünnet Işığında Büyük İslam İlmihali Zekât, Sayfa 171-173).
Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın Zekât şaheserinde, zekâtın sebebini ve zekâtı vermeyenleri bekleyen tehlikeleri gayet anlaşılır bir tarzda ortaya koymuştur:
İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: "Zekâtın sebebi; fakirlere azık vermek, zenginlerin mallarını ise korumak içindir. Allah-u Teâlâ sağlığı yerinde olanları, afet ve belaya uğrayanların ihtiyaçlarını karşılamakla mükellef kılmıştır.
Nitekim Allah-u Teâlâ, Âl-i İmran suresi 186. ayette zekât konusunda da imtihan olunacağımızı beyan etmektedir: "And olsun ki mallarınızla, canlarınızla sınanacaksınız."
Mallarla imtihan olmak, zekât vermekledir. Canlarla imtihan ise belalar karşısında sabırlı olmaya hazırlanmakladır. Ayrıca, zekât vermede Allah'ın nimetlerinin şükrünü yerine getirmek ve nimetin çoğalmasına da umut vardır…
Zekâtı vermeyenleri ahirette bekleyen tehlikeler de şöyle beyan edilmiştir:
"…Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu işte onlara elem verici bir azap müjdele!" (Tevbe / 34).
Zekât vermeyenleri bekleyen musibetler hakkında da bazı hadisleri paylaşalım:
"Kimin malı olup da zekâtını vermezse o mal, Kıyamet günü sahibi için dazlak başlı ve iki gözü arasında kara bir nokta bulunan büyük bir ejderha şeklinde gelip boynuna dolanacak ve onu iki dudağı ile yakalayarak şöyle diyecektir: 'Ben biriktirip de zekâtını vermediğin malınım.'
Sonra şu Al-i İmran suresi 180. Ayeti okudu: "Allah'ın bol nimetlerinden verdiklerinde cimrilik edenler, sakın bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Bilakis bu onların kötülüğünedir. Cimrilik yaptıkları şey kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır." (Prof. Dr. Haydar Baş, Kur'an ve Sünnet Işığında İslam İlmihali Zekât, Sayfa 45-71)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025
- Kadir Gecesi’ni aramak / 22.03.2025
- Ramazan’ın son günlerini nasıl değerlendirmeliyiz? / 21.03.2025
- Tövbe edenleri Allah sever / 20.03.2025
- Tövbenin şartları nelerdir? / 19.03.2025
- Tövbe eden günah işlememiş gibidir / 18.03.2025
- Tövbesi kabul olunmayacak kimlerdir? / 17.03.2025
- Tövbe-i Nasuh nedir? / 16.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025
- Kadir Gecesi’ni aramak / 22.03.2025
- Ramazan’ın son günlerini nasıl değerlendirmeliyiz? / 21.03.2025
- Tövbe edenleri Allah sever / 20.03.2025
- Tövbenin şartları nelerdir? / 19.03.2025
- Tövbe eden günah işlememiş gibidir / 18.03.2025
- Tövbesi kabul olunmayacak kimlerdir? / 17.03.2025
- Tövbe-i Nasuh nedir? / 16.03.2025