Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle
Herhangi bir hasta düşünelim ki, muayeneden sonra doktorun kendisi için yazdığı reçeteyi cebinde taşıyarak, boş zamanlarında da ara-sıra çıkarıp okuyarak şifa bulacağını umuyor.
Susuzluktan dudakları çatlamış, boğazı kurumuş bir insan düşünelim ki, gidip çeşmenin başında yatarak ve suyun sesini dinleyerek susuzluktan kurtulacağını düşünüyor.
Kendilerini yakın bir azaba karşı uyarmak için gelen, emir ve yasaklarına uyulduğu takdirde dünya ve ahiret saadetini temin etmeyi vaat eden Kur'an karşısında genelde dünya Müslümanlarının özelde de bizim insanımızın tavrı, davranışı ve tutumu ne yazık ki böyle; cebinde reçete ile dolaşan hastanın durumu gibi.
Cebinde reçete ile dolaşan hastanın şifa bulması ne kadar mümkün ise, çeşmenin başında durup su sesini dinleyerek susuzluğunu gidermeyi hayal eden insanın hayallerinin geçekleşmesi ne kadar mümkünse, hayat kitabına karşı böyle ilgisiz, böyle bilgisiz davranan Müslümanların da bu ışık kaynağından istifade edebilmeleri ancak o kadar mümkündür.
Hayat yolculuğuna çıkmışsınız, elinizde müthiş bir ışık kaynağı var ama düğmesine basmayı bilmiyor ve beceremiyorsunuz ve bugün olduğu gibi zifiri karanlıkta birbirinize toslayıp duruyorsunuz, yol aldığınızı zannediyorsunuz, o kadar ki yerinizde saydığınızın farkında bile değilsiniz.
Elinizdeki yegâne ölçü kaynağının, hangi davranışlarınızı övdüğünden ve hangi söz ve davranışlarınızı yerdiğinden dahi haberdar olmadan okuyup duruyorsunuz ve cümle dertlerinize şifa bekliyorsunuz.
"Rabbinden sana indirilenin hak olduğunu bilen kişi, kör olan biri ile aynı mıdır? Sadece akıl sahipleri düşünürler.
Onlar, Allah'a verdikleri söze sadık kalanlar ve antlaşmayı bozmayanlardır.
Onlar, Allah'ın bitiştirilmesini emrettiği şeyi bitiştirirler. Rablerine saygı duyarlar ve hesabın kötüsünden korkarlar.
Onlar, Rablerinin rızasını arzulayarak sabrederler; namazı kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık dağıtırlar ve kötülüğü güzellikle savarlar. İşte bu dünyanın iyi sonucu bu amelleri yapanlar içindir.
'Adn cennetleri bunlar içindir. Atalarından, eşlerinden ve zürriyetlerinden iyi olanlarla birlikte oraya girerler. Meleklerse her kapıdan yanlarına sokulurlar.
'Sabrettiğiniz için selâm size. Ahiret yurdunun ödülü ne güzeldir' derler." (R'ad:19-24)
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025
- Merhaba ey Hak’tan ferman merhaba! / 04.03.2025
- Ağır misafir ağır ağır teşrif etti / 28.02.2025