Beş yıllık çalışma sonucu 5 gün evvel Ada'nın ismi "Demokrasi ve Özgürlük Adası" olarak değişti. Yazımızın başlığı isim değişikliğinin gerekçesini açıklıyor.
27 Mayıs 1960 askeri darbesinin ardından Başvekil Adnan Menderes, Hariciye Vekili Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Vekili Hasan Polatkan'ı idam sehpasına götüren kararın verildiği Mahkeme Yassıada'da kurulmuştu. Dönemin kimi siyasileri, askerleri, üst düzey polis ve bürokratları da bu mahkemede yargılanmıştı. Duruşmalar tıpkı maç nakli gibi radyolardan veriliyordu. Henüz televizyon yayını olmadığı için radyo tek iletişim aracıydı. 60'lı yıllarda haftada bir gün İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maçka yerleşkesinde bulunan Maden Fakültesi'nden TV yayını yapılıyordu. Öğrencilik yıllarımda İleri Türk Musikisi Konservatuarı Korosu olarak İstanbul Radyosu'ndaki emisyonlarımızın yanında haftada bir gün (Salı günleri) de İTÜ'nün TV yayınlarına katılıyorduk. TRT'nin kuruluşu ve siyah beyaz TV yayınları çok sonraları hayata geçmişti.
Yassıada duruşmalarını radyodan takip ediyorduk. Duruşmaların delikanlı avukatlarından Hüsamettin Cindoruk ve ceza hukukçusu avukat Burhan Apaydın, avukat Orhan Cemal Fersoy gibi isimler de Cumhurreisi Celal Bayar, Adnan Menderes ve diğer önemli siyasilerin müdafileri olarak parladılar.
Ünlü siyasilerin ünlü avukatları olarak bu isimleri de sonradan siyaset sahnesinde gördük.
Dönelim adanın isim tashihine…
27 Mayıs'ın 60'ıncı yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP lideri Devlet Bahçeli törenle Yassıada'nın "Demokrasi ve Özgürlük Adası" olarak açılışını yaptı.
Erdoğan açılış konuşmasında: "Menderes ve arkadaşlarını idam sehpasına çıkartanların ve onları destekleyenlerin alınlarındaki kara leke hiçbir zaman silinmeyecektir. Darbe ile görevinden indirilen, Yassıada'da kurulan tiyatro mahkemelerde yargılanan rahmetli Menderes ve arkadaşları değil, tarihi, kültürü, değerleri ve inançlarıyla milletimizdi. Her üç kahraman da idam sehpasına gurur ve inançla yürüdü" dedi.
Hukuk açısından, Erdoğan'ın sözünü ettiği "tiyatro mahkemeler" kavramının altını kalın bir çizgiyle çizelim.
Tiyatro mahkemeler ne anlama gelmektedir? Hukuk dilinde bunun adı "özel mahkemeler" dir. Bu mahkemelerde yargıç dayatılan ideolojiye bağımlıdır. Yargı kesin taraftır, güçlülerin silahıdır, bağımlıdır. Yargıç bağımsız ve özgür değildir. Yargıç kendisine de bağımlıdır.
Bu mahkemelerde İnsan Hakları Hukuku ile "Düşmanla Savaş Hukuku" karşı karşıyadır. Hatta insan hakları hukuku açısından bir karinenin de ötesinde artık temel bir hak olarak kabul edilen "suçsuzluk karinesi" yerini "suçluluk karinesi" ne terk etmiştir. Kuşkudan sanık değil, devlet yararlanacaktır.
İşi somutlaştıralım:
27 Mayıs 1960 tarihi ve sonrasında yapılan gözaltı, tutuklama, soruşturma ve yargılamalar ile bu aşamalarda reva görülen muameleler, hukukun hiçbir tarafına sığdırılıp haklı gösterilemez. Bu uygulamaların tümü, esas itibariyle o dönemde yürürlükte olan iç hukuk kurallarına aykırı olduğu gibi altında imzamız bulunan uluslararası insan hakları belgelerine de aykırıdır. Muhatapların Cumhurbaşkanı, Başbakan veya Bakan olması değil, "insan" olması ve meşru kurallara aykırı davranılması gerçeğidir yaşanılanlar.
Olağanüstü mahkeme kurup, dürüst yargılama olmaksızın, suçta ve cezada yasallık ilkesini, tabii hâkim güvencesini hiçe sayan anlayış, "sonucu baştan belli olmak" karinesinden kurtulamayacak bir sürecin, hem de ülkeye demokrasi ve hukuk getirme iddiası bulunanlar tarafından yaşatabilme iddiasına yol açmıştır. 27 Mayıs 1960 tarihinden sonra kurulan mahkeme ve atanan yargıçlar uygulamasındaki yanlışlık, maalesef hukuk tarihimizdeki yerini almıştır.
Ne var ki, ders alınmadığı için tarih tekerrür etmiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın deyimiyle "tiyatro mahkemeler" oynanıp durmuştur.
Örnek mi, çoook: 12 Mart 1971 sonrası Sıkıyönetim Askeri Mahkeme ve ilk Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Yargılamaları, 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası Sıkıyönetim Mahkemeleri ve nihayet Ergenekon, Balyoz ve Casusluk davaları…
56 yıldır sanatla haşır neşir biri olarak, gerçek sanatçıları tenzih ediyorum, tiyatro sanatında böyle "usta" oyuncular görmedim.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023