YÖK - Milli Eğitim ve üniversitelerin kamburu-14

Yeni yasanın getirdikleri Yeni yasada başlıca değişiklikler meslek ve genel liselerin puanlamada bir nevi eşitlenmesine dayanmaktadır. Bu vetolu yasada: 1 - Sözel, 2 - Sözel eşitlikli, 3 - Sayısal, belirleme grupları bulunmaktadır. Okullar hangi puan türüne göre öğrenci alacakları ilan edilecek. Meslek liseleri genel liseler gibi üniversitelerde kendi bölümlerine ait olan kısımları seçmeleri halinde başarı puanları 0.80 ile çarpılacak. Mesela sayısal okuyan bir öğrenci alan üniversiteyi tercih ederse başarı puanı 0.8 ile çarpılıp o şekilde kayıt edilebilecek. "Mesela, sayısal okuyan bir öğrenci sayısalla öğrenci alan bir üniversiteyi tercih ettiğinde başarı puanı 0.80 katsayısı ile çarpılarak hesaplanacak. Sözel bölüm öğrencileri eşit ağırlığa dayalı bir programı tercih ederlerse başarı puanları 0.60 katsayısı, sözel ağırlıklı programı tercih etmeleri halinde 0.45 katsayısı ile çarpılacak. Eşit ağırlık okuyan öğrenciler sözeli tercih ederlerse başarı puanları 0.45, sayısalı tercih ederlerse 0.60 katsayısı ile çarpılacak. Aynı şekilde sayısal bölüm öğrencilerinin başarı puanları da eşit ağırlığı tercih etmeleri halinde 0.60, sözeli tercih etmeleri halinde ise 0.45 katsayısı ile çarpılarak bulunacak. Böylece meslek liselerinde okuyanların da üniversiteye girişte karşılaştıkları katsayı engeli de ortadan kalkmış olacak." (Not medyadan alınmıştır). ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu, YÖK'ün bürokratik bir kademe olduğunu belirterek, "Onlar sadece devletten aylık, Allah'tan sağlık, öğrenciye caka satsınlar, sağda solda profesör unvanıyla caka yapsınlar yeter" dedi. Mumcu, "Hükümettekiler samimi değiller, bu ülkenin kaderi hakkında sorumluluk duymuyorlar, ben de bu yüzden hükümetten istifa ettim" dedi. (Medyadan) Anayasa değişikliği gerekecek mi?AKP'nin Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Tayyar Altıkulaç yeni düzenlenen yasanın haksızlıkları ortadan kaldıracağını söyledi. Zaten bu yasa da onun için hazırlanmıştır. Ancak konu Hükümet'in ve Meclis'in tamamen iradesine bağlı olmaktadır. YÖK konusunun da düzeltilmesi için Anayasanın 130 ve 131. maddesinin değiştirilmesi gerekmektedir. Onun dışında YÖK'le ilgili hangi değişikliği yaparsanız yapın durumda fazla bir değişiklik olmaz, dedi. Ekim ayında Anayasa değişikliği paketi Meclis'e gelebilir. O zaman durum açıkça belli olur. Tüm bunlar şu durumu açıkça ortaya koymaktadır. Ülkemizin kaderi Milli Eğitimin düzgün olmasına ve yürümesindedir. Üniversitelerimizin durumları ise adeta YÖK tarafından her tarafı bloke edilmiş durumdadır. Kimse bu idareye dokunamıyor. Sanki kapıları çelikten, kilitleri de bir nevi açılmaz olmuştur. Etrafları bazı yasal zırhlarla çevrilmiş bulunmaktadır. Ama iradeli halkın ve yürekli idarecilerin gücü her zaman üstün gelecektir. Daha doğrusu bu bozuk düzenin düzeltilmesi gerekmektedir. Çünkü başka çıkar yol yoktur. Bunun yanında Hükümetin ve idarecilerin de bu üniversite ve orta eğitim ve öğrenim konusu daha ciddi ve yapıcı olarak ele alması şart. Mesela veto edilen yasa neden aylarca bekletildi? Neden bunun üzerine aktif olarak gidilmesin? Neden bu kadar vakit kaybı oldu? Şu anda direksiyon ve halkın iradesi, Hükümetin elindedir. Hükümet bunu ciddi ve kararlı bir şekilde ele alarak bir an önce gereken şekle sokması şarttır. Aksi takdirde milli eğitimimiz, üniversitelerimiz ve dolayısıyla Türkiye'miz ilmi ve eğitim yolunda gittikçe kan kaybetmektedir.