15 Temmuz sonrasıydı. İzmir'de FETÖ için casusluk iddiasıyla ABD uyruklu bir papaz yargılanıyordu...
Yargılama devam ederken ABD Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Philip Kosnett, duruşmaları takip ettiğini, papazın suçlu olduğuna dair bir gösterge olmadığını, ABD'nin bu yargılamadan derin rahatsızlık duyduğunu açıklıyordu...
ABD Dışişleri Bakanlığı da aynı mealde suçlamalar asılsız, inandırıcı bir kanıt yok, spekülasyonlar üzerine inşa edilmiş bir dava, diyor ve adalet yerine hükümetimize çağrıda bulunarak, "davayı şeffaf ve adil şekilde çözüme kavuşturun" çağrısında bulunuyorlardı.
ABD üstü kapalı mesajlarının karşılık bulmadığını görünce iyice arsızlaştı.
Bugünlerde sığınakları mesken edinen Trump o günlerde; "ABD, rahip Brunson'un uzun süreli tutukluluğu için büyük yaptırımlar uygulayacak. Bu masum inanç adamı derhal serbest bırakılmalı!" mesajı yayınladı.
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence; "Pastör Andrew Brunson'u şimdi serbest bırakın ya da sonuçlarla yüzleşmek için hazır olun. Eğer Türkiye, bu masum inanç adamını serbest bırakmak için hemen harekete geçmezse Türkiye'ye ciddi yaptırımlar uygulayacak" açıklamasını yapıyordu. Tabi bu sözler yenilir, yutulur cinsten değildi. Anında karşılığını verdik!
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Ucuz tehditlere tahammülümüz yok. ABD Türk yargısının kararlarına saygı duymalı" dedi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu; "Hukuk kuralları herkes için istisnasız geçerlidir."
Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Kalın; "ABD tehditlerle netice alamaz."
Eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ; "…Türk yargısı, bağımsız ve tarafsızdır. Hiçbir kişi, makam veya organ Türkiye'ye de Türk yargısına da emir ve talimat veremez; tavsiye ve telkinde bulunamaz."
Güncel Adalet Bakanı Abdülhamit Gül; "Türkiye kendi kaderini tayin eden tam bağımsız ve egemen bir ülkedir. Brunson davası da, tam bağımsız ve egemen bir ülkede olması gerektiği gibi kendi mecrasında ilerleyecek, Yüce Türk adaleti nihai sözü söyleyecektir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan; "Papazı verin diyorlar. Bir papaz da sizde var, bize verin, yargılayalım, biz de onu size verelim. 'Onu karıştırma' diyorlar. Bu fakir, bu görevde olduğu sürece o teröristi alamazsın."
Aradan üç-beş gün geçti. Hapis cezası ev hapsine çevrildi. Bazı tanıklar ifade değişikliğine gitti ve bir sabah ansızın Papaz da gitti.
Trump, "O kişinin serbest kalmasını sağladım… ben, 'Onu bırakmalısınız' dedim. Daha sonra 'Onu bıraksanız iyi olur' dedim ve onu bıraktılar. Bu bir mucizeydi, Öyle değil mi?" dedi.
"Serbest bırakılan Rahip Brunson ile Oval Ofis'te görüşeceğim... O harika bir Hıristiyan. Yardımı için Başkan Erdoğan'a teşekkür etmek istiyorum" mesajlarını da Trump yayınladı.
O papazın anne-babası da, Sayın Erdoğan'a teşekkürü unutmadılar.
Bakalım Topuz'u kaçıracak mıyız!
ABD elçiliğinde görevli ve o rahiple aynı suçlamalarla yani FETÖ'ye yardım ve yataklık iddialarıyla yargılanan Metin Topuz'a mahkeme 8 yıl 9 ay ceza verdi.
ABD'nin aynı maslahatgüzarı 2 yıl sonra yine aynı açıklamayı yaptı.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Papaz Brunson için kurduğu cümlelerin hemen hemen aynısı şimdi Metin Topuz için kurdu ve "bu mahkumiyet, Türkiye'deki kurumlara olan inancı ve ABD-Türkiye ilişkilerine zarar vermektedir" dedi.
İkinci Brunson vakası mı yaşanılıyor bilmem ama bildiğim bir şey var; vermeyecektiniz o sarı öküzü…
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025