Yalan söylediler

Adalet, dediler yalan söylediler. Kalkınma, dediler yalan söylediler. Güçler ayrılığı, dediler yalan söylediler. 

Eğitimde, sağlıkta, bürokraside, belediyelerde yalan söylediler. Tarımda, sanayide, yeraltı ve yerüstü zenginliklerimizde yalan söylediler.  

Dinde yalan söylediler, tarihte yalan söylediler. 'Yaratandan ötürü yaratılanı severiz' dediler. Yine yalan söylediler. 

Devletin bütün kurumları zan altında. Her gün imanın, ahlakın, aklın kabul edemeyeceği onlarca vahim olay yaşanıyor bu ülkede.

Artık söyleyecek yalan kalmadığı için gerçekleri anlatanları ya yargı sopasıyla ya da direk hedef göstererek susturma stratejisi uyguluyorlar. Ama nereye kadar? 

Sadece bu hafta yapılanlardan ve söylenenlerden bir özet çıkarayım sizlere.

Deprem

Deprem kuşağındaki ülkemizde deprem başlığı gündeme gelmesi için ya deprem olması ya da yaşadığımız depremlerin yıl dönümü olması lazım. 

Şubat yaklaşıyor. İlgili bakanlık uzun uzun 6 Şubat depremlerinde neler yaptıklarını, nasıl destan yazdıklarını anlatan sunumlar, videolar hazırlıyordur. 

Oysa 6 Şubat depremlerinden 25 gün sonra kameralar karşısında tüm Türkiye'ye, "319 bini 1 yıl içinde olmak üzere toplam 650 bin yeni konut yaparak depremzede vatandaşlarımıza teslim edeceğiz" sözünü veren kişi Sayın Erdoğan'dı.

2 ay sonra 2 yıl doluyor. Vaat edilen 319 bin konuttan sadece 53 bin 658'inin tamamlanıp, hak sahiplerine verildi.

Ne yapacağız? Lafa mı bakacağız yoksa yapılana mı?

Sadece Suriyelilere harcadıkları para ile sadece depremde yıkılan 11 ilimizin değil bütün ülkedeki riskli yapılan depreme hazır hale getirildi. 

Adalet

Kaybettikleri İstanbul seçimlerinin hemen akabinde, 'hiç bir şey olmamışsa bile illaki bir şey olmuştur' sözlerini sarf ettiler, seçimi bile yenilediler. 

O sözlerde herhangi bir itham, tehlike görmeyenler bugün Nasuh Mahruki'nin açıklamaları için: "Sığınmacı altında milyonlarca teröristin Türkiye'ye geldiğini ve bunların Türkiye'yi iç savaşa sürükleyeceğine yönelik ifadeler var. Bu ifadeler çok tehlikeli' deyip içeri attılar.

Sayın Erdoğan'ın TRT World Forum 2024'ün açılış konuşması sırasında, "Gemiler Gazze'ye bomba taşıyor", 'özgür Filistin' sloganları atan gençler anında paketlendi, hızlıca sorguya götürüldü ve savcıya çıkartıldı. Oradan mahkemeye ve tutuklandılar. 

Sonra Adalet Bakanı Yılmaz Tunç çıkıp dedi ki, 'Türkiye'nin Dünya Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde 117. sırada yer alması hakkında konuştu: "Hukuk devleti olmayan, demokrasi olmayan ülkeleri Türkiye'nin üstünde göstermek haksızlık."

Aynı Adalet Bakanı, 2021 yılından bu yana 131 kadının koruma tedbiri altında olmasına rağmen katledildiğini kabul etti.

Sebep olarak televizyonları çare olarak da senaristleri gösterdi ve şöyle dedi; "Dizi ve filmlerin umut aşılayıcı olması önemli. Ama bir türlü dizi, film ve TV programlarını düzene sokulabilmiş değiliz. Bu konuda televizyonlarla ve senaristlerle toplantılar yapmak uygun olacak."

Aile

Kadına Karşı Şiddeti ve Ayrımcılığı Araştırma Komisyonu üyeleri ile bir araya gelene İçişleri Bakanı Yerlikaya, 'bu yıl KADES'e gelen ihbar sayısının 1 milyon 420 bin 66 olduğunu' söyledi ve kadınlara kalkan elleri indirmeye kararlıyız. Bu konu bizim amasız, fakatsız en hassas olduğumuz konuların başında geliyor' dedi.

Yani 1 milyon 420 bin 66 el kalkmış ama Sayın Bakan hala indirmede kararlı!

Sağlık

Aile hekimleri, Sağlık Bakanlığı'nın getirdiği yeni yönetmelik değişikliğine tepki olarak Türkiye genelinde iş bırakma eylemleri gerçekleştiriyor.

Sağlık Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci bu eylemler için ne dedi biliyor musunuz?

"Aile hekimlerinin yaptığı grevin sağlık sistemini aksatmadığını, grevin ardından insanların ''ne yapıyor aile hekimleri?'' diye sorduğunu söyledi.

E! Baştaki, "Varsın gidiyorlarsa gitsinler. Buralar boş kalmayacak' derse alttaki de canın çıksın, der. 

Yerli üreticiyi koruyacaklarmış

Eti meselesini hatırlar mısınız? Sayın Erdoğan, "Tarım ve Orman Bakanımız İbrahim Yumaklı ile de değerlendirdik. Vatandaş kırmızı ete beklediği fiyatlarla ulaşabilsin diye süratle Uruguay'dan Brezilya'dan büyükbaş hayvan ithalini yapalım talimatını verdim" demişti.

E-ticaret başlığında ise Ticaret Bakanı Ömer Bolat ise 'esnaf ve ilgili meslek kuruluşlarının yoğun şikayetleri üzerine 150 euro olan kargo sınırını 30'a çektik. Amacımız yerli üreticiyi korumak, tüketiciden anlayış bekliyoruz' dedi.

Tarımda üreticiyi korumayan iktidar, e-ticarette yerli üreticiyi koruyacakmış.

Nasıl koruyacaklarını ise Mehmet şimşek açıkladı: konum vergisi getireceğiz. 

Ve Sayın Erdoğan bu yıl için dedi ki, "Yılbaşından sonra aldığımız tedbirlerin ve politikaların günlük hayattaki yansımalarını daha iyi göreceğiz. Biraz sabır ve daha çok destek istiyorum".

Ardından açıklandı ki, 2025 yılında bütçeden Saray'a 16 milyar 928 milyon TL ayrılmış. 

Büyüdük

'Büyüdük' derken haklılarmış! Küresel Servet Raporu'na göre Türkiye'de 2008-2023 arasında kişisel servet %1.708 arttı. Bayağı büyütmüşüz. 

Vatandaşta büyümüş! 2024 yılına bankalara 2 trilyon 689 milyar 608 milyon lira borç ile giren insanımızın borcu 29 Kasım itibarıyla 3 trilyon 687 milyar 265 milyon liraya çıkmış.