"Ramazan o aydır ki; insanlara kılavuz olan, iyi-kötü ayrımıyla hidayetten kanıtlar getiren Kur'an, onda indirilmiştir. O halde bu aya ulaşanınız onu oruçlu geçirsin." (Bakara:185)
Kur'an'ın bu ölçüsünden, bu beyanından hareketle rahatlıkla diyebiliriz ki, Kur'an'ın nazil olmaya başladığı o ilk Ramazan Kur'an'ın doğduğu ay, ondan sonraki her Ramazan ise Kur'an'ın doğum yıldönümüdür.
Doğum yıldönümünde Kur'an'ın sesi ile sesi-soluğu ve nefesi ile sadra şifa ilkeleri ve mesajları ile gönüllerden başlayarak bütün bir hayatımızı ve hayat alanlarımızı ihya etmek en başta gelen kazançlarımızdan olacaktır.
Bu sebepten ötürü, idrak ettiğimiz her doğum yıldönümünde, Kur'an'ı anlamak için sarf ettiğimiz gayretler, harcadığımız zamanlar bir öncekine göre daha fazla olmalı, zihnimizde ve gönlümüzde yeşeren manalar daha fazla çiçekler açmalıdır.
Hayat kitabımız Ku'an'ın doğum yıldönümünü idrak ettiğimiz bu günlerde, onu okumak için, dinlemek için ve daha çok mukabele takip etmek için ayırdığımız vakitlerden kat kat fazlasını, onu anlamak için, mesajlarını kavramak için harcamalıyız.
Onu okumaya, seslendirmeye, tilavet etmeye, daha fazla mukabele takip etmeye ayırdığımız vakit kadar, onun mesajlarını anlamaya, kavramaya ve hayatımıza tatbik etmeye yeterince vakit ayırmadığımızı yaşadığımız hayatın renginden, çarşısından-pazarından, caddesinden-sokağından, yüzlerimizdeki tebessümlerin her gün biraz daha kayboluşundan anlıyoruz.
Kadın-erkek her birimiz, Kur'an ile haşir-neşir olurken, tilavet ederken ya da okunanı dinlerken bir yandan da hayıflanmıyor muyuz, bu Kur'an gerektiği şekilde anlaşılsaydı bugün İslam âleminin genel manzarası böyle mi olurdu diye?
Bugün ellerinde Kur'an gibi devasa voltajlı bir ışık kaynağı olduğu halde Müslümanlar, zifiri karanlıkta bir birlerine toslamayı sürdürürlerken yaşadıkları coğrafyaların yer altı ve yer üstü kaynaklarını bu çağın emperyalistlerine kaptırmışlar kendileri de, yüzleri kızarmadan, bir birlerinden utanmadan, ellerindeki Kur'an'dan da haya etmeden bir birleri ile uğraşıyorlar, bir birlerinin mezheplerini, meşreplerini ve en ufak farklılıklarını bahane ederek acımasızca saldırıyorlar ve kardeş kanı dökmeye devam ediyorlar.
Kur'an'ın bir doğum yıl dönümünde daha esefle müşahede ediyoruz ki, Suriye'deki elem verici gelişmeleri içimiz burkularak görüyoruz ki, Kur'an ile ihya olmayı bir türlü başaramamışız.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025
- Merhaba ey Hak’tan ferman merhaba! / 04.03.2025
- Ağır misafir ağır ağır teşrif etti / 28.02.2025
- Gör / 25.02.2025
- Yaman yemişler / 24.02.2025
- Millet açlıkla, siyaset esnafı ise birbirleri ile... / 22.02.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025
- Merhaba ey Hak’tan ferman merhaba! / 04.03.2025
- Ağır misafir ağır ağır teşrif etti / 28.02.2025
- Gör / 25.02.2025
- Yaman yemişler / 24.02.2025
- Millet açlıkla, siyaset esnafı ise birbirleri ile... / 22.02.2025